Haftaya 6.30 civarında başlayan dolar/TL neredeyse tüm hafta boyunca gelişmekte olan ülke para birimlerinden daha iyi bir performans gösterdi.
Dolar/TL böylece bir aylık bir aranın ardından ilk kez 6 seviyesinin altını test etmiş oldu.
Bankacılar bugün iç ve dış piyasalarda yoğun veri gündeminin takip edileceğini öte yandan devam eden lokallerin döviz alımlarının kurdaki daha fazla iyimserliğin önüne geçen bir etken olduğunu da belirttiler.
Bankacılar lokallerin beli bir seviyeye ulaşan döviz talebinin devam edip etmeyeceğinin önemli olduğunu, bunun yanı sıra Erdoğan’ın Almanya temaslarının yakından izleneceğini belirttiler.
Bugün iç piyasada Eylül ayı yabancı ziyaretçi sayısı ve Ağustos ayı dış ticaret verilerinin yanı sıra Hazine’nin iç borç stoku verileri ve önümüzdeki üç aya ilişkin borçlanma stratejisi izlenecek. Dış piyasalarda ise Almanya işsizlik, İngiltere GSYH, ABD kişisel gelirler ve ABD çekirdek PCE başta olmak üzere yoğun veri gündemi takip edilecek.
Bankacılar TL’deki değer kazancında küresel gelişmelerin yanında ABD ve AB ile ikili ilişkilere yönelik artan iyimserliği, TCMB’nin faiz artışı ve likidite adımlarıyla sonrası TL’de kısa pozisyonun maliyetinin oldukça yükselmesi, yatırımcı endişelerinin önemli bölümünün geride kalması Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD ve dün başlayan Almanya ziyaretinin, döviz borçlanmalarının çevrilmesinde yoğun bir süreç olan Eylül ve Ekim aylarının yarısının geride kalmasının, Katar Çin ve AB başta olmak üzere önümüzdeki dönemde doğrudan yatırımların artabileceği beklentisinin etkili olduğunu belirtiyorlar.
TCMB Eylül ortasında güçlü bir parasal sıkılaştırma yaparak politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faizini beklentilerin üzerinde 625 baz puan artırarak yüzde 17.75’ten yüzde 24’e yükseltmişti.
Akbank, ise TL’deki sert değer kaybının ardından piyasalarda yakından izlenen 367 gün vadeli 980 milyon dolar karşılığı sendikasyonu tamamlarken, sendikasyonda çevirme oranı yüzde 104 oldu ancak maliyetler geçen seneye göre 140 baz puan arttı.
Yüksek enflasyon ve cari açık gibi bozulan makro dengeler, şirketlerin artan döviz borcu, Erdoğan’ın faiz karşıtı söylemlerine bağlı olarak TCMB’nin para politikasının bağımsızlığına yönelik soru işaretleri gibi unsurların yanı sıra ABD ile ilişkiler kaynaklı siyasi ve bölgedeki jeopolitik riskler dolar/TL’nin Ağustos ayında 7.24 ile tarihi rekorunu görmesine neden olmuştu.
Bu seviye ile TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı da yılbaşına göre yüzde 47.5 oldu. TCMB’nin 13 Eylül’deki para politikası toplantısında politika faizini 625 baz puan artırması ardından ise kayıplar bir miktar azalarak bugün itibariyle yüzde 35’in altına bulunuyor.
Her ne kadar TL’deki değer kayıpları yavaşlasa da bugünlerde ise ekonomik aktivitenin ne kadar hızlı daralacağı ve bu süreçte bilançosu zarar gören şirketlerin nasıl bir politika izleyeceği endişe konusu.
Öte yandan dün Reuters’ta yer alan bir haberde dikkat çekildiği üzere TL’deki değer kayıpları ardından Çin firmaları yatırım olanakları araştırmak için Türkiye’yi değerlendiriyorlar.
ABD ile ticaret savaşıyla karşı karşıya olan Çin, Türkiye ile ekonomik ilişkilerini güçlendirme yolunda ilerlerken, kaynaklar Çin’in en büyük şirketlerinin de bulunduğu yatırımcı gruplarının, TL’deki sert değer kaybıyla ucuz konuma geçen Türk şirketlerinde yatırım olanakları için Ağustos’tan itibaren beklenmedik bir yoğunlukla görüşmelere başladığını belirtiyorlar.
Tahvil-bono piyasasında 10 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi ise dün 50 baz puan geriledi. Dün spot kapanışta ortalama bileşik faiz yüzde 18.18 seviyesinden gerçekleşirken valörde son işlem yüzde 17.99 oldu.