Deprem korkusunu yenebilirsiniz!

Deprem korkusunu yenebilirsiniz!
Depremin her gün gündeme gelmesinin ‘depremle birlikte yaşayın’ demek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu durumun insanların ruh sağlığını olumsuz etkilememesinin mümkün olmadığını söylüyor

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 6 Şubat’taki Kahramanmaraş depreminin ardından sıklıkla gündeme getirilen büyük İstanbul depremi tartışmalarının insanların psikolojisi üzerindeki etkilerine değindi. Her gün İstanbul depreminin gündeme gelmesinin ‘depremle birlikte yaşayın’ demek olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bir insana ‘depremle birlikte yaşayın’ demek, ‘evinizdeki yılanla birlikte yaşayın’ demek gibi. Bunun ruh sağlığını olumsuz etkilememesi mümkün değil, onu rahatlıkla söyleyebiliriz. Psikolojik açıdan bu iki türlü etki yapar. Biri kaygıyı yükseltir, ikincisi de kaçınma davranışına neden olur. Kişi bu durumu yok sayarak bu konuyu yaşamaya çalışır. Yahut ortam değiştirerek kaçınmaya çalışır. Bunlar insanın stres yükünün artıran durumlardır.” dedi.

Somut adımlar konuşulmalı
Daha önce deprem yaşamayanların bile zaman zaman ‘deprem oluyor’ hissine kapılmalarını değerlendiren Tarhan, “Depremle ilgili bir farkındalık gerekiyor, bunu kabul etmeliyiz. Şu anda ciddi bir yapı stoğunun depreme karşı dayanıklı olmadığı çok kesin biliniyor. Bu gibi durumlarda insanlara vehim vererek, kuruntu yaparak, korkutarak değil, bilimsel çalışmalarla gitmek, ‘şu semtte şu binalar riskli onunla ilgili şu somut adımlar atılıyor’ demek gerekir. İnsanı en çok rahatsız eden, kaygısını artıran, ruh sağlığını bozan, yanlış şeyler yapmaya iten, psikiyatrik olguların artmasına sebep olan şey belirsizlik ve bilinmezliktir. Bu tür konularda yol haritası çizmek, somut, kanıta dayalı adımlar atmak gerekiyor. Bu yapılamadığı zaman depremle ilgili farkındalık yönetilemez. Sürekli deprem konuşularak insanların ruh sağlığını bozmanın ciddi bir karşılığı olacaktır.” şeklinde konuştu.

Kötü dünya sendromu var!


İstanbul’da yaşayanların depremi yaşamak, enkaz altında yaşam mücadelesi vermek veya ölüm korkuları yaşayabileceğini dile getiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnsanın hangi korkuyu yaşadığı kişilik özelliklerine göre değişir. Geçmişte deprem travması olanlar bu durumu daha şiddetli yaşarlar. Yakınını kaybetmiş olanlarsa daha farklı yaşar. Şu an toplumda ‘hayat güvenli değil, İstanbul güvenli değil’ diyenler çoğaldı.” dedi.

Ölüm korkusunun nedenleri


Ölüm korkusuna duyarlı olan kişilerde kaçınma davranışının görülebileceğini de sözlerine ekleyen Tarhan, şöyle devam etti: “Kötü dünya sendromu olarak adlandırılan bir durum var. Kötü dünya sendromunda insanlar dünyanın güvenli olmadığını düşünür ve üç türlü tepki ortaya çıkar. Birinci tepki, içine kapanır depresyona girer. İkinci tepki, kişi saldırganlaşır, şiddet olaylarının artmasına sebep olur. Üçüncü tepki de kaçınma davranışı gösterirler. ‘İstanbul güvenli değil’ diye kaçmaya başlarlar. Birçok alanda Anadolu’dan İstanbul’a gelmek isteyen uzmanların sırf deprem olacak diye gelme kararını değiştirdiklerini de biliyoruz bu arada.” 

İlk koşul kabul etmek


Depremzede olmadan depreme psikolojik olarak nasıl hazırlanılması gerektiğine değinen Tarhan, “Öncelikle İstanbul’da bir deprem kuşağında yaşadığımızın bilincinde olacağız. İkincisi depremin artık uzak bir ihtimal değil de yakın ve mümkün bir ihtimal olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bunu kabul ettikten sonra kişinin kendi planının olması gerekir. Hayat üçgenini muhakkak bilmek, bir deprem çantası bulundurmak gerekiyor. Kişi evinin güvenli olup olmadığıyla ilgili testleri yaptırmalı, raporları almalı. Hiçbir şey yapmamak kaygıyı artırır ama bir adım atmak kaygıyı azaltır. Muhakkak ‘burada bana düşen vazife nedir’ diye düşünüp somut adımlar atmak gerekiyor. Yapılabilecek her şeyi yaptıktan sonra da bu konu akla geldiğinde ‘ben bununla ilgili yeterli adımları attım’ deyip hemen rutin işlere dönülmesi lazım.” açıklamasını yaptı.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.