Fazla gösteriş mutsuzluk getirir!

Fazla gösteriş mutsuzluk getirir!
Gösteriş tutkunu olma konusuna değinen psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Gösteriş tutkunu olmak psikolojik olarak patolojik bir savunma mekanizmasıdır. Sağlıklı olmayan patolojik savunma mekanizmasıdır.

Yani sahte bir rahatlık sağlar. O anda alkış sağlar. Fakat bir müddet sonra kişide sahte bir kişilik oluşur. Devamlı gösterişle beslenmeye başlar. İlgiyi kaybettiği anda depresyona girer bu kişiler.” dedi

 



Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gösteriş tutkunu olma konusunu değerlendirdi. Tarhan, Amerikan Psikoloji Birliği’nin sosyal medya hesaplarında günde üç defadan fazla kendisini sergileyen kişilerin narsistlik kişilik özellikleri olduğuyla ilgili resmi açıklama yaptığını dile getirerek, ‘önemli ve değerli olma duygusuna’ işaret etti. “Önemli ve değerli olma duygusunu bazı kişiler ünlü olarak, bazı kişiler güçlü olarak, bazı kişiler şöhret makam sahibi olarak, bazı kişiler bir şekilde toplumda parmakla gösteriliyor olma şeklinde tatmin ediyor.” diyen Tarhan, bu kişiler önemli ve değerli olma duygusuna layık değillerse benlik algılarının bunu kaldırmadığını ve ‘görgüsüz’ denilebilecek durumlar ortaya çıktığını söyledi.


Bu kişiler güce, makama, paraya ve ilgiye layık olmadıkları için abartılı hareket edebildiklerini de kaydeden Tarhan, “Dışarıdan bakarsın ‘Adam ne güçlü ya’ dersin, ‘Ne cesur’ dersin. Halbuki içindeki korkuyla mücadele ettiği için o cesur rolü oynuyor. Bu kişiler de zengin rolü oynar, güçlü rolü oynarlar. Böyle alkışlanan rolü oynarlar, alkışla beslenirler. Bu kişiler aslında iç dünyalarında kendilerini önemsiz ve değersiz görüyorlar ama önemli ve değerli rolü oynayarak topluma kendilerini öyle ifade ediyorlar ve ilgi toplayarak, o şekilde ego tatmini yapıyorlar. Bu çarpıtılmış bir ego tatmini yöntemi.” dedi.
 


Aslında eğer abartarak gösteriliyorsa bunun layık olmadıklarını gösterdiğini belirten Tarhan, “O layık zannediyor kendini ama ruhsal yapısı ona layık değilmiş. Şimdi meyveli ağaçlar vardır, bir meyveli ağacı düşün, elması çok oldukça ağaçlar eğilir ama elması az olan ağacın kafası diktir. Diktir dalları, bunlar da onu taşıyacak olgunlukta olmadığı için, bununla ilgili alçak gönüllüğü gösteremiyorlar. Onunla ilgili böyle kendilerini abartılmış bir şekilde algıladıkları için yani benlik algıları, benlik saygılarıyla uyumsuz oluyor. Çünkü kendi olduğu benlikler üzerinden çok abartılı bir şekilde olması gereken benliklerini çok abartılı görüyorlar, abartılı gördükçe de hep aşırı yapay davranıyorlar. Yapay davrandıkları için de soğuk düşüyor, ilgisi göze çarpıyor, orantısız kalıyor ve tam istediklerinin aksiyle karşılık buluyorlar bu sefer de.” diye konuştu. Elde ettikleri şeyi abartılı gösterenlerin psikolojik olarak ve duygusal olarak hak etmediklerini de kaydeden Tarhan, “Belki para kazanmıştır ondan hak ediyor gibi görür kendini ama, kazandığı yolların nasıl olduğu ayrı bir konu. Psikolojik olarak o ilgiyi, makamı, alkışı hak etmiyorlar.” diye konuştu.


Anne babaya çocuklarını överken, çocukları büyütürken ‘Sakın kişiliklerini övmeyin’ dediklerini de anlatan Tarhan, şunları kaydetti: “Kişiliklerini översek çocuk ‘Ya ben neymişim’ diye duygulara kapılıyor. Halbuki ‘Davranış ve çabalarını övün’ diyoruz, ‘Bak şu kadar ders çalıştın, ne güzel not aldın. Bak gittin yardım ettin, bunu yaptın ne güzel’. Davranış ve çabayı överseniz çocuk bir şeyler öğrenir ama kişiliğini överseniz egosu şişer, ‘Ben zaten biliyorum, ben zaten en iyiyim’ der.

Genellikle bu kişiler, narsistik kişilik yapısında olan kişilerdir. Bunlar aslında çok çalışırlar ve kendilerine akıllı, yetenekli dedirmekten zevk alırlar ve akıllı yerine alkış alacak şekilde işler yaparlar, alkış da alırlar fakat arka planda duygusal olarak, ruhsal olarak bunu hak etmedikleri için, o hak etmemeleri nedeniyle bu kişiler, hak etmedikleri için onu hazmedemezler. Yani bir insan midesine hazmedemeyeceği bir şey yerse ne yapar? Reaksiyon gösterir. Bağırsaklar bozulur, kusma olur, burada da psikolojik olarak hak etmedikleri için abartılı bir reaksiyon gösteriyorlar ve tam korktuklarının, beklediklerinin tam tersiyle karşılaşıyorlar diyebiliriz.”


