Arada bir futbolda yazmakta fayda var.
Nasıl olsa Türkiye'de yaşayan üç kişiden birisi futbol seyircisi.
Fenerbahçe – Trabzonspor maçı 4-0 devam ederken sahaya 17 yaşında bir genç girdi ya.
Dünyaya rezil olduk diyenler.
Bu ne rezalet diyenler.
Trabzon bunu hep yapıyor diyenler.
Burada başka manipülasyon olaylar var diyenler.
Diyenler de diyenler.
*
Azıcık da olaya farklı yönden bakanı görmedim, duymadım, okumadım.
Bakın arkadaşlar; maç daha devam ederken aynı kale arkasından ayakkabı atılıyor.
Bozuk para atılıyor.
Daha maçın maşı, daha ilk golde koltuklar sökülmeye başlıyor.
Sahaya girişi engelleyen tel örgü sökülmeye başlıyor.
Siz o stadı dolduran binlerce seyirciyi daha sahaya gitmeden dolduruşa getirecek söylemlerde bulunursanız, ifadelere yer verirseniz, haberler yaparsanız olacağı bu.
Ne bekliyorsunuz.
*
Sorarım size ey ekranlarda böbürlenen asıl futbol katilleri.
Saatlerce ağızlarına gelen her kelimeyi konuşmaktan çekinmeyen futbol, hatta spor düşmanları.
Sizler yaşını başını almış, belli bir yere gelmiş, geride seneleri tüketmiş, defalarca maç oynamış veya izlemiş insanlar olarak bir konuştuklarınıza bakın.
Bir de cebindeki son kuruşu maç biletine vererek statta yerini alan o 17 yaşındaki genci veya gençleri düşünün.
*
Dün akşam izliyorum NTV'de Metin Tekin konuşuyor.
Üstelik Metin Tekin son derece beğendiğim bir spor adamı olmasına rağmen aynen şöyle diyor; ne diyelim şimdi bu adama, zat mı, kişi mi, şahıs mı.
Sözüm ona 17 yaşında bu maçın kurbanı seçilen o gence adam demek bile istemiyormuş.
Ey Metin Tekin gibiler.
Sizler paralar içerisinde yüzerek, ellili yaşlarda canlı yayınlarda ne konuştuğunuzu bilmez iken.
O genç arkadaş son yıllarda mağduriyet yaşayan bir kentin evladı.
*
O kentte hergün herkes futbol konuşuyor.
Verilmeyen penaltıları konuşuyor.
Atılmayan golleri konuşuyor.
Gösterilmeyen kartları konuşuyor.
Hele hele sizin o kulüplerin koca koca adamların demeçleri konuşuluyor.
Ağızlarını her açtıkça, kin, nefret, isyan, küfür geçen o kulüp başkanları önce kendilerine bir çeki düzen versinler.
Sonra 17 yaşındaki gençleri kınasınlar.
*
Neymiş dünyaya rezil olmuşmuşuz.
Arkadaş senin emniyet güçlerin tedbir almazsa.
Senin kulüp yöneticilerin söylemlerine, davranışlarına dikkat etmezse.
Senin futbolcuların sahada davranışlarına dikkat etmezse.
Hayatının merkezine futbolu koyan 17 yaşındaki bir taraftardan daha ne bekleyebilirsiniz.
*
Sorarım size; sen ey ekranlarda böbürlenen yorumcu kılığındaki şahsiyet, sen 17 yaşında böyle miydin. Futbol izlerken hiç ekrana hücum etmedin mi?
Gol kaçıran futbolcuya hiç küfür etmedin mi?
Kart göstermeyen hakeme, penaltı vermeyen hakeme burada olsa ağzını burnunu kırırım demedin mi?
Sayada maç izlerken hiç koltuğa tekme atmadın mı?
Hiç sahaya yabancı madde atmadın mı?
*
Sen koca koca kulüp başkanları ve yöneticileri.
Sen gazetecisi, televizyoncusu.
Sen Fenerbahçelilisi, Beşiktaşlılısı, Galatasaraylılısı.
Sen bütün bunları hiç yapmadın mı?
Hele hele daha yaşın 17 iken, kulübün düşme tehlikesi eşiğine gelmişken, üst üste penaltın verilmiyorken, desteklediğin kulüp haksızlığa uğratılıyorken.
Sen ne yaparsın söyler misin.
*
Kısacası bir Fenerbahçe taraftarı olarak son olayla birlikte Trabzonspor'un üzerine fazla gidildiğini belirtmeliyim.
Dünyaya rezil oluşumuzu 17 yaşındaki bir gencimizin sahaya girerek hakemi yumruklaması olarak değil, o gencin sahaya girmesini engelleyemeyen emniyet güçlerimize ve daha stada gitmeden seyircileri dolduruşa getiren söylemlere bağlıyorum.
*
İster spor aleminde, ister siyaset dünyasında ister iseniz iş dünyasında, yaşamın her alanında olaylara daha geniş bir perspektiften bakmaya kalkılırsa bu yazdıklarımıza her okuyanın hak vermesi gerekir.
Nihayet 17 yaşındaki genç arkadaş bugün çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılmış.
Ne yani asılsa mıydı?
Veya ömür boyu hapse mi mahkum olsaydı.
Siz bu tür futbol olaylarında suçu 17 yaşındaki gençlerde değil daha büyük sorumluluk sahibi olanlarda aramalısınız.
Dünyaya bizi rezil edenler bu gençlerimiz değil, gençlerimizi bu hale getirenlerdir...