AK Parti Büyükçekmece ilçe kongresine katılan Ak Parti İstanbul İl Başkanı (kısa süre sonra milletvekili adayı olacağı için bu görevi bırakacak) Aziz Babuşçu burada yaptığı konuşmada Akgün'e yüklenmiş.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün her defasında AK Parti yönetimine ve partililere küfür/hakaret ettiğine vurgu yapan Babuşçu 2014 yerel seçimlerinde bu ilçeyi kazanamadıkları için Büyükçekmece içimizde ukde olarak kaldı, demiş.
***
Önce hemen şunu söyleyeyim ki; biz bu söylemleri duymaya alıştık.
2004 - 2009 ve 2014 yerel seçimleri öncesi Büyükçekmece'ye gelerek AK Parti adına hangi yönetici konuştuysa hemen hemen hep aynı söylemleri dile getirdiler.
Bu sefer tamam!
Akgün'ün işi bitti!
İktidar partisi Akgün'ü çembere aldı!
AK Parti Büyükçekmece'ye özel ilgi gösteriyor!
...
Bunlar da bizim yerel basının seçimler öncesi haber başlıklarıydı ve bu başlıklar altında yine bugün Babuşçu'nun söylemlerine benze haberler yer almaktaydı.
***
Peki ne değişti?
Aradan geçen 3 yerel seçimde Büyükçekmece'de Akgün mü başarılı çıktı yoksa AK Parti'mi başarısızdı.
Aslında ikisi de gerçekleşti.
Yani hem Akgün başarılı bir algı yönetimi uyguladı.
Ak Parti'li dostlarıyla arayı hep sıcak tuttu.
ANAP adayıyken de AK Parti'li yöneticiler ile iyi geçindi.
CHP'ye geçti bu defa hem CHP'yi idare etti.
Hem diğer muhalif siyasi partileri hem de kızmasınlar ama AK Parti'yi de (yerelde ve üst düzeyde) idare etmesini/yönlendirmesini bildi.
***
Babuşçu daha şimdiden 2019'da bari Büyükçekmece'yi alalım diyor ama Akgün aday olmasa da bu biraz zor görünüyor.
Tek başına Akgün'ün başarısı tabi ki yeterli değil.
Öyle olsaydı; Silivri, Beylikdüzü, Avcılar ve Çatalca'da da CHP seçimleri alamazdı.
Örneğin Avcılar'da seçimlerden önce bir çok kimse gibi Akgün de defalarca 'Eğer Mustafa Değirmenci aday yapılmaz ise Avcılar'ı kaybederiz' demiştir.
Akgün bunu söylerken aslında 'Ben aday yapılmaz isem CHP, Büyükçekmece'yi kaybeder' demek istiyordu.
CHP yönetimi Akgün dışında birisine şans verseydi de Ak Parti'nin burada başarılı olması zor görünüyordu.
Tek şartla CHP kaybederdi. Akgün'ün başka bir partiden aday olması durumunda.
Tıpkı 2004'de Silivri'de AK Parti'nin Hüseyin Turan ile kazandığı seçimlerinde Selami Değirmenci-Genç Parti örneğinde olduğu gibi.
Şayet Mustafa Değrimenci'de başka partiden aday olmuş olsaydı CHP, Avcılar'ı kaybederdi.
***
Bakın mesela bu yazıyı yazarken Akgün'ü küfür ve hakaret etmekle suçlayan AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu'ya siz önce bunları yapmaya alışık partililerinize, parti büyüklerinize bakın demiyorum bile.
Neden; çünkü aslında Ak Parti iktidarı ülke genelinde ne gibi dikta anlayışa sahipse, bir ilde/ilçede iktidar olan diğer siyasi parti yöneticileri de hemen hemen aynısını yapmaya devam ediyor.
Kısaca al birisini vur ötekine!
Bu tespitime katılın katılmayın beni ilgilendirmez.
Bakın çevrenize bana hak veririsiniz.
Örnek mi istiyorsunuz.
Buyurun buradan yakın; CHP sayesinde iki dönemdir belediye başkanlığı koltuğunu koruyan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün CHP ilçe yönetiminin düzenlediği örgüt toplantılarına katılma tenezzülünde bulunmuyor bile.
Nedeni basit.
Nasıl olsa partide kendisine rakip kimseyi görmüyor.
CHP il/ilçe/genelmerkez yönetimine her istediğini yaptırıyor.
Niye zaman kaybetsin ki ilçe örgüt toplantısında!
***
Sözümüzün özü şu; yerelde ve genelde aynı şeyler oluyor aynı tezgahlar dönüyor.
Kim nerenin iktidarıysa orada istediği gibi at koşturuyor.
Olan garibim yurttaşa/seçmene/bihaber o partinin sıradan üyelerine oluyor.
Taşlar yerinden oynayıncaya kadar değişen bir şey de olmayacaktır.
***
Bu arada iki gündür hasta yatağımdan yazıyorum yazılarımı.
Tek başına soğuk algınlığı değil sanki durumum.
Hele hele onbeş yıl önce aldırdığım bademciyim yine beni rahatsız etmeye başladı, sabaha kadar öksürüğüm durmuyor.
Umarım siz bu yazıyı okuduğunuzda ben de aranıza olurum..