‘Parti üyemiz Sadullah Şişman’ın kayın biraderinin kayın validesi vefat etti. Cenazesi yarın öğleden sonra ikindi namazında merkez mezarlığa kaldırılacaktır. Tüm partili üyelerimizin cenaze töreninde hazır bulunmaları önemle duyurulur.’
Yukarıdaki mesaja en ufak bir abartı ve ekleme olmamak ile beraber bizzat kırpma vardır.
Bu tür mesajlar hemen hemen her gün bütün ilçe başkanlıkları tarafından cep telefonuma mesaj olarak geliyor.
Parti üyemiz bilmem kimin bilmem nesinin bilmem nesi vefat etti…
Allah Rahmet eylesin. Yapacak bir şey yok.
Parti teşkilatları ve ilçe örgütleri sırf cenaze merasimlerinde boy göstermek için mi seçiliyorlar.
Oldu olacak bundan böyle bir de şöyle propaganda yapılsın
- Bizim parti, parti üyelerimizin tamamının eş dost akraba ve bilakis uzaktan akrabalarının da cenazesini kaldırır. Bize oy verin cenaze namazlarınız kalabalık olsun!
Bütün bu mesajları atan ve her cenaze merasiminde boy gösteren siyasilerimiz peki diğer işlerini nasıl hallediyorlar?
Ben kendimden örnek veriyim. Biz basın mensubu olarak bir ilçe başkanına ne zaman ulaşmaya çalışsak aldığımız cevap çoğunlukla ‘Cenazedeyim kusura bakma sonra görüşürüz’ şeklinde oluyor.
Yapmayın Allah aşkına, insanı çileden çıkartmayın.
Tabi ki cenazelere saygımız büyük. Hepimizin gideceği yer bir karış toprak. Hayat bir ezan ve bir sela arasında gerçekleşir.
Doğduğumuzda bizim için ezan okunur. Öldüğümüzde ise sela çekilir.
Bütün ölümler acıdır, acı verir, üzüntü verir.
Bütün cenazeler kalabalık olmalı, ölümün gerçeğini her fert derinden hissetmeli.
Acıyı derinden hissedene teselli vermeli yanında olmalı.
Buraya kadar tamam.
Ancak; önem derecesini de hiç ama hiç unutmamak lazım.
Siz insanların problemlerini çözmek için görevlere seçiliyorsunuz.
Aday oluyorsunuz.
Oy istiyorsunuz.
Yönetim kurulu oluşturuyorsunuz.
İnsanlar sizi benim cenazem olursa törenine katılır diye o görevlere seçmiyorlar.
Lütfen bu mesajları gönderirken ve insanları cenaze törenlerine davet ederken biraz daha özen gösterelim.
Hani eskiden olsa hakikaten cenaze defnetmek için bir kişiye bile çok ihtiyaç vardı.
Dileyenler Tarık Akan’ın başrolünü oynadığı DELİ DELİ OLMA filmini izleyerek bu durumu daha net anlayabilir.
Filmde Ermeni asıllı bir kişi ağır hasta, köy zaten çok az nüfuslu bir köy. Kimseler yok. Normalde diğer vatandaşların bile cenazeleri çok az kişi tarafından kaldırılıyorken, Ermeni vatandaş hastalandığında öleceğini hissederek kendi mezarını kendi kazıyor.
Şimdi çok şükür kalabalık bir memlekette yaşıyoruz. Akrabası, eşi, dostu olmayan birileri olsa bile devlet ve belediyelerimiz her cenazeye özen göstererek ilgileniyor.
Siyasi parti teşkilatlarımız, bunların yönetim kurulu üyeleri, belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz, hatta bütün siyasi yöneticilerimiz.
Yurttaşlar sizlerden hizmet bekliyor, proje bekliyor, iş bekliyor, makul ve mantıklı icraatlar bekliyor.
Ne olursunuz şu üyemizin bilmem nesinin bilmem nesi cenazesine de katıldık diyerek faaliyet raporlarını doldurmayın.
İnsanı germeyin.
NOT VE VASİYET: Bütün eş dost ve tanıdıklarıma sesleniyorum. Ben öldüğümde yapacak daha önemli bir işiniz varsa lütfen önce onu yapın. Eğer daha önemli işiniz yoksa cenazeme katılabilirsiniz…