CHP genel başkanını değil CHP'deki genel yanlışlıkları değiştirelim...

.
1924 Cumhuriyet Halk Fırkası.
1935 Cumhuriyet Halk Partisi.
1950 ilk defa iktidar olamayarak Demokrat parti'ye karşı yenilgi yaşıyor.
1957; 1950’de 69, 1954’te 31 milletvekili çıkarabilen CHP, 1957’de 173 milletvekili çıkararak önemli bir başarı sağlamıştır.
1980; 1950’de iktidarı DP’ye bırakması ile birlikte bir dönem kapanmış ve yeni bir dönem başlamıştı. 1950’de başlayan ve 1980’de sona eren bu 30 yıllık dönem, 1960 ve 1980 yıllarında olmak üzere iki askeri darbeyi içinde barındıran bir dönem olmuştur.
*
1969 seçimlerinde de AP karşısında yenilgiye uğrayan CHP, 1970’li yıllarda söyleminde önemli bir yer tutan “toprak işleyenin, su kullananın” ilkesini öne çıkarmıştır. Bu ilke ile CHP, AP’nin oy kaynağı olan köylüye yönelerek büyük ilgi ve toplumsal taban kazanmıştır.
Mayıs 1972’de toplanan CHP 5. Olağanüstü Kurultayı’nda Bülent Ecevit ve İsmet İnönü karşı karşıya geldiler. İsmet İnönü, “Ya ben, ya Ecevit” derken Bülent Ecevit konuşmasında şunları söylüyordu:
“Açık söylüyorum, demokratik bir partinin kanunlara saygılı özgür üyeleri mi olacağız, yoksa kapıkulları mı olacağız? Karar sizindir”.
14 Mayıs 1972 tarihinde yapılan genel başkanlık seçiminde Bülent Ecevit, delegelerin oylarının büyük bir bölümünü alarak Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’den sonra CHP’nin üçüncü genel başkanı oluyordu.
*
1973 seçimlerine Bülent Ecevit’in liderliğinde giren CHP, bu süreçte kitlelerle sağladığı kaynaşma neticesinde yüzde 33,3 oy alarak seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştır. Ama185 milletvekili ile tek başına iktidar olamıyordu.
1977 seçimlerinde ise CHP tarihinin en yüksek oyu olan yüzde 41,9 alıyordu. Ancak, 213 milletvekili çıkaran CHP salt çoğunluk olan 226'ya ulaşamıyordu.
*
12 Eylül 1980 darbesi ile kapanan CHP, 1992 yılında DYP-SHP koalisyon hükümeti döneminde yapılan bir yasal düzenlemeyle yeniden kuruluyordu. Böylece 9 Eylül 1923’teki ilk açılışından 69 yıl sonra, 9 Eylül 1992’de CHP yeniden açılmıştır. 12 Eylül öncesindeki 1979’daki delegeleriyle toplanan CHP Kurultayı, CHP’nin aynı ad ve amblemle açılması kararını almıştır. Genel Başkanlığa ise Deniz Baykal seçilmiştir.
*
18 Şubat 1995’te SHP ile CHP birleşerek, Genel Başkanlığa Hikmet Çetin getirilmiştir. 7 ay sonra 9 Eylül 1995’te yapılan Olağan Kurultay’da Deniz Baykal yeniden Genel Başkanlığa seçilmiştir.
3 Kasım 2002 yılında yapılan Genel Seçimlerde CHP yüzde 19,4 oy oranıyla Ana-muhalefet partisi olarak meclise taşınıyordu.
Bir anlamda 1950 seçimlerinde iktidarı Demokrat Parti'ye kaybeden CHP, aradan geçen 65 yılda içerisinden DSP ve SHP gibi partileri de çıkartarak bir türlü tek başına iktidar olma başarısını yakalayamadı.
*
2002 ve 2015 yılları arasında gerçekleşen AKP'nin tek başına iktidar olduğu dönem genel seçimlerde ise Deniz Baykal genel başkanlığındaki 2007 seçimlerinde yüzde 20 oy ile 112 milletvekili, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde gerçekleşen 2011 seçimlerinde yüzde 26 oy ve 135 milletvekilliği, en son gerçekleşen 1 Kasım 2015 seçimlerinde ise yüzde 25 oy 134 milletvekilliği kazanılıyordu.
*
Kısaca bir anlamda CHP bir türlü yüzde 25 oy kotasını ve 150 milletvekilliği bandını geçemiyordu.
Hizipçiliği ve partiyi geniş tabanlara yaymamakla suçlanan Deniz Baykal bir kaset skandalı ile gönderilerek yerine büyük beklentiler ile Kemal Kılıçdaroğlu getirildi.
Kemal Kılıçdaroğlu iki dönem milletvekilliği, grup başkan vekilliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı yapmasına rağmen hiçbir zaman genel başkan olmayı dillendirmese de kaset skandalından sonra kendisi üzerindeki  'GENEL BAŞKAN OL' baskılarına dayanamadı ve CHP'nin başına getirildi.
*
Aynı Kılıçdaroğlu bugün benzer çevrelerce 'Olmadı, tutmadın, CHP'yi tek başına iktidar yapamadın çekilmelisin' baskılarına maruz kalıyor.
Peki Kılıçdaroğlu ne yapmalı?
Kılıçdaroğlu bırakmalı mı?
Kılıçdaroğlu'nun bırakması CHP'yi istediği hedeflere taşıyacak mı?
*
Bu üç sorunun ilk ikisinin cevabı aslında Kılıçdaroğlu'nda saklı.
Üçüncü sorunun cevabı yorum açık şekilde durması bir yana Kılıçdaroğlu'ndan sonra bu göreve kimin geleceği de önemli.
Örneğin; Deniz Baykal'sız ve Bülent Ecevit'siz genel başkan dönemlerinde Altan Öymen, Hikmet Çetin, Erdal İnönü gibi isimler de genel başkan olarak denendi.
Ancak görüldüğü üzere bu isimler daha çok başarısız oldular.
*
Yani demek istediğim şu; CHP'nin başarılı olmasını isteyenler Kemal Kılıçdaroğlu gitsin yerine başkası gelsin düşüncesinden vazgeçip, CHP'de yanlış giden şeyleri düzeltmeli veya değiştirmeli.
Şayet arkadan Kılıçdaroğlu'nu zorlayan yeni genel başkan adayı olsaydı inanın bana bu isimin önünde hiç kimsenin gıkı çıkmazdı.
Üzgünüm ama şuanda mevcut aday adaylarından hiçbirisi o izlenimi vermiyor.
Dolayısıyla gelin bizler genel başkanı değiştirmek yerine genel alışkanlıklarımızı ve genel yanlışlarımızı değiştirelim.
Görün bakın o zaman CHP çok daha sağlıklı yürüyecektir, çok daha başarılı olacaktır.
Bu yanlışlıklar ve alışkanlıklar nedir derseniz.
Onu da bir başka yazımızda değerlendirelim.
İyi haftalar...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri