Bozkurt: “İnşaat sektörü dışında çalışan sektörümüz yok”
CHP 3. Bölge Milletvekili Adayı Kemal Deniz Bozkurt gerçekleştirdiği konuşmasında şunları söyledi; “Hepimizin bildiği gibi 2002 yılından beri, bizi yöneten ceberut bir hükümet var. Dengelerin tamamını bozdular. Türkiye üretmeyen bir Türkiye haline getirildi. İnşaat sektörü dışında başka çalışan hiçbir sektörümüz yok. Gelir dağılımı bozuldu, halk gittikçe fakirleşiyor, zengin olan iyice zengin oluyor ama bu paralar yatırıma dönmüyor. Türkiye’de neredeyse yerli sermaye kalmadı gibi, kullandığımız ürünlerin üretimi tamamı yabancıların eline geçti. Tarım politikasını biliyorsunuz, Türkiye patatesi bile dışarıdan ithal eder hale geldi. Tarımda kullanılan tohumun çok büyük bir bölümünü dışarıdan alıyoruz. Toplumsal barışımız bozuldu, bu süreç çok önemli, bu süreçte çok dikkatli davranmamız lazım. Bu kavga ortamından çıkmak için, bu yoksulluktan çıkmak için sağduyulu olmamız lazım ve bize inanıyorsanız sizlerden ricamız bizimle çalışın. CHP’nin ilk hedefi; bu enflasyon ve fakirlik altında ezilen halkımızı desteklemek. O yüzden emeklilerimize katkı sunmak açısından iki ikramiye vereceğimizi taahhüt ediyoruz. Yeni doğan çocuklar daha doğduğunda devletin güvencesine alınacaklar. Kalbura çevrilen eğitim sistemi düzenlenecek. CHP yaşanabilir bir Türkiye için geliyor.”
Emre: “8 Haziran sabahında bu ülke karanlık düzenden kurtulmuş olacak”
Gerçekleşen toplantıda konuşan CHP 3. Bölge Milletvekili Adayı Zeynel Emre: “CHP olarak biz bu seçimde Türkiye’deki bütün siyasi partilere örnek olduk. Parti içi demokrasinin nasıl uygulanması gerektiğini, ülkemiz demokrasine bakış açımızı göstermemiz açısından fırsat oldu. Türkiye’ de demokrasiden bahseden tüm insanlar için CHP bu açıdan bir örnek davranış sergiledi. Bir seçim bildirgesi yayınladık, somut, gerçekçi çözüm önerileriyle vatandaşımızın karşısına çıktık. Bu ülkede 11 milyon emekli var, aylık 1000 TL altında maaşla geçiniyor. Biz diyoruz ki 2 bayramda birer maaş ikramiye vereceğiz. Nerden bulacaksınız diye soruyorlar. Bu ülke yıllardan beri 12 maaş almıyor mu, altı üstü senede iki maaş fazlasını vereceğiz. Bir ülkenin saygınlığı, gelişmişliği o ülkenin yurttaşlarına, emeklilerine verdiği saygıyla ölçülür. Ülkemizin huzur ve refah içerisinde, komşularıyla barış içerisinde, Avrupa Birliğini hedefleyen bir sosyal demokrat iktidara kavuşması lazım. Bu çalışmalarımıza devam ettiğimizde 8 Haziran sabahı uyandığımızda karanlık düzenden kurtulmuş olacağız. Sosyal demokrat bir iktidar kuracağız, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu bu ülkenin yeni başbakanı olacaktır” şeklinde konuştu.
Işıklar: “Bu anlayış yoksulluğu yönetir, yok edemez!”
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Selimpaşa’da yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Yoksulluğu, çaresizliği, fakirliği sürdürülebilir, ‘Sürsün gitsin, bunda siyasi bir rant edeyim’ diye düşünen bir anlayış, yoksulu ancak yönetir, yok edemez. Biz yoksulluğu yok etmek istiyoruz. ‘Vereceğiniz 2 maaşı nereden bulacaksınız?’ demek tam bir ahlaksızlık. Biz hem refah, hem demokratik, doğuştan getirdiği hak ve hukuku sonuna kadar kullanabilen, kendi inandığı değerlere saygı gösterebilen, özgür, çağdaş, modern, karnı doyan, kendi kendini ifade edebilen toplum düzeni istiyoruz. Türkiye’deki bütün belediyeler içinde ilk defa bir plantasyon kurup örnek bir tarım mücadelesini veriyoruz. 250 dönümlük bir alanda örnek tarım uygulamaları yapıp tarımı bölgesel kalkınmaya dönüştürmek için çalışan tek belediyeyiz. Hala elimizden tutanımız yok. Avazımız çıktığı kadar bağırıyoruz, tarım üniversitesi kuralım diye, ulaşmadığımız yer yok ancak bir ses yok! Neden? Tarım yok edilmek isteniyor, tarımsal kalkınma zaten unutmuş, yok sayılmış durumda.
Cumhuriyet bir köylü çocuğunun başbakan olabilmesinin, cumhurbaşkanı olabilmesini bu ülkenin kaderini çizebilecek kadar muktedir olabilmesini sağlayan bir rejimin adıdır. Demokraside korkulara yer yoktur, kimse sindirilmeyecek. CHP artık ülkenin bir tedaviye ihtiyaç olduğunu anlattı. Cumhuriyet Halk Partisi ezberleri bozdu. Ceberut, halkın yarısını karşısına alan, çiftçisini, köylüsünü yok sayan, madencisini koruyamayan, hastanede doktorunu koruyamayan, adliyede savcısını koruyamayan, türbesini koruyamayan, işçisini taşeronlaştırarak köle gibi kullanan bu anlayışın Türkiye’nin çaresi olması mümkün değil!”