Madem hayatını değiştiremiyorsun, görüntünü değiştir!
Bir kadın, hayattan bezdiğinde, depresyona girdiğinde hemen kuaföre koşar veya parası varsa alışverişe. Ya saç rengini değiştirecek, ya da kestirecek.
Bu aslında bulunduğu sıkıcı durumun içinden çıkma isteği.
Bunu, ben de dahil olmak üzere, bütün kadınlar yapıyoruz. Bir ara saçlarımı uzatmaya karar vermiştim. Sıkıntılı bir durum yaşadığım bir zamanda gidip kestiriverdim. Rahatladım mı peki? Hayır!
Bunu, ben de dahil olmak üzere, bütün kadınlar yapıyoruz. Bir ara saçlarımı uzatmaya karar vermiştim. Sıkıntılı bir durum yaşadığım bir zamanda gidip kestiriverdim. Rahatladım mı peki? Hayır!
Kısa saçla uğraşırken, daha çok strese girdim sonraki günlerde. Çocukluğumdan beri severim uzun saçı. Ama ailem hiç izin vermedi uzun saçlı olmama. Saçı uzun, aklı kısa diyecekler diyemi acaba? Oysa, iki örgülü, kurdela takılmış saçlara çok imrenirdim.
Bizimkiler, saçım biraz uzayınca hemen berbere götürüp o zaman çok moda olan, saçın en kısa hali “Ali Garson” dedikleri modelden kestiriverirlerdi, erkek çocuğu gibi. Bir keresinde koltuktan kalkıp, kaçmaya niyetlenmiştim ama başaramadım ve gitti saçlar.
Bizimkiler, saçım biraz uzayınca hemen berbere götürüp o zaman çok moda olan, saçın en kısa hali “Ali Garson” dedikleri modelden kestiriverirlerdi, erkek çocuğu gibi. Bir keresinde koltuktan kalkıp, kaçmaya niyetlenmiştim ama başaramadım ve gitti saçlar.
O zamanlar okullarda çok bit salgını olurdu. Bu sebeple saçlarımızı uzatmamıza izin vermezlerdi. Hatta montlarımıza, bit gelmesin diye keskin kokulu adını hatırlamadığım bir bitkinin içine konduğu, kese gibi bir şey iliştirirlerdi. Onlarında nesli tükendi galiba, uzun yıllardır bit salgını diye bir şey duymadım.
O zamanki zavallı öğretmenler, sınıfta bit taraması yaparlardı. Eğer birinde çıkarsa kimseye bulaşmasın diye okula aileyi çağırıp temizlemelerini ve sonra derslere devam edebileceğini söylerlerdi. Aman dilimi ısırayım da, yok yere salgın başlatmayalım. Laf aramızda, biraz şom ağızlıyım.
O zamanki zavallı öğretmenler, sınıfta bit taraması yaparlardı. Eğer birinde çıkarsa kimseye bulaşmasın diye okula aileyi çağırıp temizlemelerini ve sonra derslere devam edebileceğini söylerlerdi. Aman dilimi ısırayım da, yok yere salgın başlatmayalım. Laf aramızda, biraz şom ağızlıyım.
Dolaşırken kuaför salonlarına bakıyorum da, maaşallah tıklım tıklım. Hah diyorum, bir sürü kadın bunalımda. Neden biz kadınların böyle davrandığını düşününce, bana sanki kendimizi bu şekilde cezalandırmak istiyoruz gibi geliyor.
Başka bir şeye, bir insana zarar veremeyeceğimize göre kendi canımızı acıtarak mı sıkıntımıza çare arıyoruz acaba? Sosyologlar mutlaka incelemişlerdir, fakat bu konu ile ilgili bir şey okuduğumu hatırlamıyorum. Depresyona girdiğimizde bir de ayakkabı, çanta peşine düşüyoruz.
Başka bir şeye, bir insana zarar veremeyeceğimize göre kendi canımızı acıtarak mı sıkıntımıza çare arıyoruz acaba? Sosyologlar mutlaka incelemişlerdir, fakat bu konu ile ilgili bir şey okuduğumu hatırlamıyorum. Depresyona girdiğimizde bir de ayakkabı, çanta peşine düşüyoruz.
Yalnız, bunu neden yaptığımızı bilmiyorum. Ayakkabı, çanta ile stres arasında nasıl bir ilişki olabilir diye düşünüyorum.
Sevgiyle kalın