78 milyonun kardeş olduğu bir yapıyı tesis edelim istedik. 7 haziran seçimleri aslında bir umuttu. 7 Haziran seçimlerinden sonra arzu edilmeyen olaylar meydana gelmeye başladı. Bunun tabi öncesinde 6-7-8 ekim olayları bu sürecin en tahlisiz hadiseleri idi. Peki bunları sokaklara çeken kim diye baktığımızda bölücü terör örgütünü arkasına alan bir parti başkanıydı. Bu kişiyi bir takım medya alladı pulladı yeri geldiğinde eline saz dahi verildi.
7 Haziran'dan sonraki süreç parlementoda devam etmedi. Çok daha aşırı bir şekilde şiddet tırmandırıldı. Bölücü terör örgütü hem içeriden hem de dışarıdan ülkemizi bölme gayretlerine girişildi.
Biz de sabır sabır artık şu noktaya geldik çözüm süreci buzdolabına kaldırılmıştır demek zorunda kaldık. Artık buralardan taviz veremeyiz. Halkımız kendi içinde bu bölücü terör örgtü mensuplarını ayıklamak zorundadır.
Kimse bu yalanları yutmuyor. Kim ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Dün bir şantiye de 30 araç yakılıyor. bunlar kimin için o bölgede yaşayanlar için. Bunların tek derdi bu ülkeyi nasıl karıştırıp bölürüz.
Şehitlerimiz oluyor, çimiz yanıyor. Bu mücadele esnasında bunların olabileceğini biliyoruz. Eğer bu işten Allah'ın izni ile zaferle çıkacağız ve bu şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak ve tarih boyunca hayırla yad edilecektir.
Köşelerinden bu ülkenin birliğini bozmaya gayert gösterenleri de bu millet lanetleyecektir.
Cumhurbaşkanı olarak yetki alanlarımı biliyorum ve sbunu da sonuna kadar kullanıyorum. Zaman kaybetme gayreti içerisinde olmayacağım. Şimdi ana muhalefet partisine yetki verilmedi. Ana muhalefet partisinin başındaki zat ben Beştepe'ye gitmem oranın adresini bilmem diyen zatı ben niye buraya çağırayım.
Cumartesi bu 45 günü sonu ben tekrar Meclis başkanı ile bir görüşme yapacağım hayırlısı ile ülkemizi bir erken seçime götüreceğim.