Ekrem İmamoğlu'ndan ''kamuoyu önünde tartışma'' uyarısı

İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, CHP'deki olay istifa ve adaylara ilişkin flaş açıklamalar yaptı...
CHP İstanbul İl Başkanlığı, belediye başkan adaylarını tanıtan bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan CHP'nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu, Pir Sultan Abdal'ın "Şu ellerin taşı hiç bana değmez. İlle dostun tek bir gülü yaralar beni..." dizesinden alıntı yaparak, parti içi tartışmaların kamuoyu önünde yapılmasını eleştirdi. İmamoğlu, ''Gelin, bir olalım, konuşalım, dertleşelim, ağlaşalım ama günün sonunda İstanbul'un ihtiyacı için, kol kola, yürek yüreğe olup yol yürümenin vazife olduğunu birbirimize yaşatalım diyorum'' dedi. CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da ''Belediye başkan adayı belirleme süreci hararetli ve hareketli geçti. Ancak ilan edildiği andan itibaren tüm adaylarımız, tüm örgütümüzün tartışmasız biçimde kabul ettiği adaylar olurlar. Belki birilerini anlamadığı, anlamak istemediği için bunun üzerinde boş ve gereksiz tartışmaları hala devam ettirmektedirler'' diyerek, partililere birlik mesajı verdi. 
CHP İstanbul İl Başkanlığı, başkan adaylarını bir toplantıyla tanıttı. Maslak'taki Hilton Oteli'nde gerçekleşen ''Kampanya Koordinasyon'' ve aday tanıtımı toplantısında ilk konuşmayı, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yaptı. Vatandaşların, 31 Mart seçimlerinde yerel yönetimleri oylayacağını belirten Kaftancıoğlu, ''Bugün Türkiye'yi yönetenler, insanların yerel yöneticilerini seçecek olmasını, ülkenin beka sorunu gibi yansıtmaya çalışıyor olması kendileri adına büyük bir zafiyetin ifadesidir. İnsanları seçim sonuçlarıyla korkutmaya çalışmak en büyük saldırı ve aynı zamanda saygısızlıktır. 31 Mart seçiminin sonuçlarından korkanlar kaybedecekleri rantlar ve imtiyazlardan dolayı korkuyorlarsa haklılar. Çünkü 31 Mart seçimlerinde Türkiye ve İstanbul, yönünü başka bir belediyeciliğe doğru çevirecektir. Artık yerel yönetimlerde yetki, bu alanın uzmanlarında, sosyal demokrat belediye başkanlarında olacak. Yetkilerini, bir takım menfaat gruplarıyla değil, halkımızla paylaşacak. İnsanca, halkçı, kalkınmacı ve paylaşımcı yönetim anlayışı, toplumsal ayrışmaya da ilaç gibi gelecek'' dedi. 
''İstanbul'a ihanet ederler dedik; ettiler''
Bir kenti yönetmenin liyakat sahibi olmayı gerektirdiğini ifade eden Kaftancıoğlu, ''Ama bu liyakat, birilerini anladığı gibi bakan, başbakan ya da meclis başkanı olmakla kazanılacak bir şey değildir. Bir kenti yönetmek için en önemli liyakat demokrasiye ve katılımcılığa yürekten inanmaktır. Vatandaşın iradesinden daha üstün bir irade kabul etmemektir. Onlar İstanbul'a ihanet ederler demiştik ve nitekim ettiler de. CHP'li belediye başkanlarımızın hiçbiri kente ihanet etmedi. Hiçbiri ortak akıl ve ortak vicdan dışında hareket etmedi'' diye konuştu. 
''Her ilçede bir Ekrem İmamoğlu''
 
Belediye başkan adayı belirleme sürecinin ''hararetli ve hareketli'' geçtiğini kaydeden Kaftancıoğlu, bunun parti içi demokrasiden kaynaklandığını belirtti. ''CHP'nin en büyük gücü örgütünün gücüdür. Adaylarımız ilan edildikleri andan itibaren kendilerini örgüte teslim ederler. Bu 96 yıldır böyleydi, bundan sonra da böyle olacak. Göreceksiniz, aday belirleme sürecinde yapılan eleştiri ve değerlendirmeler CHP'nin tek bir ferdini bile çalışmaktan alıkoymayacaktır'' diyen Kaftancıoğlu, amaçlarının her ilçede bir Ekrem İmamoğlu varmış gibi çalışmak olduğunu vurguladı. Kaftancıoğlu, ''Hepimizin kıblesi, ortak değeri insana hizmet, cumhuriyet, demokrasi, hukuk devleti. Herkes için eşitlik ve özgürlük diyenleriz. Tüm örgütümüzle birlikte, İstanbul halkını da yanımıza katarak, hep birlikte canla başla çalışacağız. 31 Mart akşamında İstanbul'da seçimin bir tane bile kaybedeni olmayacak. Kazanan İstanbul olacak'' sözleriyle konuşmasını tamamladı. 