Gösteriş tutkunu olma konusuna değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şöyle devam etti: “Gösteriş tutkunu olmak bir psikolojik, patolojik bir savunma mekanizmasıdır, psikolojik olarak. Sağlıklı olmayan patolojik savunma mekanizmasıdır. Yani sahte bir rahatlık sağlar. O anda alkış sağlar. Fakat bir müddet sonra kişide sahte bir kişilik oluşur. Devamlı gösterişle beslenmeye başlar. İlgiyi kaybettiği anda depresyona girer bu kişiler.” Hollywood’da ‘40 yaşına gelmiş bir yıldızın aktrisin kabusu nedir?’ diye bir soru sorulduğunu ve cevabın da ‘40 yaşına gelmektir’ olduğunu anlatan Tarhan, orada ilginin sadece kişiliğe olmadığını, cinsiyetçi de olduğunu, kişiliğine ilgi olsa, yaş ilerledikçe olgunlaştığı için ilginin daha çok devam etmesi gerektiğini kaydetti. Ünlü kişilerin yaşadıklarını ve sahip olduğu şeyleri içselleştirdiklerini ifade eden Tarhan, ama eksiklik, yetersizlik duygulu olan kişilerin, ilgi gördüğü zaman egolarını şımarttıklarını, abartılı davranışa başladıklarını ve orantısız bir şekilde kendilerini teşhir ettiklerini kaydetti.

“Yani bir soru sorarlar, sordukları soru kendini öven bir sorudur. Topluma girerler, kendisini övmeyen kişiyi düşman gibi görürler. Bu narsistik kişilik yapısıdır. Bu kişiler övgüyle beslenirler.” diyen Tarhan, bu kişilerin eleştiriye karşı da aşırı tepki verdiklerini söyledi. Tarhan, kültürel olarak yetersiz olan bu kişilerin zenginlik fazla geliyorsa görgüsüzleştiklerini kaydederek, fazla bilgileri varsa bu kişilerin bir müddet sonra bilginin onları kibirli yaptığını da dile getirdi. “İnsan bir konuyu abartıyorsa, benlik algısıyla olduğu benlikle olması gereken benlik arasındaki farkı bilmiyorsa, mevcut olduğu durumu biliyor ama hayal ettiğini bilmiyorsa, aradaki makas açıksa, bu kişiler o olması gerektiği benliğin açlığını, fakirliğini, susuzluğunu çekerler.” diyen Prof. Dr. Tarhan, bu kişilerin sahte işler yaptıklarının, sahte şeyler yaptıkları için de çok göze battıklarını söyledi.


Bir insanın ego ideali olmasının güzel bir şey olduğunu dile getiren Tarhan, kişilere ego ideali olsun, kendi benliğini bilsin, zayıf yönlerini bilsin diye psikoswot analizi tavsiye ettiklerini ifade etti. Prof. Dr. Tarhan, “Psikoswot analizinde ne var? İşletmecilerin kullandığı bir şeydir swot analizi. Güçlü yönlerini bil, zayıf yönlerini bil ve seni bekleyen fırsatları bil, tehditleri bil ama bunları yaparken amacını bileceksin önce. Bir insanın ego ideali vardır. Nasıl bir insan olmak istiyorsun, hayatın sonuna geldiğin zaman. Nasıl bir kişilikle bu hayatını geçirmek istiyorsun. Hayatın sonuna geldiğinde neleri biriktirmek istiyorsun gibi… Bir ego ideali varsa insanın, böyle hayat yolunda ilerlerken, önüne iyi şeyler de çıkar, kötü şeylerde çıkar. Kötü şeylere hayır diyebilir. Ama böyle kişiliği zayıf olan kişiler, kişilik altyapısı zayıf olan kendi yok eksik kusurlarını görmezler. Kendi hep iyi taraflarını görürler, onun üzerinden abartırlar onu. O şekilde yaptıkları başarıları abartırlar, yani yetenekli olduğu alanları abartırlar ama abartı olduğu için her abartı karşıtını besliyor.” dedi.
 


Aşırı isteklerin insanlara hata yaptırdığını da kaydeden Tarhan, “Aşırı istek olduğu için, hata yapıyorlar. Bir de o an hipnotize olmuş gibi oluyor, onları görmüyorlar. Onlara işte realite körlüğü deniyor. Narsistik körlük deniyor. Körlük oluyor yani. Bir insan bu odada mesela, toplu iğneyi arayacaksın, masanın üzerinde toplu iğne fakat sen diyorsun ki, ben üzerinde olmaz diye bakmıyorsun, odanın her tarafından arıyorsun, bulamıyorsun, çünkü orada. Bakmadığınız için körlük oluyor. Bu kişiler de kendi hatalarına bakmıyorlar. Eleştiriye kapalı kişiler bunlar.” şeklinde ifade etti. Büyük şirketlerin hataların bulsunlar diye, danışmanlık şirketlerine yüklü ücretler ödediklerini anlatan Tarhan, “Bizim hatamızı, yanlışlarımızı, bulsun da düzeltelim. Hata yapmayalım diye…” dedi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.