Milli Görüş geleneğinden gelen, Beyoğlu Belediye Başkanlığı yapmış, Rize milletvekilliği yapmış bir isim olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanlarından Nusret Bayraktar ile yaptığımız röportaj çok ses getirdi.
Belli ki Bayraktar gibiler medyaya fazla konuşmuyorlar ki; bu röportajı, Odatv, Birgün, Halktv gibi bir çok yayın organı bizi kaynak göstererek yayınladılar.
Açıçası ben de fazlasıyla kulis bilgisi edindim.
Siz sadece yazılanları biliyorsunuz ama 'off the record' konuşmalar bende saklı.
Bende saklı kalacaklar kalsın ama röportajda geçmeyen bazı bilgileri tekrar burada sizlerle paylaşmak istedim.
Neler mi onlar; İstanbul ilçesi Ak Partili bir çok belediye başkanının bir daha ne belediye başkanlığına ne de herhangi bir yere aday yapılmayacakları.
Birkaç gün önceki yazımda işlediğim ülke genelinde ilçe belediyelerinin kapanmasının Ak Parti'nin gündeminde olmadığı.
3 dönem kuralının gerekirse yine bir düzenleme ile değişebileceği.
Yine köşemde işlediğim ama bazı Ak Partililerin doğrulamadığı; 2017 Ocak ayı itibari ile Türkiye genelinde partinin il ve ilçe kongrelerini yapacağı.
*
Biz bütün bu bilgiler üzerine biraz ilçe kongreleri üzerinde duralım.
Örneğin.
İstanbul ilçelerinde yeni yönetimde yer alacak isimler yerel veya genel seçimlerde başka görevlerde bulunamayacaklar.
Bu durum da Ak Parti teşkilatlarına; 'madem seçimlerde aday olamıyorum o zaman niye yönetimde bulunuyum, zaman harcayayım, para harcayayım' sorununu çıkartabilir.
Bir başka deyişle bugün teşkilatlarda önemli görevlerde bulunanlar şayet 2017 yılı içerisindeki kongrelerde görev almalar ise, bu isimlerin seçimlerde herhangi bir talep açacakları anlamına gelir.
*
Peki isim vererek gidelim.
Mesela Çatalca İlçe Başkanı Selim Güçbilmez veya Büyükçekmece İlçe Başkanı İlker Gürbüz.
Yeni kongrede görev almazlarsa bu durum, ilk yerel seçimde bu isimlerin bu ilçelerin belediye başkan adayı olur anlamına mı gelir.
Diyelim ki öyle.
O halde bir başka isimin ilçe başkanlığına getirildiğini varsayalım.
O zaman herhangi bir seçimde talep açmayacak bir isim ilçe başkanlığını istenildiği bir şekilde üstlenebilir mi?
Başarılı çalışmalara imza atmak ister mi?
Ekip oluşturabilir mi?
Para harcar mı?
İmkan yaratır mı?
Zaman harcar mı.
*
Şayet bu soruların cevabını çok sağlıklı ve emin olarak alamıyorsak o zaman da akla 'emanet yönetim' gelir.
İlçe başkanı emanet.
Yönetim kurulu üyeleri emanet.
Teşkilatlar emanet.
Kimin emaneti.
Seçimlerde aday olacak kişi veya ekibin emaneti.
Peki emanet yönetimin başarılı olması mümkün mü.
Çok zor!
*
Gördüğünüz gibi Ak Parti teşkilatlarını zor bir süreç bekliyor.
Peki mevcut yönetiminlerin kongrede ufak tefek değişikliklerle devam edeceğini varsayalım.
Tarihe bir göz atalım.
Parti kaç yılda bir kongre yapıyor, 2 yıl.
Kongreler ne zaman yapılacak.
2017 Ocak veya Haziran arası.
İlk yerel seçimler ne zaman.
2019 Mart ayında.
2017 – 2019 eder tam iki yıl.
Yani yeni yönetime gelecek ilçe başkanlığı ekibi, teşkilatı seçime taşıyacak.
Bu iki yılda kim öle kim kala.
Neler ola neler bite.
Emanet yönetim sen iki yıl bunları yap ben adayım, şayet seçimleri kazanırsak size bunları sağlayacağız.
Vesaire, vesaire.
*
Gördüğünüz gibi, sıkıntılı bir süreç.
Oysa CHP'de öyle mi.
Bölgemiz ilçelerinin zaten çoğu CHP'li belediyelerden oluşuyor.
Yüzde doksan mevcut başkanlar da aday yapılır.
İlçe başkanı olan da şayet belediye başkanlığı için adaylık talebi açarsa bunu seçimlerden aylar önce gerçekleştirebilir.
CHP o günlerde bir duyuru yapar ve kim aday adayı olur kim olamaz seçim takvimi ortamında partililere duyurur.
AK Parti ise hem muhalefette, hem olası adaylara ilçe başkanlığı görevi vermiş, hem olası aday yeni yönetimde görev alırsa aday yapılamıyor.
Falan filan.
Zannediyorum bu sıkıntılı durumu izah etmeye çalıştık.
Şimdilik bu kadar...
Şöyle bir yerel seçim takvimi yaklaşsın, çok daha eylenceli yorumlarımız olur...
Tabi bu arada gerek Ak Parti gerek diğer partilerden üst düzey röportajlarımızın da devamı gelecek...
Görüşmek üzere...
Ak Parti kongreleri ertelenmeyecek
.