Bugün tekme, yarın balta bıçak!

.

 İki gündür gazetemizin manşetindeydi haber.

Hemşire bir kadın şort giydiği için kendisini otobüste gören bir hırbo kadıncağıza tekme tokat girmiş.

Kadının fotoğrafını da görmüşsünüzdür.

Ağzı burnu kanlar içerisinde.

Bir bayanı hiçbir suçu yokken bu hale getiren kişi mahkemeye çıkarılıyor ya.

Hani belki yüce adalet birşeyler yapar.

Az da olsa kulağını çeker.

Neden yaptın oğlum, bu etkisiz bir bayana yapılacak şey mi.

Senin kalıbına bak.

Boytuna posuna bak.

Bir de kızcağıza bak.

Diye nasihatlar verir.

*

Peki yüce adaletin savcıları, hakimleri ne yaptı.

Aynı gün bu hırboyu serbest bıraktılar.

Neyse ki aynı günün gecesinde nöbetçi görevini devralan savcı tekrar bu herifin yakalanmasını istedi.

Bu yazıyı yazdığım saatlerde ise hırbo adliyeye sevk edilmişti.

Tutuklanır mı tutuklanmaz mı bilmiyoruz ama en azından tekrar bir durum değerlendirmesi yapılması iyiye işaret.

*

Söylemek istediğim ne biliyor musunuz sevgili dostlar?

2016 yılında, Türkiye'nin İstanbul'un da bir şehrin göbeğinde, halk otobüsünün içerisinde sadece ve sadece şort giydiği için bir bayanı oracıkta darp ediyorsunuz, tekme tokan atıp, ağzını burnunu kanlar içerisinde bırakıyorsunuz ve.

Ve devletin yargıcı bütün bu yapılanlara rağmen sizi anında evinize geri gönderiyor.

Bunun tek anlamı olur; tekme az geldi, git bu bayanı ve buna benzeyenleri parçala, öldür, yok et!

*

Yıllar önceydi Silivri'de bir cuma namazında cami imamı vaaz veriyordu.

Mevsimlerden sıcak bir yaz günüydü.

Yıl ya 93 veya 94'dü

O imam aynen şunları söylüyordu; 'ey cemaat, az önce camiye gelirken benim gördüklerimi sizler de görmüşsünüzdür mutlaka. Bu ne yarabbim. Baldır bacak ortada. Bayanlarımız neredeyse çırıl çıplak sokaklarda dolaşacaklar. Bunlara nasıl Müsaade edersiniz. Burası müslüman ülke değil mi. Sizler müslüman değil misiniz? İslam sizlere bunları mı emrediyor. Lütfen İslam'ın emrini yerine getirin ve bu namussuzlara haddini bildirin...!''

...

Ancak bu kadarını hatırlıyorum. Belki inanın bana eksik yazmışımdır, fazla yazmamışımdır.

Belki bu yazıyı okuyup da o gün orada olanlar veya benzer vaazlara denk gelenleriniz de olacaktır.

*

Peki bu vaazı duydum ben ne yaptım.

Daha namaz bitmeden hemen camiyi terk ettim ve ediş o ediş!

Alın aynı imamı kim bilir belki şort olayının yargıcı da aynı kafadadır.

Kim bilir!

Zaten döven adam inkar etmemiş ki.

Giydiği kıyafet hoşuma gitmedi ben de gereğini yaptım! Demiş hırbo.

Kadıncağız bir hemşire.

Günde kim bilir kaç kişiye yardımcı oluyor, iğne yapıyor, ilaç veriyor, şifa dağıtıyor.

Hani işsiz güçsüz berduş bir yapısı olsa dersin ki hakikaten toplumun dengesini bozucu kıyafet ve tavırları vardır.

Bu durumda bile tekme tokat girmek ne demek.

En fazla çok absürt bir durumsa polise falan haber verirsin ki bir başka hırbo kadına zarar verici şeyler yapmasın diye.

*

Neyse sonuçta 2016'nın Türkiye'sinde bunu da gördük.

Şort giyen kadına içimizden birisi, kaba saba erkeğimiz tekme tokat girdi.

Bugün tekme tokat at serbest kal.

Yarın bıçak balta salla yine serbest kalma ihtimalin yüksek.

Yazık, çok yazık.

Bu toplumu dağıttıkları adalet ile düzene sokması gereken yargıçlarımız biraz daha dikkatli olmalılar.

Tamam belki önlerinde gerekli yasal gerekçeleri var olsa bile topluma verilecek mesaj v.s. Anlamıyla daha değişik ceza verilebilirdi.

*

Ne bileyim mesela adamın ruhsal sorunları olduğu söyleniyor.

O zaman bir akıl hastanesinde tedavi altına alınabilirdi.

En azından bu kadından özür dileyeceksin, tedavi masraflarını ödeyeceksin, bir sene boyunca sokakta şort giyip gezeceksin v.s. cezaları verilebilirdi.

Bir yıl boyunca hergün gidip kadının evinin önünü süpüreceksin.

Bir yıl boyunca gidip hergün kadının çalıştığı hastanenin koridorunu temizleyeceksin.

Bir yıl boyunca hergün şort giyeceksin.

Evinin salonuna şort giyen kadın fotoğrafları asacaksın.

Koluna şort giyen kadın dövmesi yaptıracaksın.

Arabanın arkasına şort giyen kadın reklamı yapıştıracaksın.

Vesaire cezalar verilebilirdi.

*

Yani sevgili dostlar toplum olarak yaşadıklarımızdan dolayı cinnet geçirmemiz mümkün görünebilir.

Cinnet anını anlayabiliriz.

Ama o an geçtikten sonra yapılan yanlışları anlamak mümkün değil.

Hani bir söz var ya; yaşadıklarım benim sınavımdı, o yaşadıklarımdan sonra bana nasıl davrandıklarınız da sizin sınavınız!

Tamam belki bu söz bu yazıya tam uymasa da hadi hırbo kriz geçirdi o davranışları sergiledi, ya yüce adaletimiz ne yaptı!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri