Kocaeli Bayramoğlu’ndan selamlar. Sağolsun Basın İlan Kurumu sayesinde senede 3 gün hem eğitiliyoruz hem de her zamanki mekanlarımızdan farklı bir ortamda az da olsa dinleniyoruz.
Yine öyle bir ortamda seminerdeyiz.
Basın İlan Kurumu, şubesi bulunan yerlerdeki resmi ilan yayınlanan gazetelerde çalışan basın mensuplarına yönelik eğitim seminerindeyiz.
Seminer; 3-5 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek.
Basın İlan Kurumu Bayramoğlu Tatil Köyü Büyükçekmece'ye tam 150 km mesafede.
Seminer Pazartesi sabahı başlayacağı için ben de pazar gününden gelmedim, pazartesi sabah erken kalkar giderim dedim.
Nerde bizde erken kalkmak.
Saat 06'da yola çıkacaktım ancat 7.30'da yola çıktım.
Yol durumuna bir baktım eyvah eyvah o saatte bile trafik kıpkırmızı.
Hadi bari yeni açılan Yavuz Sultan Selim köprüsünü kullanıyım dedim.
*
Farkındayım semineri yazacaktım ulaşımı yazdım ama az bir dakka.
Neyse yeni köprü yolunu ilk defa kullandım.
Köprüye bizim oralardan bağlanmak için Mahmutbey'e kadar gelmek lazım ama gerisi yine köprüye kadar güzel.
Köprüden sonraki yol ise tam bitmemiş.
Her çıkışa Ankara yazmışlar.
Yol durumuna internetten bakıyorum bu çıkış çok erken ve yalnış.
Gel gelelim erken yazan Ankara çıkışlarına girmedim ama devam eden TEM yolu tam bitmediği için son çıkıştan çıktım.
Tam 29 lira 20 krş ödedim.
Velhasıl 3. Köprüyü kullanmama rağmen 150 km yolu tam 3 saate geldim.
*
Seminerin açılış konuşmasını yapan Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Yakup Karaca çok sık olarak 'analog sistemden dijital sisteme geçiş' mesajları verse de arada bir mevcut sistemin 5-10 sene devam edeceği mesajlarını da verdi.
Genel Müdür Karaca özetle şöyle konuştu; 'Matbaa icat olduğunda hattatlar nasıl 50 sene bir türlü yeniliği kabullenmediyse ne yazık ki bakıyorum hala dijital yayıncılığı kabullenmeyenler de var ama kaçışı yok. Eninde sonunda analog sistemden dijital sisteme geçiş gerçekleşecek. Bu konuda ABD'deki gelişmeleri takip ediyoruz. Onların resmi ilan yayınlanma konusundaki güncel kararlarından faydalanabiliriz. Bu bir mecburiyet. Ancak bu dönüşümde mağduriyetler yaşanmaması için gerekli çalışmalar yapmaktayız.
Öte yandan devletimizden de yapısal döünüşüm konusunda daha sağlıklı adımlar bekliyoruz. Çünkü henüz medyamızın devletimiz resmi kayıtlarında esamesi okunmuyor. Yine de sizlerden ricam gazetecilik yapmaya devam edin. Gazeteciliği tam anlamı ile yapanlar her şartta kazançlı çıkacaktır. Basın İlan Kurumu da var oldukça gazetecilik yapanlara destek olmaya devam edecektir''
*
İnanın bu konuşmanın altına ben de imza atarım. Bana tanınsaydı aynı konuşma hakkı herhalde Sayın Karaca'nın konuşmasına çok az ilave ederdim.
O da büyük bir ihtimal ile 'eşit şartlarda yayın yapmayanlara aynı haklar verilmesin' yönünde olurdu.
Onun dışında keşke bu ülkede gazetecilik yapanların kıymeti bilinse.
Gerçekten iyi ile kötü, doğru ile yanlış, çalışkan ile tembel her meslekte aynı karşılığı görmese.
Neyse biz Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Yakup Karaca'dan kendi adımıza gerekli mesajları alıyorduk.
Zaten bu mesleği yapma amacımız sadece ve sadece gazetecilik ilkelerine layık bir şekilde bu mesleğin şartlarını yerine getirmek.
Ve bunu gerçekleştirirken de devletimizin bu meslek sahiplerine sunduğu haklardan adil olarak yararlanmak.
*
Peki analogdan dijitale geçiş nasıl olabilir.
Naçizane BİK'e bazı fikirler verebilirim.
Öncelikle günümüzde gerek resmi ilan yayınlayan gazetelerin gerek resmi ilan hakkı olmayan çoğu gazetelerin web (internet) siteleri son derece modern bir şekilde yayınlanmakta.
Bu sitelerin görüntüsüne değil içeriğine bakmak gerek.
Verilen emeğe ve mesleki değerlere bakmak gerek.
Okur sayısının farklı gösterilmesi konusunda günümüzde çok oyunlar var, onlardan etkilenmeden bir kontrol sitemi geliştirmek gerek.
Web sitelerinin veya haber sitelerinin resmi ilan yayınlamaları için öncelikle Türkiye'de internet haberciliği yasasının çıkarılması gerekiyor.
İnternet gazeteciliği yapan basın mensuplarına da sarı basın kartı verilmesi gerekiyor.
*
Anlayacağınız gördüğünüz gibi öneri getireyim derken bile insan zorlanıyor.
Bir de bunun hayata geçmesini düşünsenize.
Kısaca 'analog' yani elektriksiz sistem veya internetsiz sistemden 'dijital' yani tamamen elektronik olan, tık denice dünyanın her yerinden tıklanan, şıp denince okunan, pıt denince silinen, cart denince herkes ile anında paylaşılabilen sisteme dönüş o kadar kolay değil.
Ben derimki mevcut sistem, yani hem basılı gazetecilik hem de internet gazeteciliği uzun bir süre bir birinden kopmaz.
Basılı gazetecilik kolay kolay ölmez.
Kağıt varoldukça basılı gazete, dergi, kitap da var olur.
Hadi bakalım, zaman kim bilir bizlere ne gösterecek...
Analog mu dijital mi!
.