''Deprem milli mesele''
Daha sonra kürsüye CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu geldi. Konuşmasının başında Kartal'daki bina faciasına değinen İmamoğlu, olayda yaşamını yitiren vatandaşlara Allah'tan rahmet diledi. İstanbul'da, deprem ve yapı güvenliğinin milli bir mesele olduğunu belirten İmamoğlu, ''Parti ayrımı yapmaksızın bu milli meseleyi çözüme kavuşturmak adına ortak akılla hareket etmeliyiz. Bu konuyla ilgili detayları daha sonra kamuoyuyla paylaşacağım'' dedi. Seçimlere 2 aydan daha az bir zaman kaldığı uyarısında bulunan İmamoğlu,  ''Yapacak işimiz çok. Ziyaret edeceğimiz kapı çok. Bir olacağız, birlik olacağız. Güçlerimizi birleştireceğiz. Durmadan çalışacağız. Gecemizi günümüze katacağız'' diye konuştu. 
''Ben ancak yorulursam ölürüm''
Konuşmasında, ünlü halk ozanı merhum Neşet Ertaş'ın, "Ben ölürsem, bana öldü demeyin, yoruldu gitti deyin. Yaşıyorsam, yorulmamışım. Hayata sımsıkı sarılmışım demektir. Ben ancak yorulursam ölürüm" sözlerinden alıntı yapan İmamoğlu, ''Biz de öyle diyeceğiz. Bu seçimi kazanamazsak, kaybettik demeyeceğiz, yorulduk diyeceğiz. Çünkü öyle bir seçim ki bu, ancak yorulursak kaybederiz. Yorulmazsak eğer, zafer muhakkak bizimdir. İktidarla eşit koşullar yokmuş. Medya bize kapalıymış. Önümüze bin bir engel çıkarılıyormuş... İnanın bunların hiçbir önemi yok! Evet bunlar var, bunlar gerçek. Ama bizdeki kazanma isteği ve iradesi karşısında bunların hiç önemi yok. Bu seçimleri kazanmak için bütün koşullar uygun. Biz yorulmayalım yeter'' dedi. 
Yoracaklar-yormayacaklar listesi!
İmamoğlu, kendilerini yormayacaklar listesini ise şu sözlerle sıraladı: ''Günün 24 saati çalışmak, vatandaşla birlikte olmak, hayallerimizi, çözümlerimizi anlatmak, vatandaşın derdini tasasını dinlemek bizi yorar mı? Asla! Hakkımızda üretilen yalanlar, yapılan kışkırtmalar, maksadı belli saldırılar bizi yorar mı? Asla! Aksine, bütün bunlar bize güç verir, enerji verir, bizi hırslandırır. İdmanlıyız.'' İmamoğlu, kendilerini yoracak olan şeylere ise Pir Sultan Abdal'dan alıntı yaparak açıklık getirdi: ''Şu ellerin taşı hiç bana değmez. İlle dostun tek bir gülü yaralar beni..." İmamoğlu, ''Birbirimizi gülümüzle, gülüşümüzle bile yaralamadan, el birliğiyle, gönül birliğiyle, kardeşlikle, yoldaşlıkla çalışacağız, çok çalışacağız ve kazanacağız. Bundan hiç şüphem yok'' dedi. 
''Yalnızca el sıkmakla olmaz''
''Bütün gün sokaklarda olup, binlerce kişinin elini sıkabiliriz ama bu bizim çalıştığımız anlamına gelmez'' diyen İmamoğlu, vatandaşı etkilemedikten sonra yapılan çalışmanın sonuç alamayacağı saptamasında bulundu. İmamoğlu, ''Vatandaşın gönlüne girmek, onun gönlünü almak, onun oyunu almaktan çok daha önemli ve anlamlı bir şeydir. Çok geç oldu ama bu gerçeği nihayet iktidar da gördü. O nedenle, vatandaşa artık 'Gönül Belediyeciliği' vaat ediyorlar. Çünkü en çok kırıp döktükleri yerden başlamak zorunda olduklarını görüyorlar. İnsanların, en çok da kendilerine inanmış, kendilerine oy vermiş insanların gönüllerini kırdılar. 
Kibirle, umursamazlıkla, hatta ukalalıkla ve hoşgörüsüzlükle gönülleri kırdılar. 'Şunu yaptık, bunu yaptık, daha ne istiyorsun' diye diye kırdılar. Komşuyu komşuya düşmanmış gibi göstermeye dayalı bir siyaset diliyle gönülleri kırdılar. İnsanları ve toplumu birbirlerinden uzaklaştılar. Şimdi en çok kırıp döktükleri yerden başlayabileceklerini, yıkıp geçtikleri gönülleri tamir edebileceklerini sanıyorlar'' diye konuştu. 
''Santim santim çözüm''
''Büyük bir değişim için doğru zamanda, doğru yerdeyiz. Yepyeni bir başlangıç için zaman bu zaman'' diyen İmamoğlu, bu süreçte doğru isimler olduklarını kanıtlayacaklarını ifade etti. İmamoğlu, kampanya süreciyle ilgili olarak ise ''31 Mart'tan itibaren, İstanbul'da yeni bir başlangıca hep birlikte güçlü bir imza atacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni ve 39 ilçe belediyesini yönetme azim ve kararlılığında olan bizler, tek ve ortak bir kampanyanın bileşenleri olduğumuz bilinciyle hareket etmek zorundayız. Bizim seçim kampanyamız, aynı bakış açısını, aynı duyarlılıkları, aynı öncelikleri yansıtmalıdır.
