TOKSİK KİŞİLER MİKSER GİBİDİR!

TOKSİK KİŞİLER MİKSER GİBİDİR!
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, toksik kişiler konusunu değerlendirdi.

Toksik kişilerde küresel olarak artış olduğuna dikkati çeken Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bunlar aç gözlü ve doyumsuz kişilerdir. Hep bana derler, sadece kendi çıkarlarını düşünürler, başkalarının hakkını, hukukunu hiç önemsemezler, kendilerini dünyanın merkezinde görmeye çalışırlar. Mikser gibidirler, girdikleri yeri karıştırırlar, huzur olmaz onların olduğu yerde” dedi

Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, toksik kişiler konusunu değerlendirdi. Kelime anlamı zehirli demek olan toksik kelimesinin 2018’de Oxford tarafından yılın kelimesi seçildiğini dile getiren Tarhan, “Toksik kelimesini kavramsallaştırmaya ihtiyaç hissedildi. Özellikle iş yönetiminde, iş ilişkilerinde, insan ilişkilerinde toksik kişiler ciddi şekilde işteki verimi düşürüyor. İşten çıkarmaları artırıyorlar, politik hayatta da düzeni bozuyorlar, ailede düzeni bozuyorlar. Toksik kişilerde küresel olarak sanki bir artış var ve onun üzerine bunu tanımlama ihtiyacı ortaya çıktı. Daha sonra da literatüre toksik ilişkiler ve toksik liderlik olarak girdi” dedi. Toksik ilişkilerdeki bu kişilerin sadece kendi çıkarı için çalışan, yalan söyleyen, kuralları çiğneyen, kötü niyetli, olaylara hemen en kötü niyetleriyle yaklaşan, dedikoduyu yayan, iş arkadaşlarının kusurlarını arayan, zorbalık gösteren kişiler olduğunu anlatan Tarhan, bu çalışanların, bunu bazen bilinçli bazen bilinçsiz, karakterlerinin gereği olarak yaptıklarını söyledi.

Kimler toksiktir?

Toksik karaktere sahip olan kişilerin bu yaptığını normal kabul ettiğini de ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “En tehlikelisi de budur. Mikser gibidirler, girdikleri yeri karıştırırlar, huzur olmaz onların olduğu yerde ve bu tarz kişilere nasıl davranılacağı üzerine çok çalışılan bir alan. Psikiyatrik olarak araştırdığımızda bu kişiler, özellikle paranoid kişiler de bu kişilere giriyor, kuşkucu ve şüpheci kişiler. Mesela bir insan obsesif olabilir ama kibirli bir obsesif olursa, paranoid olur ama kibirli bir paranoid olursa bu daha çok ortaya çıkar. Çünkü kendi öz eleştirisini yapamıyor, kendini geliştiremiyor. Veyahut da oyuncu kişilikler vardır. Her şeyi tiyatral yaparlar yani yanar döner kişi özellikleridir, menfaat odaklı dönerler. Diğer bir kişilik özelliği narsistik kişilik özellikleri ve bütün bunların hepsi toksik kişilik özellikleri olarak kabul ediliyor” dedi.

Zorba olurlar

Böyle kişilerin diğer insanlarla ilişkilerinde kolay kolay güvenmediklerini ve her geleni önce kötü gördüklerini, ondan iyi davranış gördüğü zaman ‘he iyiymiş’ demeye başladıklarını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Yani kuşku esas, güven istisnadır bu kişilerde. Başkalarını da küçümserler, bıyık altı gülerler. Bazen de pasif agresif davranışlarla işi tıkarlar. Mesela bir iş alırlar, ‘Peki efendim yapıyorum’ derler ve yapmazlar ona pasif agresif deniyor. Mesela gücü varsa eğer o gücü ceza verme şeklinde kullanır, hemen parmak sallar, ezer geçer. Yani zorbalığı yöntem haline getirmiş kişilerdir. Sürekli kendi alanlarını düşünürler, kendi alanlarını büyütmeyi düşünürler. Hep bana derler, sadece kendi çıkarlarını düşünürler, başkalarının hakkını, hukukunu hiç önemsemezler, kendilerini dünyanın merkezinde görmeye çalışırlar” diye konuştu.

Toksik kişiler arttı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, toksik kişilerin arttığını, çünkü dünyanın ‘elektronik köy’ olduğunu ve kötülüğün yayılma hızının iyilikten 6 kat daha fazla olduğunu ifade ederek, “Kötüye reaksiyon, olumsuza ve negatif bilgiye reaksiyon, pozitif bilgiye reaksiyona göre 6 defa daha hızlı” dedi. Tarhan, kötülüklerin de küreselleştiğini, post travmatik stres bozukluğu tanımının da 2001 yılında ikiz kule bombalamasından sonra değiştirildiğini, çünkü iletişimin küreselleşmesiyle olayı yaşamayanlarda da Post travmatik stres bozukluğu görüldüğünü kaydetti. ‘Kötü Dünya Sendromu’ diye tanım konulduğunu ifade eden Tarhan, “Bazı insanlar dünyanın geleceği güvende değil gibi hissediyor, bazıları içine kapanıyor, bazıları saldırganlaşıyor, bazıları pasifleşiyor böylece kişilik ortaya çıkıyor. Yani insanlık eskiye göre çok şeye sahip oldu. Maddi refah seviyesi yükseldi ama psikolojik refah seviyesi aynı paralelde değil. İnsanlar da çözüm üretmeye yöneldi” dedi.

KAYIRMACI KİŞİLER TOKSİK KİŞİLERDİR!

Prof. Dr. Tarhan, İngilizcedeki Nepotizm tanımının ‘nephew’ sözünden geldiğini hatırlatarak, “Yani yeğenini tutmak, akrabasını kayırmak. Bizde de yeğenim, yeğenim denir ya akrabalara demek ki orada erkek yeğen için söylenen söz. Nepotizm yani kayırmacılık. Mesela kayırmacı kişiler toksik kişilerdir. Çünkü onlar adaleti sağlayamazlar” dedi. Adalet duygusunun genetik olup olmadığının araştırıldığını da söyleyen Tarhan, insanlarda zihin üstü genlerin varlığının araştırıldığını, “Bununla ilgili genetik bir kod mu var? Yazılımı mı var? İnsan beyinde ne var?” diye araştırıldığını da dile getirdi. Ailede duygusal olarak ihmal edilmenin de çocukluk çağı travması olduğunu kaydeden Tarhan, “Bu nedenle duyguda da adalet önemli” ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.