İZMİR’de polis arkadaşı 24 yaşındaki A.K.G.’nin evinde tabancayla başından vurulup, kaldırıldığı hastanede ölen 20 yaşındaki Çiğdem Şahin’in davasında, önemli bir gelişme yaşandı. Polis memuru A.K.G.’nin müebbet hapis cezası istemiyle tutuklu yargılandığı davada ifade veren adli tıp uzmanı, Çiğdem Şahin’in uzak atış sonucu vurulduğunu söyledi. Sanık polis memuru A.K.G., Şahin’in kendi elindeki tabanca ile kazara kendini vurduğu yolunda ifade vermişti.
Olay, geçen yıl 29 Kasım’da, Eşrefpaşa semtinde meydana geldi. Gaziantep’te oturan Çiğdem Şahin, internetten tanıştığı, İzmir Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli Şanlıurfalı polis memuru A.K.G’yle görüşmek için İzmir’e geldi. Birlikte dışarıda eğlenip alkol aldıkları iddia edilen ikili, daha sonra A.K.G’nin evine gitti. Ancak, kısa bir süre sonra bir el silah sesi duyuldu ve genç kız polis memuru arkadaşının tabancasından çıkan kurşunla başından vuruldu. Hastaneye kaldırılan Şahin, 6 gün sonra öldü. Olayın ardından tutuklanan polis memuru A.K.G., hakkında 'kasten adam öldürme' suçundan müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.
SANIK POLİS: KAZAYLA KENDİNİ VURDU
1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde müebbet hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan polis memuru A.K.G., yaptığı savunmada Çiğdem Şahin’in kendisini kaza sonucu vurduğunu öne sürdü. A.K.G., Çiğdem Şahin ile 30 Mart 2010 tarihinden itibaren görüşmeye başladıklarını, olay gününe kadar bunun devam ettiğini belirtip şunları söyledi:
“Üç veya dört kez benim evime geldi. Birinde üç gün kaldı. Kendisiyle cinsel ilişkiye girmedim. Çiğdem ile aramız açıldı. Ben kendisi ile nişanlanmaya ve evlenmeye karşı çıktım. Çiğdem ilk zamanlarda evlenmek için ısrar ediyordu. Son zamanlarda vazgeçme durumu söz konusu idi. Daha sonra Dilek’le tanıştım. Onunla arkadaşlık yapmaya başladım. Çiğdem, Dilek’i istemiyordu. Arkadaş olmama karşı çıktı. Çiğdem benim telefonumdan Dilek’e telefonla mesaj atmış, tehdit ve hakaret etmiş. Olay öncesi Çiğdem Şahin ile birlikte Vali Konağı’nın karşısında alkol aldık. Beş tane bira Çiğdem, iki tane de ben içtim. Eve gitmek için otomobile binip yola çıktık. Kendisi sabah Gaziantep’e gideceğini söyledi. Yolda Dilek iki kez beni aradı, telefonu meşgule aldım. Çiğdem, elimden cep telefonumu aldı. Neden hala Dilek’le birlikte olduğumu sordu. 'Dilek’le ayrılmazsan ya seni vururum ya kendimi vururum' dedi. Valizlerini arabadan alıp eve taşıdım. Kapıyı açmak için eğilip, kalkacağım sırada Çiğdem belimden tabancayı aldı. İçeri girip, koltuğa oturdu. Silahı bana vermesini istedim. Çiğdem, bana 'arabada iken uyarmıştım sen bana inanmadın' dedi. Ben de kendisine 'silahı ver öyle konuşalım' dedim. Öyle konuşmayacağız Dilek’i arayacağız, seninle sevgili olduğunu söylerse seni öldürürüm' dedi. Silahı bir bana bir kendisine doğrultuyordu. Silahı sağ eliyle sağ tarafına doğru eğerken birden patladı. Mermi tabancanın ağzındaydı. Polis imdat telefonun arayıp, 'arkadaşım kaza neticesi kendini vurdu, ambulans gönderin' dedim. Ambulans geç gelir diye asansörle aşağıya taşıdım. Apartman girişinde ambulans ve olay yeri inceleme ekibi gelmişti. El svaplarımı aldılar. Ben kendisini vurmadım.”
5 BİRA İÇMİŞTİ
Hakimin, otopsi tutanağında Çiğdem Şahin’in alkollü olmadığının belirtildiğini hatırlatması üzerine de A.K.G., “Dilek 5 tane bira içmişti. Ölümü sonradan gerçekleşti” dedi. Hakim, bu konudaki aykırılığın giderilmediğini zapta geçirdi. Hakim, bilirkişinin hazırladığı, ölen ve sanığa ait kıyafetler üzerinde atış artığına rastlanmadığını belirten raporu da duruşmada okudu.
TANIK UZMAN KONUŞTU: UZAKTAN ATEŞ EDİLMİŞ
Tanık olarak dinlenen İzmir Adli Tıp Kurumu Uzmanı Dr. Gökhan Batuk, Çiğdem Şahin’in ölü muayenesini kendisinin yaptığını, başındaki yaranın dikişli olduğunu, sadece yanılma olmasın diye merminin giriş çıkış ayrımını yapmadan, bu durumu kayıt altına aldıklarını söyledi. Batuk, “Ceset Adli Tıp Kurumu’na geldiğinde heyet olarak otopsi yaptık. Hem haricen hem de kafayı açtığımızda kafatası kemiklerini inceleyerek mesleki bilgilerimiz ve teknik bilgiler gereğince giriş çıkış ayrımı yaptık. Kafanının sağ tarafındaki yaralanma yerinin giriş deliği, sol taraftaki yaranın ise merminin çıkış deliği olduğunu kesin olarak saptadık. Ayrıca her otopside yaptığımız gibi atış mesafesini saptmaya yarayacak bulguları araştırdık. Bulgularda, namlunun ucundan çıkan yanmış-yanmamış barut taneleri ya da patlama ile çıkan is artıklarının cildin üstünde ve altında olmadığını gördük. Bu bulgular doğrultusunda atışın uzak atış olduğu görüşüne vardık. Uzak atış, tabancalar için tahminen 45 santimden sonraki atışlardır. Atış artıklarına rastlanabilmesi için ya bitişik olması lazım ya da yakın atış olması lazımdır. Onun için maktülde atış artıklarına rastlayamadığımızdan dolayı uzak atış olduğuna karar verdik. Namludan çıkan atış sonucu 4 tane atış artığı vardır. Birincisi alev, ikincisi gazlar, üçüncüsü yanma ürünü is, dördüncüsü de yanmış yanmamış barut tanelerinden oluşmaktadır” dedi.
Mahkeme heyeti, sanık polis memurunun tahliye talebi reddedip, duruşmayı erteledi.