Bizim seçim kampanyamız, sadece bir projeler, vaatler kampanyası olmayacak. Biz, vatandaşlara her şeyden çok, çözümlerimizi anlatacağız, çözüm yollarını santim santim göstereceğiz'' sözlerini dile getirdi. 
''Şu İstanbul'a bir bakın Allah aşkına!''
''Şu İstanbul'a bir bakın Allah aşkına'' diyen İmamoğlu, 
''Son 25 yılda yapılmış ama İstanbullunun sorunlarını çözememiş, aksine yeni sorunlara yol açmış nice proje görürsünüz. Keyfiliği görürsünüz. Ben yaptım oldu anlayışını görürüsünüz. Adaletsizliği görürsünüz. İsrafı görürsünüz. Bunun en önemli nedeni, İstanbul'un sorunlarının insan odaklı ve çok boyutlu ele alınmamasıdır. Sorunları yaşayanların çözümlerde söz ve karar sahibi yapılmamalarıdır. 
İşte, kentsel dönüşümde yaşananlar. Evet, bir şeyler dönüştü ama kimsenin hayatı iyiye, güzele, mutluluğa doğru dönüşmedi. 
Çünkü bu konuda da kararlar katılımcılıktan uzak, insanların sıkıntılarını dinlemeden tepeden inme biçimde alındı'' görüşlerini savundu. 

''Yol arkadaşlarıyız''
''Bizler, büyük Cumhuriyet Halk Partisi ailesini temsilen, İstanbullular'ın önüne çıkma ve seçim yarışına girme onuru tanınmış insanlarız. Yol arkadaşlarıyız'' diyen İmamoğlu, partililere yönelik çeşitli uyarılarda bulundu: ''Bir mücadelenin içindeyiz. Ülkenin en önemli, en hassas günlerindeyiz. Bu sürece, 'Ben daha iyiyim' diyerek yola çıkmış birçok arkadaşımız var. Onun için küskünleri, gönlü kırılmış yol arkadaşlarımızı mutlak unutmayacağız. Onların kalbini kazanacağız ve yol arkadaşı olduğumuzu bütün arkadaşlarımıza tek tek anlatacağız, kucaklayacağız. Hiçbir şekilde, tek bir ferdi dahi dışarıda bırakmamak adına özel bir ilgi, özel bir alakayı mutlak ortaya koyacağız. Elbette ki parti içi tartışmalar olacak, parti içi süreci parti içi kurallarla yaşıyor olabiliriz. Gelecekte de bunlar konuşuluyor olabilir. Şunu unutmayalım. Özellikle gönlü kırılmış arkadaşlarımızın açıkçası kafasını önüne eğip bu sürece nasıl katkı sunması gerektiğini ortaya koyması gerekiyor. Onları bir yol arkadaşları olarak, İstanbul gibi hedefe koşan bir kentin başkan adayı olarak, uyarmayı bir görev biliyorum. Zira parti içi tartışmaları kamuoyuna açık bir hale getirenler, kamuoyunda tartışanların, partimizin hafızasında özellikle bu dönemde yaşananların unutulmayacağını ve zor günde kimin ne yaptığını hep hatırlayarak partinin geleceğine olumlu ya da olumsuz iz bırakacaklarının altını kalın bir şekilde çizmek istiyorum. Gelelim, bir olalım, konuşalım, dertleşelim, ağlaşalım ama günün sonunda İstanbul'un ihtiyacı için kol kola olup yürek yüreğe olup yol yürümenin vazife olduğunu birbirimize yaşatalım diyorum.''
''Gecemizi gündüzümüze katacağız''
''Yaptığımız her şeyin, söylediğimiz her sözün, Kurucu Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürk olan bir partiye yakışıp yakışmayacağını tartmak zorundayız'' diyen İmamoğlu, sözlerini, ''Hep birlikte çalışacağız. Sırt sırta vereceğiz. Omuz omuza gecemizi gündüzümüze katarak çalışacağız. İstanbul'u kalkındırmak, İstanbulluyu mutlu, özgür ve müreffeh bir hayata kavuşturmak için tüm güçlerimizi seferber edeceğiz. Dürüst, ilkeli, şeffaf, özgüvenli ve bize yakışan bir kampanya ile bu mücadeleden alnımızın akıyla çıkacağız. Bugün içimizde taşıdığımız güzel coşkuyu 31 Mart akşamı bütün İstanbul'la birlikte yaşayacağız, birlikte paylaşacağız. O akşamı İstanbullular için bayram gününe çevireceğiz. Hepinizi, kazanmanın bir parçası olmaya, sürece maksimum katılmaya davet ediyorum'' şeklinde noktaladı. Konuşmaların ardından ayrı bir salona geçen belediye başkan adayları, ''Kampanya Koordinasyon Çalıştayı''na katıldı. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Beylikdüzü Haberleri