Bir seçim dönemi daha geride kalan Türkiye’de, ortalık biraz sakinleşmiş gibi görünse de gerek Başbakan’ın, gerekse muhalefet liderlerinin söylemleri gergin günlerin çok uzakta olmadığını gösteriyor. Başka bir gerçek ise vatandaş oyunu Yerel Seçimler için kullansa da Türkiye’de iki dönemdir Yerel Seçim özelliğinde seçim yaşanamıyor. Seçim süreci başladığından beri öyle bir süreç yaşandı ki çoğu yerde Belediye Başkan ve Meclis Üyesi adayları vermek istedikleri hizmet ve hedef projelerinden daha çok Genel Seçim havasında konuşmalar yaptılar. Doğal süreç devam ederse, seçilen Belediye Başkanları’nın önlerinde beş yıllık bir süre var. Umarım hepsi halkın ihtiyacı olan hizmetleri başarı ile sağlarlar.
Türkiye genelinde oy kullanma oranına bakıldığında, önceki seçimlere göre oy kullanan vatandaşın sayısında daha fazla artış olduğu gözleniyor. Benim yaptığım araştırmaya göre oy kullanan engelli seçmenin sayısında da artış olduğunu söyleyebilirim. Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de bazı yerlerde karga tulumba taşınanlar olsa da, özellikle engelli olduğunu önceden belirten kişiler için gerekli kolaylıklar sağlanmaya çalışılmış. Ancak yine de bilinmesini isterim ki, bu seçimlerde de ağır engelli olup sandığa gidemeyen yüz binlerce kişi en kutsal hakkı olan vatandaşlık görevini yerine getiremedi. Eğer istenirse bu konuda da çözüm üretilebilir. Benim aklıma gelen ilk çözüm, aileden birine veya kaldığı kurumdan bir yetkiliye noterden yetki verilebilir. Ama her zaman olduğu gibi bu konuda da güven ilişkileri, yerini suistimal şüphelerine ya da gerekli önemin verilmemesine bırakıyor. Demokratik hakların sağlanması ile ilgili gelişmeleri bu önemli detaylarda görebiliriz.
EN AĞIR ŞARTLARDA BİLE
29 Mart günü telefonla beni arayan bir tanıdığım, seçim günü oyunu kullanmak isteyen bir engelliye ulaşım sağlanması konusunda yardımcı olmamı istedi. İhtiyaç duyulan özel asansör donanımlı bir aracı ayarlayıp, ihtiyaç sahibini aramasını istediğim ulaşım sorumlusu daha sonra beni arayıp, engelli olan kişinin tekerlekli sandalye kullanamadığını, yatağa bağımlı olduğunu söyledi. Sağladığım engelli ulaşım aracı işe yaramamıştı ama içinde bulunduğu en ağır şartlarda bile engelini aşıp oy kullanmak isteyen birilerinin olduğunu herkesin bilmesini istediğim için yazıyorum. Özellikle onları bu haklarından mahrum eden kişilerin bilmesini…
SEÇİMLERİMİZLE YAŞARIZ
Belediye Başkanları’nın önemli bir ayrıcalığa sahip olduklarını düşünürüm. Bu görevi layığı ile yapanlar her zaman büyük bir sevgi ve saygı ile anılırlar. Ancak seçildikten sonra sorumluluklarını gerektiği gibi yerine getirmeyenler, kendisine oy verip umutla hizmet beklentisi içinde olanları, kolayca yapabilecekleri konusunda bile hayal kırıklığına uğratanların nasıl bir vebal taşıdıklarının anlaşılabilmesi için bir babanın yaşadığı olayı örnek vermek istiyorum.
‘’Okulunda çok başarılı olan engelli oğlunun, eğitimini en iyi şekilde devam ettirebilmesi için her türlü fedakârlıkta bulunan baba, oğlunun Anadolu Meslek Lisesi’ni kazandığını öğrendiğinde hayatının en mutlu günlerinden birini yaşamıştı. Okul evlerine biraz uzaktı. Ama o, karamsarlığa kapılmadan, olsun dedi. Yeter ki oğlum okusun, bu sorunu da bir şekilde aşarız.
İlk fırsatta oy verdiği Belediye Başkanı’nı ziyaret ederek durumu izah edip, oğlunun okula gidebilmesi için ulaşım desteği istedi. Ancak, Belediye Başkanı’nın ; ‘Oğlunun o okula gitmesi şart mı ? Nasıl olsa engelli, evinize yakın bir okula gitse de olur.’ Sözleri karşısında duyduklarına inanamadı. Sitem ederek; ‘ Ben oyumu size vermiştim ama şu anda çok pişmanım, bir daha size asla oy vermeyeceğim.’ Dediğinde Belediye Başkanı’nın sözleri daha da şaşırtıcıydı ; ‘ Kime oyunu verirsen ver, nasıl olsa bana oy veren çok olur.’
Engelli çocuğun babası bu olayı bana 30 Mart seçim günü oyumu kullanırken anlattı. Ben de siz değerli Belediye Başkanları’ma engelli bir babanın ahını almamanız dileğiyle anlatıyorum.
Engelsiz bir yaşam dileğiyle...