Daha önce de kısmen rastlıyorduk, çocukların seçim afişlerinde falan kullanılmasına ama bu referandumda işin suyu çıktı adeta.
Birisi 8-10 yaşındaki çocuğu afişe ederek, flama yaparak 'geleceğimiz için hayır' sloganına malzeme yapar.
Diğeri "Evet ile Güçlü Türkiye" şarkısının nakaratını yine aynı yaşarda çocuğa seslendirir.
Azıcık daha frenleyen olmasa yeni doğan bebeğe bile 'anne' 'baba' yerine seçim sloganı söyletecekler.
*
Ne zaman bir çocuğun suistimal edildiğini duysam, görsem, anlasam, anında aklıma Nazım'ın 1955 yılı Şubat ayında yazdığı 'Çocuklara Kıymayın Efendiler' şiiri gelir.
Daha sonra bu şiiri Edip Akbayram da güzel yorumladı, biliyorsunuz.
Analardır adam eden adamı
Aydınlıklardır önümüzde gider
Sizi de bir ana doğurmadı mı
Analara kıymayın efendiler
Analara kıymayın efendiler bulutlar adam öldürmesin
Koşuyor altı yaşında bir oğlan
Uçurtması geçiyor ağaçlardan
Sizde böyle koşmuştunuz bir zaman
Çocuklara kıymayın efendiler
Çocuklara kıymayın efendiler bulutlar adam öldürmesin
Gelinler aynada saçını tarar aynanın içinde birini arar
Elbet bir gün sizi de aradılar
Gelinlere kıymayın efendiler
Gelinlere kıymayın efendiler bulutlar adam öldürmesin
*
Böyle güzel bir şiir, yıllar önce o çocuklar için yazılırken, günümüz siyasilerinin çocuklardan medet umması kadar daha aciz ne olabilir ki.
Referandum propagandasını pozitif mesajlarla yürütmeyi planlayan CHP parti logosu yerine, sıcak renklerden oluşan güneş ve 'Geleceğim için hayır' sloganı ile üzerinden ‘tercih' yazan hayır pusulasını kullanmasına sözümüz yok.
Güzel de bir çalışma olmuş.
Ancak bu sloganda o kızcağızın fotoğrafına ne gerek vardı.
Neden, afişlerde çocuk ve güneş kullanıldı, yönünde açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl'ün ifadeleri ise ayrı bir şaşkınlık yaratan durum.
Şöyle diyor Bingöl; logomuz çok masum, çok temiz bir kız çocuğu var. Bizim geleceğimizi temsil eden çocukların bir talepleri var. Bu talep, son derece çocuksu bir talep. Gelecekleri için ve kendileriyle birlikte Türkiye’nin geleceği için bir ‘Hayır’ oyu istiyorlar. Yanında güneş var. Güneş umut, güneş huzur, güneş aydınlık. Biz istiyoruz ki güneşin ışıkları hep ülkemizi aydınlatsın.”
*
İyi de sayın genel başkan ayrdımcısı, bu yaşdaki çocuk nereden bilecek geleceğimiz için 'Hayır' daha hayırlı. Bu masum çocuk yerine, bir esnaf, bir memur, bir yetişkin yurttaş fotoğrafı konsa daha inandırıcı ve daha sağlıklı olmaz mıydı?
Bu çocuk kimdir, kimin evladıdır bilmiyoruz.
En azından AK Parti'nin "Evet ile Güçlü Türkiye" şarkısında oynattığı çocuğun Başbakan Binali Yıldırım'ın torunu olduğunu biliyoruz.
O aile zaten politize olmuş, bu reklamdan dolayı çok fazla rendice olmaz.
Üstelik fotoğraflarda da kullanılmamış o kızcağız.
Fakat hayır afişlerindeki kızcağız tüm cadde, sokak, gazetelerde kullanılmış.
Artık bu kızcağız ömür boyu 'hayır' afişinde kullanılan kzı olarak hatırlanacak.
Keşke siyasi amaçlarınıza çocuklarımızı alet etmeseniz diyorum.
*
AK Parti'nin "Evet ile Güçlü Türkiye" şarkısında da minik kızcağıza inanılmaz bir misyon yüklenmiş.
Her yerde oynatılan klipte Başbakanın torunu olduğu söylenen çocukcağız ise;
... Aydınlık bir gelecek için.
Çocuklar için yarınlarımız için.
Evet ile güçlü Türkiye"...
Diye şarkının nakaratlarında kullanılmış.
Burada da aynı hata devam etmiş.
Çocuklar için yarınlarımız için, referandumda 'Evet' oyu taşep eden 8-10 yaşındaki yavrumuz, belli ki yetişkin yurttaşlarımızdan çok daha iyi anlamış yeni anayasa paketini!
*
Kısaca iki siyasi parti yöneticilerine, bu reklamları hazırlayanlara, klipleri çekenlere, afişleri basanlara sesleniyorum.
Siz kendi çocuklarınızı bu reklamlarda oynatır mısınız?
Samimiyetle bu sorumuzun cevabını verin ve şayet oynatırım diyorsanız eyvallah.
Fakat, yok arkadaş, ben 7-8 yaşındaki kız çocuğumu siyasete malzeme yapmam, seçimlere oyuncak yapmam, çocuğumun geleceği ile oynamam, o çocuğun alacağı kararlardan ben sorumlu olduğum için, böyle bir tercih için, karar veremeyecek bir kişinin adına daha sorumlu davranmam gerekiyor diyorsanız.
Üzgünüm işte o zaman büyük vebal altına girdiniz...
Tamam kazanmak için her yol mübah inancınızı yine sürdürün ama bari o masum, o taze, o samimi, o biçare çocukları kendi gayelerinize alet etmeyin...