CHP lideri Kılıçdaroğlu, iktidarın iç ve dış politika ile ekonomide iyice sıkıştığını belirterek şunları söyledi: “AKP, toplumu ayrıştırmayı tek çıkış yolu olarak görüyor…”
“İktidarlarını sürdürmek için toplumu bölmeye kalkıyorlar. Oysa bizim birlik ve bütünlüğe ihtiyacımız var. Millet canıyla uğraşıyor. Onların derdi kamplaşma.”
CHP lideri, “Kamplaşma bu ülkenin hayrına olmaz. En çok bugünlerde birliğe, bütünlüğe ihtiyacımız var. Provokasyona gelmeyelim” dedi…
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AKP hükümetinin “sorunların kaynağı” olduğunu söyledi. Dış politikada olduğu gibi iç politikada, ekonomide çıkmaza giren AKP hükümetinin toplumu ayrıştırmayı “tek çıkış yolu” olarak gördüğünü öne süren Kılıçdaroğlu, “Bu politikaya devam ederlerse faturası ileride daha ağır çıkar. Bizim birliğe, bütünlüğe ihtiyacımız var. Bütün siyasi partilere saygı duymamız gereken bir ortam yaratmak durumundayız. Kamplaşma bu ülkenin hayrına olmaz ve olmayacakda… Türkiye, bütün uluslararası toplantılarda, uygar dünyada diktayla yönetilen bir ülke olarak seslendiriliyor” dedi.Milletvekili adaylıklarıyla ilgili çalışmaların sonuna gelen Kılıçdaroğlu, hükümetin terörle mücadelede yetersiz kaldığını söyledi. CHP lideri, SÖZCÜ’nün sorularını şöyle cevaplandırdı:
“YÖNETİMDE CİDDİ SORUNLAR VAR”
Culhuriyet savcımızın şehit edilmesinden önce Taksim Meydanı’nda bir kadın, uzun namlulu silahla polislerimize ateş etti. Oradan başlayarak teröre karşı ciddi bir zafiyet ortaya çıktı. Taksim’de polise ateş edenler yakalanamıyorsa devlet yönetiminde ciddi sorun var demektir.
Ana muhalefet partisi olarak bizim de topluma karşı sorumluluğumuz var. Ancak soru sorduğumuz zaman terör örgütünü destekliyormuşuz gibi bir algı yaratıyorlar. Oysa terörden en çok zararı gören, mağduriyeti yaşayan bizim partimizdir. CHP’nin büyük bedeller ödediğini herkes bilir. Genel başkanımız tutuklandı, milletvekillerimiz, il başkanlarımız, parti yöneticilerimiz öldürüldü.
DİKTAYLA YÖNETİLEN ÜLKE OLDUK
Savcımızın şehit edilmesiyle ilgili olarak herkesin kafasında pek çok soru var. Silahları nasıl soktular, yurtdışıyla görüşmeleri niçin engellenmedi, telefonla hangi talimatları aldılar? Ne konuştuklarını bilmeyenlere sormak gerekir: Siz bu ülkeyi nasıl yöneteceksiniz?
Türkiye, bütün uluslararası toplantılarda diktayla yönetilen bir ülke olarak seslendiriliyor. Artık ülkeyi o hale getirdiler ki, cami avlularında, cenaze başında siyasi gösteriler yapılıyor. Müslümanlıkta hiç karşılaşmadığımız olaylara tanık oluyoruz. Bizim dinimizde, geleneğimizde cenazeye saygı gösterilir. Cenaze başında siyasi propaganda yapılmaz.
Bütün yurttaşlarımızı uyarıyorum: Oyunlara karşı dikkatli olalım. Seçim sürecini de sükunetle götürelim, provokasyonlara alet olmayalım. Toplumu bölmeye kalkışacaklar. Millet canıyla uğraşıyor, onların derdi başka…
Sözcü
Sözcü