Çiftçi yeni İş Güvenliği Kanununu değerlendirdi

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 10. Dönem Genel Sekreteri 11. Dönem Oda Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Şevki Çiftçi, yeni çıkartılan İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kanununu değerlendirdi. Çiftçi, İş Güvenliğinin sağlanması konusunda ülkemizin çok gerilerde oldu

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 10. Dönem Genel Sekreteri 11. Dönem Oda Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Şevki Çiftçi yeni kanunla ilgi yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı; Son günlerde Mühendisler arasında en revaçta çalışma alanı İş Güvenliği Uzmanlığı  gibi gözüküyor. Peki yeni kanunla mühendislerin şantiyelerdeki veya işyerlerindeki etkisi daha mı güçlenecek yoksa Mühendisleri sorunlarla dolu yeni bir alan mı bekliyor?

Türkiye'nin yapmış olduğu uluslararası anlaşmalar sonrasında gecikmiş de olsa çıkartılan İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kanunu bütün işlerindeki önemli bir sorunu gün yüzüne çıkardı. Yeni yeni çalışan haklarının öğrenildiği ülkemizde, İş Güvenliğini sağlanması konusunda ülkemizin çok gerilerde olduğu yeni kanunla birlikte su yüzüne çıkıyor. Yüzbinlerce işyeri yeni yeni İSG ile tanışmakta ve İSG kanununu hafif bir ayak sürüme ile uygulamaya koymaktalar. Ancak İSG kanunu işyerleri açısından önemli bir adım olmakla birlikte Mühendisler açısında yeni sorunlar doğuracak gibi gözüküyor.

Hukuki bilmeceler
Türkiye'de İSG kanunu her ne kadar yeni çıkan bir kanun olsa da, Ülkemizin hukuk sisteminin bu konuda birçok kararı ve yargının yıllar boyunca oluşturduğu görüşleri bulunmaktaydı. Yıllardır meydana gelen  iş kazalarına karşı yerel mahkemeler, bilirkişiler ve yargıtay birçok hüküm ve yorumda bulunmuştu. Ancak yeni kanunun getirmiş olduğu İSG uzmanlarının sorumluluklarına dair ifadeler herkesin kafasını karıştırıyor.  Bu ifadeleri "İşverenin üzerindeki sorumlulukları tamamiyla İş Güvenliği Uzmanlarına yüklediği" gibi yorumlamak mümkün. Tabi yargı sistemi İSG kanununu yorumladıkça sorumluluklarının nerede başladığı ve nerede bittiği ortaya çıkacaktır, ancak bunlar ortaya çıkana kadar İş Güvenliği Uzmanlarını sıkıntılı günler bekliyor.
Hukuk uzmanları ise, yeni kanunun uygulamalarını yargının vereceği kararlardan sonra söylenebileceğini belirtmekte ve bu zaman dilimine dikkat edilmesi gerektiğini tekrar tekrar hatırlatmaktalar.  Ayrıca kendi emeği ile çalışan İş Güvenliği Uzmanlarının  kaza olması durumunda büyük yatırımcılara ve işverenlere kıyasla, güçlü bir hukuki ve maddi destek sağlayamayacak durumda olması ise Mühendisleri endişelendirilecek bir durumdur. Muhtemel bir kaza durumuna karşı kendini yüksek primlerle sigortalatan İSG uzmanları düşünüldüğünde Mühendislerin iş anlamında nasıl bir stresin beklediği ortadadır.

