Cinsel istismar tasarısını kim geri çekti!

.

 Kamuoyunda ''cinsel istismar sanıklarını serbest bırakılması'' diye bilinen tasarı geri çekildi.

Peki bu geri adıma nasıl gelindi.

Kim getirdi.

İyi mi oldu.

Veya daha doğrusu tasarı meclise neden geldi.

*

Öncelikle şunu söyleyelim.

Bu ve benzeri tarasıların son günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yurtdışında olduğu günlerde hep meclise taşındığı da kulağımıza gelen duyumlar arasında.

Tabi böyle bir duyum kulağa gelince hemen aklımıza da mecburen; bu v.b. Tasarıları TBMM'ye taşıyanların mevcut iktidarla bir hesaplaşması mı var sorusunu taşıyor.

Tasarı meclise geldi.

Önce mecliste CHP'lilerin yğun çabası sonucu geçirilmedi.

Ertelendi.

Sonra kamuyounda ciddi bir tepi aldı.

Sosyal medyadan organize olan kadınlar, kadın dernekleri, STK temsilcileri tasarıya çok sert tepki koydular.

Önce Başbakan Binali Yıldırım "cinsel istismar önergesi"ne ilişkin AK Parti grubuna muhalefet partileriyle görüşme talimatı verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şayet tasarı ile ilgili bir tepki varsa hükümetin bunu dikkate alması gerkiyor. Hükümet eleştirileri dikkate almalı. Sorun mutabakat içinde çözülmeli" diye görüş belirtti.

Ve en son olarak ise Adalet Komisyonu’na çekilen cinsel istismar düzenlemesi, komisyonda yapılan oylama sonucu tasarıdan çıkarıldı.

*

Tasarının içeriğinde gerçekten neler vardı.

Adalet Bakanı Bozdağ'ın dediği gibi gerçekten bir tecavüz olayı bile olmamasına rağmen tasarı kamuoyuna tam anlamıyla anlatılmamışmıydı.

3-4 bin mahkumun cezaevinden çıkarılması için düşünülen bu yasada gerçekten bir mağduriyetin giderilmesi mi vardı yoksa seçilmiş kişiler için hazırlanan bir tasarı ıydı.

Mahkum 3-4 bin kişi gerçekten ne ile suçlanmış ve ceza almışlardı.

Mesela bana anlatılan bir mağduriyete göre gerçekten iki sevgili yaşları birbirine denk.

İkisi de genç.

Severek evleniyorlar.

Ama imam nikahı kıyıyorlar.

Ne zaman ki çocukları oluyor eşlerin kimliği ortaya çıkıyor.

Eşlerden kadının veya kızın ailesi nüfus müdürlüğüne geç bildirim yaptığı için aslında 25 yaşında olan kadın 16 yaşında görünüyor.

Böylece eşlerden erkek olan cezaevine gönderiliyor.

Ve böyle onlarca mağduriyet olduğu söyleniyor.

*

Şayet gerçekten bu türden mağduriyetler var ise o zaman bu tasarıya kimse itiraz etmez.

Yok kamuoyuna yansıdığı şekildeki gibi, ortada bir tecavüz olayı olduğu için hatta aynı kişiye bir kaç kişinin tecavüzü olduğu için bir mağduriyet söz konusu ise bırakın böyle bir mağduriyet için yasa yapmayı, meclise bir öneri bile getirenin önce milletvekilliği düşürülmeli.

*

Ben aslında bu yazımda AK Parti iktidarında çok nadiren şahit olduğumuz bir önergenin yani kendi önergelerinin, komisyonu aşarak, tasarı halini aşarak, yasalaşmadan önce meclise gelen bir önergenin (Meclisten geçirme güçleri olmasına rağmen) komisyondan çekilmesini belirtmek istiyorum.

Ve bu davranışın yani mevcut iktidarın bu tavrının bir yurttaş olarak beni sevindirdiğini söylemek istiyorum.

Ortada diktatör yakıştırmaları varken.

Tek başlı yönetim anlayışı yakıştırmaları varken.

Ben yaptım oldu yakıştırmaları varken.

Gücü elinde bulunduran bir zihniyetin ben ne dersem o olur yakıştırmaları varken.

Bu gelişme beni umutlandırdı.

*

Hele hele Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yurtdışında olduğu günlerde bu tür tekliflerin meclise getitildiği iddiası ise beni daha çok umutlandırdı.

Çünkü; şayet 'başkanlık' tartışmalarının yaşandığı ortamda böylesine hassas bir tasarını meclise taşınıyorsa, oylamaya sunuluyorsa ve bu oylamaya AK Parti grup olarak destek veriyorsa o halde bu iyi bir gelişme.

Demek ki bu ülkede ortada gerçek mağduriyetler olduğunda, bu mağduriyetlerin giderilmesi için uğraşanlar var.

Bu mağduriyetler iktidarın önüne geldiğinde bu duruma kulak kabartan bir anlayış var.

Ve yine çok kısa ve net olarak söyleyelim ki; kamuoyu tepkilerini, STK'lıların görüşlerini, kadınların tepkilerini gören duyan ciddiye alan, tasarıyı geri çeken bir iktidar partimiz var.

*

Ne diyelim.

Hep böyle devam diyelim.

Lütfen bozmayalım diyelim.

Lütfen daha fazla demokrasi diyelim.

Lütfen azınlıkların da hakkını korumaya özen gösterelim diyelim.

Lütfen tek başlı, tek taraflı, tek renk, tek taraf anlayışından vazgeçelim.

Her renge, her görüşe, her kesime saygı gösterlim.

Tabi ki; içerisinde terör olmayan, bölücülük kokmayan, ülke çıkarına baş kaldırmayan, önce Türkiye menfaatlerini gözeten bütün anlayışları kucaklayalım.

Daha sonra göreceğiz ki; çok daha güçlü, çok daha huzurlu, çok daha refah düzeyi yüksek bir Türkiye'ye hep birlikte sahip olmuş olacağız...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri