Türkiye'de kadının adı yok!

Türkiye'de kadının adı yok!
Türkiye'de kadın cinayetleri ve kadınların uğradığı istismarlar hiçbir zaman gündemden düşmüyor.

 Hemen her sene onlarca kadın öldürülüyor, yüzlerce kadın taciz veya çeşitli cinsel istismar ve baskılara maruz bırakılıyor, ortaya çıkan bilanço tek kelimeyle korkunç

 

İstanbul'da yaşayan Bekir Y, 2023 Türkiye'sinde herkesi hayrete düşürecek bir gerçekliği geçtiğimiz hafta Damga okurlarıyla paylaşmıştı. 24 yaşında olan ve havacılık alanında üniversite eğitimini tamamlamış olan yeğeni Gülan A'nın ailesi tarafından 'töre' gerekçe edilerek evlenip boşanmış, 3 çocuklu bir adamla zorla evlendirmek istendiğini anlatan Bekir Y, “Benim yeğenimin böyle bir evliliğe asla rızası yok. Söz konusu adam eve gelip, kızımızı istedi. Kızın babası ve amcaları 'töre' gereği bu evliliğin gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Kızımız orada “ben böyle bir evlilik istemiyorum” dedi. Amcaları araya girip; “Hayır bu evlilik olacak. Töre böyle diyor” gibi laflar etti. Ben böyle bir şeye razı gelmedim” ifadelerini kullanmıştı.

Töreniz batsın


Söz konusu durumun kabul edilemez olduğunu söyleyen Bekir Y, “Benim yeğenim affedersiniz bir mal değil bir nesne değil. Kalbi olan aklı olan bir insan. 24 yaşında okumuş, etmiş kendini yetiştirmiş bir birey. Onu bu karanlığa teslim edemezdim. Töre deyip duruyorlar. Töreniz batsın” diye konuştu.

Çok sayıda kadın  öldürüldü


Bekir Y ve yeğeninin başına gelenlerse Türkiye'de kadınların karşı karşıya kaldıkları sıkıntılardan yalnızca biri. Türkiye’de kadın cinayetleri ile ilgili veriler son 10 yılda kadın cinayetlerinin gün geçtikçe arttığını gösteriyor.Kadın cinayetlerinin sayısı Türkiye'de, 2000'li yıllarda geçmiş yıllara göre büyük artış göstermiş; 474 kadının öldürüldüğü 2019 yılı, ülkede son 10 yılda en fazla kadının öldürüldüğü yıl olmuştur. Ülkemizde kadın cinayetleri ile ilgili veriler ve istatistikler farklılık göstermektedir. Bu veriler resmi ve kadın örgütleri tarfından açıklanmaktadır.Türkye’de partnerleri ve aile üyeleri tarfından öldürülen kadın sayısına ilişkin veriler,ilgi devlet kurumları tarafından paylaşılmadığı ve önemsenmediği için resmi veriler kadın cinayetlerini yansıtmakta yetersiz kalmakta. 2009 yılında dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin 'in TBMM'de sunulan bir soru önergesine verdiği yanıt, Türkiye'de kadın cinayetleri konusunda resmî sayılabilecek önemli bir veri kabul edilir. Bu yanıtta ülkede 2002-2008 arasında işlenen kadın cinayeti sayısı 2002'de 66, 2003'te 83, 2004'te 128, 2005'te 317, 2006'da 663, 2007'de 1011, 2008'de ise 806 olarak açıklanmış ve 2002'den bu yana kadın cinayetlerinde 14 misli artış olması, medyada ve siyasetçiler arasında çok tartışılmıştı.

Kadın cinayetleri önlenemiyor


2013 yılında verilen bir başka soru önergesine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın verdiği cevapta ise 2009'da 171, 2010'da 177, 2011'de 163, 2012'nin ilk 9 ayında ise 128 kadın cinayeti işlendiği bildirildi. 2021 yılı Ocak Ayında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 6284 sayılı kanun kapsamındaki kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadın sayısını 2017'de 353, 2018'de 279, 2019'da 336 ve 2020'de ise 266 olarak duyurdu. Kadın cinayetlerini engellemek ve son vermek adına kurulan gruplardan biri olan ve bir grup kadın tarafından 2010 yılında kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) verileri, son 10 yılın korkunç bilançosunu ortaya koydu. Platform verilerine göre, 2013 yılında 237, 2014’te 294, 2015’te 303, 2016’da 328, 2017’de 409, 2018’de 440, 2019’da 474 kadın erkekler tarafından öldürüldü. KCDP, 2020 yılından itibaren raporlarında kadın cinayetlerinin yanı sıra şüpheli kadın ölümü verilerine de yer verdi. Böylece, 2020 yılında 300 kadın cinayeti, 171 şüpheli kadın ölümü, 2021’de 280 kadın cinayeti, 217 şüpheli kadın ölümü, 2022’de ise 334 kadın cinayeti, 245 şüpheli kadın ölümü yaşandı. Kadın Cinayetlerini durduraacağız platformunun yayınladığı verilere göre 2023 yılının ilk dört ayında 165 kadın erkekler tarfından vahşice katledildi. 

Cinayetlere verilen cezalar gülünç


Ülkemizde kadın cinayetlerine verilen cezalar her zaman gündem olmuştur. Kimi zaman yeterli görülen cezalar kimi zaman yetersiz bulunmuştur. Türk gündeminden uzun süreler boyunca düşmeyen, kan donduran bazı kadın cinayetleri olmuş ve bu vahşetlere verilen cezalarda gündemden düşmemiştir. Gündem tarafından ilgi ve alakayla takip edilen bazı kadın cinayetleri şunlardır:

2004'te İstanbul'da işlenen Güldünya Tören cinayeti, Türkiye'de aile içi şiddet, tecavüz ve töre cinayeti konularında sık sık alıntılanan, tezlere konu olan ve sembol olarak adlandırılan bir olay oldu. Güldünya Tören'i öldüren İrfan Tören müebbet, Ferit Tören ise 23 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. 

3 Mart 2009'da işlenen Münevver Karabulut cinayeti, Türkiye kamuoyunda dikkat çekti ve büyük tepki doğurdu. Cinayetin basında yer alış şeklinin verdiği rahatsızlık, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun ortaya çıkmasında rol oynadı.

2010 yılında Siirt'te gerçekleşen ve intihar değil, cinayet vakası olduğu üç yıl sonra ortaya çıkan Esin Güneş cinayeti, uzun süren gerçeğin ortaya çıkarılması ve adalet arayışıyla ülkenin gündemine geldi. Dava, Güven Güneş’in eşini kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması ile sonlandı. Bu cinayet davası ve karar, diğer şüpheli ölümlerin yargılanma süreci için emsal oluşturdu.

Boşanmak istediği eşi tarafından 2011'de İzmir'de öldürülen Ferdane Çöl'ün davası, katil Sedat Çöl'ün ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılması ile sonlandı.

11 Şubat 2015'te gerçekleşen Özgecan Aslan cinayeti, ortaya çıktığında Türkiye çapında öfke ve gösterilere yol açtı. Ülke çapında pek çok gösterinin düzenlendiği 16 Şubat günü "Kara Pazartesi" olarak anıldı.

29 Mayıs 2018'de Ankara'da işlenen Şule Çet cinayeti, soruşturma aşamasında üstünün kapatılması kadınların itirazı sayesinde önlendiği için Türkiye'de kadın cinayetlerinin önlenmesinde dayanışmanın sembolü haline geldi

30 Mart 2019'da İstanbul'da işlenen Fatma Şengül cinayetinde, cinayeti tasarlayıp gerçekleştiren ve savunmasında "yüksek tansiyon" açıklaması sunan Zeynel Akbaş’ın cezasına haksız tahrik indirimi uygulandı. Bu karar, haksız tahrik indiriminin kadın cinayetlerinde failler lehine kullanılmasının bir örneği olarak tepki uyandırdı. Karar istinaf mahkemesinde bozuldu ve sanık müebbet hapis cezası aldı

18 Ağustos 2019'da Kırıkkale'de eski eşi tarafından kızının gözü önünde bıçaklanarak öldürülen Emine Bulut, son anlarındaki "Ölmek istemiyorum" çığlığının sosyal medyada yayılması sonucu basında geniş yer buldu. Vahşice işlenen Emine Bulut cinayeti, Türkiye'de kadın cinayetlerinin sembollerinden birisidir.


Siyasetçilerin bakış açısı çok çirkin!


Ülkemiz içersinde ne yazık ki devletin yüksek birimlerinde bulunun kişiler,kadın cinayetlerine ve tecavüzlerine karşı ilkelce ve bağnazca sözler sarf etmişyit. Bazıları şunlardır:
“Kadına şiddet abartılıyor.”
Recep Tayyip Erdoğan / Son 7 yılda yüzde 1400 artan kadın cinayetleri hakkında.
“Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.”
Recep Tayyip Erdoğan / Kadın dernekleri ile yaptığı toplantıda.
“Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.”
Recep Akdağ / Dönemin sağlık bakanı Kürtaj tartışmaları hakkında.
“Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum.”
Ayhan Sefer Üstün / Akp Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı
“Tecavüze uğrayan da kürtaj yaptırmamalı.Bosna'da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular.”
Ayhan Sefer Üstün / Akp Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı
“Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın.”
Melih Gökçek / Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
“Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün.” Melih Gökçek /Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
“Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya.”
Recep Tayyip Erdoğan / Münevver Karabulut cinayeti hakkında.
“Medya olayları abartıyor. Kadına yönelik şiddet algıda seçicilik.”
Fatma Şahin / Dönemin bakanı
“Kadınsa o da iffetli olacak. Mahrem namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak, bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak”
Bülent Arınç, dönemin Başbakan Yardımcısı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.