Peki İSG mühendislerinin iş güvencesi ne olacak? 
İSG kanunu, bir işyerinde tespit edilen bir uygunsuzluğun İSG Hekimleri / Uzmanları tarafından öncelikle işverene bildirilmesini, hatta bunu yazılı yapmasını istiyor. Peki  işveren gerekli önlemleri almıyorsa veya yatırımı yapmıyorsa ne olacak?  Kanun, bunun çözümünü bulmuş: Uzmanına o uygunsuzluğu bakanlığa bildirmesini emrediyor.  Bakanlık da işyeri ile ilgili gerekli cezaları veriyor.
Teoride çok güzel işleyen bu sistem, ne yazık pratikte bir karşılık taşımıyor. Maaşını hizmet verdiği firmadan alan bir uzmanın kendi firmasını ihbar etmesi hiç gerçekçi durmuyor. Böyle bir ihbar etme durumunda işverenin de bu konuyu anlayışla karşılamayacağını elbette herkes tahmin edecektir.
Tam bu noktada şunu sormak gerekiyor: Mühendislerin İSG kanunu uygulanması konusunda iş güvencesini kim sağlayacak? İşten çıkartılma durumunda  hangi kurum kuruluş yada devlet makamı onu iş güvenliğini sağlayacak? Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinde çalışan veya işyerlerinde tam zamanlı yada yarı zamanlı çalışan Uzmanlarının iş güvenliği sağlanmadığı sürece anlaşılan o ki uzmana iki seçenek kalıyor. Ya kaza riski sonrasındaki hukuki ve vicdani sorumluluğu üzerine almaya hazırlanacak yada yolun başından başka bir firma yada başka bir sektörde iş aramaya çalışacaktır.
Devletin yapamadıklarını İSG uzmanları mı yapacak?
Kanunun getirdiği bildirim yada ihbar süreci, aslında başka bir konuyu daha akıllara getiriyor. Devletin ve yüzlerce müfettişinin denetimleri ile yapılamayan İSG anlamında uygunsuzlukları giderme sorumluluğu İş Hekimlerine yada İş Güvenliği Uzmanlarını üzerine mi yükleniyor? Sanayici yada işverenlerle karşı karşıya gelmek istemeyen devlet, otoriteleri yada bakanlık çalışanları denetimlerini İSG uzmanları üzerinden mi yapmaya çalışılıyor? Böylece ihbar geldi biz de denetime geldik mi diyecek. Bunu ileride göreceğiz ancak şimdiden İSG uzmanlarını işinin çok zor olduğunu söylemek gerekir.

İSG mevzuatını uygulamak yine mühendislere düştü.
Türkiye'de bir kanun çıktığında, bilindiği gibi herkes uygulamasının, hayata geçirilmesini bekler ve buna göre kendisini düzenler. Benzerlikler taşıyan Çevre İzinleri ve Lisansları sürecinde olduğu gibi bütün firmalar son tarihin gelmesini beklediler yada hala kendilerine yada komşularına sıra gelene kadar izlemede kalmayı seçtiler. Halen de son tarih geçtikten sonra ne olacak diye bekleyen binlerce firma olduğunu biliyoruz.
Peki İSG Kanunun uygulanması sürecinde yüzlerce İSG uzmanı ve OSGB firması şu anda işyerleri ile görüşerek kanunu anlatmakta ve uygulanması ile ilgili firmaları bilgilendirmektedir. Hatta Bakanlığın önceki denetimlerini örnek göstererek yada kaza riskini anlatarak işverenle tatlı bir çatışma halinde kanunu uygulatmaya çalışmaktalar. Başka bir deyişle kanunun anlatılması ve uygulanması süreci Bakanlığa değil de tamamıyla İSG uzmanlarına yüklenmiş gibi gözüküyor. Ancak unutulmamalıdır ki devlet denetimde olmayan hiç bir kanun yada mevzuat göstermelik bir düzenlemeden öteye geçemez.
Özetleyecek olursak, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu tarihi bir atılımdır. Ama aynı zamanda mevzuat boşlukları, ertelemeleri ve uygulayıcıları ile ağır aksak ilerleyen bir düzenlemeye dönüşüyor. Bu eksikliklerin doldurulması ne yazık ki yeni iş alanının sahiplenicileri yani Mühendisler, teknik insanlar ve İşyeri hekimlerine kalmaktadır.

Yeni kanun sonrasında adli ceza alan onlarca İSG uzmanı olduğu düşünüldüğünde Mühendislerin önemli kararlar vermesi gerektiği bir zamanın ortasında olduğumuz açıktır. Yeni kanunun yaratacağı belirsizlik, hukuksal açmazlar, iş güvencesizliği mühendislerin bireysel olarak çözüm bulabileceği bir sorunların çok ötesindedir. Bu sorunların çözümün en önemli anahtarı dayanışma fonları, hukuki destek platformları, mesleki örgütlülükler ve bilgi paylaşım ağları gibi gözükmektedir. Bunların ertelenmeden İSG camiasında tartışılması gerekmektedir. Harekete geçilmemesi durumunda ise İSG konusunda ülkemizin de İSG uzmanlarının da başının yanacağı çok açıktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Çatalca Haberleri