‘Türkiye Eğilimleri’ araştırmasının 2020 yılı sonuçları açıklandı. 26 il kent merkezlerinde yaşayan 18 yaş üzeri 1000 kişiyle yapılan görüşmelere dayanan çalışmaya göre halk, koronavirüs salgınından sonraki en önemli sorunu geçen yıl olduğu gibi hayat pahalılığı ve işsizlik olarak görüyor. Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın koordinasyonunda akademik bir ekip tarafından yürütülen araştırma sonuçlarına göre; koronavirüs salgını nedeni ile sektörlerde daralma yaşanması Türkiye’deki işsizlik sorununu büyük ölçüde tetiklerken, kur dalgalanmaları ile yükselen hayat pahalılığı geçim sıkıntısı yaşayan kişi sayısında artış görülmesine sebep oldu.
EN ÖNEMLİ SORUN SALGIN VE İŞSİZLİK
Araştırmanın bu yılki sonuçlarına göre Türkiye’nin en önemli sorunu yüzde 23.5’lik oran ile ‘koronavirüs salgını’ oldu. İkinci sorun ise bu yıl da değişmeyerek yüzde 20.7’lik oranla ‘hayat pahalılığı ve işsizlik’ olarak karşımıza çıkarken üçüncü sırada yüzde 12.3’le ‘ekonomide yaşanan sorunlar’ yer aldı. Listeyi ‘hak ve özgürlüklerin sınırlanması’ yüzde 12.3, ‘terörle mücadele’ yüzde 8 ve ‘mülteciler’ yüzde 6’lık oran ile takip etti.
HALKIN EKONOMİSİ KÖTÜ DURUMDA
Araştırma sonuçlarına göre, “Son bir yılda yaşanan ekonomik gelişmeler sizi nasıl etkiledi?” sorusu karşısında toplumun yüzde 51.8’i ekonomik olarak daha kötüye gittiğini belirtirken, yüzde 51.1 ‘kendimi/ailemi geçindiremiyorum’ şeklinde yanıtladı. ‘Borçlarımın seviyesinden endişe duyuyorum’ diyenlerin oranı yüzde 48.9 oranında gerçekleşirken; katılımcıların yüzde 33.4’ü ‘gelirim aylık tüketim harcamalarımı karşılamaya yeterli’, yüzde 30.5’i ‘ekonomik olarak daha iyi durumdayım’, yüzde 29.3’ü ‘mevcut finansal durumumdan memnunum, yüzde 28.6’sı ise ‘emekliliğim için yaptığım tasarruf ve yatırım miktarından memnunum’ yanıtını verdi.
ÖNCE MİLLİ AŞI SONRA ALMAN AŞISI
Koronavirüs sürecine yönelik değerlendirmeler kapsamında katılımcıların yüzde 57.7’si ‘Belediyelerin aldıkları önlemleri başarılı buluyorum’ dedi. Çeşitli ülkelerin “Covid-19 Aşısı Üretmesi Durumunda Aşı Olma İsteği” sorusuna halkın yüzde 70.2’si üretilmesi halinde Türkiye menşeli aşıyı tercih edeceklerini belirtti. Yüzde 46.7 ile Almanya ikinci sıraya yerleşirken; listeyi Rusya yüzde 43.2, Çin yüzde 41.3, ‘ABD’ yüzde 41.1 ve İngiltere yüzde 40.6 ile takip etti.
EN GÜVENİLEN KURUMLAR; TTB, TMMOB
Araştırma sonuçlarına göre halkın en güvendiği kurumların başında AKP iktidarının hedefindeki Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) geliyor. Bu yıl ilk kez TTB ve TMMOB üst sıralardan en güvenilen kurumlar listesine girdi. Listenin sonunda yer alan kuruluşlar ise RTÜK, TÜİK, ÖSYM ve medya kuruluşları oldu. En az güvenilen kurum, bu sene de değişmeyerek yüzde 31,9’luk oran ile medya kuruluşları oldu. Listenin ilk sırasında TSK yer alıyor.
Araştırmaya göre siyasal kutuplaşma olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 55,9 ile son 4 yılın en yüksek rakamına ulaşmış durumda. Kutuplaşmanın ekseni olarak ise yüzde 42,9 oranı ile laik-dindar ve yüzde 28,6 ile sağ-sol ayrımı öne çıkıyor. Öte yandan, hükümet politikalarına bakış, ülkenin tercih edilen siyasi sistemi ve demokrasiye destek gibi konulardaki ayrımlar da siyasi kutuplaşmaya işaret ediyor.
ABD’DEN TEHDİT ALGISI DÜŞÜYOR
Dış politikada Türkiye’nin işbirliği yapması gerektiği ülkeler sıralamasında halen Türki Cumhuriyetler yüzde 19,5 ile (2019’da yüzde 24,6) ilk sırada ve Müslüman Ülkeler yüzde 18,4 ile ikinci sırada yer alırken NATO ülkeleri ve AB ülkeleri ile işbirliği yapılmasını isteyenler bir önceki yıla göre artış kaydetti. Yalnız hareket etmesi gerektiğini düşünenler ise geçen yıla göre 5,7 puan düşüşle yüzde 10,2 olarak gerçekleşti.
Halkın tehdit algıladığı ülkeler sıralamasında ABD halen yüzde 60,5 ile en üst sırada yer almakla birlikte, 2018’deki yüzde 81,9’dan bu noktaya gerilemiş durumda. Bu yıl tehdit algısında gerileme yaşanan ABD dışındaki tek ülke Suriye (yüzde 43,2) oldu.
GENÇLER DİNDEN UZAKLAŞIYOR
Araştırma gençlerin de dinden uzaklaştığını gösterdi. Milliyetçilik, dindarlık ve sağ-sol cetveli üzerinden yapılan değerlendirmelerde halkın büyük kısmı kendisini orta veya ileri düzeyde milliyetçi, muhafazakar ve dindar olarak tanımlasa da buna karşılık 18-20 yaş grubunda olanlar için tüm bu düzlemlerde diğer yaş gruplarına göre daha düşük düzeylerde ölçümler tespit edildi.
AYDIN: OBJEKTİF BİR ARAŞTIRMA
Araştırmayı değerlendiren Prof. Dr. Mustafa Aydın 11 yıldır halkın düşünce, görüş ve tespitlerine ışık tutan Türkiye Eğilimleri araştırmasının ülkeyi anlamak için çok değerli bilgi ve veriler sunduğunu ifade etti. Prof. Dr. Aydın, “Bu çalışma ile Türkiye’nin sosyal, ekonomik, siyasi, kültürel ve yaşam alışkanlıkları objektif bir şekilde ölçülüyor” dedi.
SİYASAL İSLAMCILIK ÇAKILDI
Araştırmada, halkın siyasi yelpazede kendini nasıl tanımladığına da yer verildi. Buna göre 2017’de yüzde 47 kendisini dindar/siyasal İslamcı/muhafazakar olarak tanımlarken bu oran yıllar içinde gerileyerek 2020’de yüzde 34,6 ile 2015’ten beri en düşük seviyeye geriledi.
Buna karşın kendisini ‘kemalist’ ve ‘sosyalist/komünist’ olarak tanımlayanların oranı ise geçmiş yıllara göre dikkat çeken bir yükseliş kaydetti. Kendisini ‘kemalist’ olarak tanımlayanlar 2019’da yüzde 15,7 olurken bu oran 2020’de yüzde 25,4’e çıktı. Siyasi görüşünü ‘sosyalist/komünist’ olarak tanımlayanların oranı da 2019’da yüzde 4,9’dan 2020’de yüzde 7,3’e çıkarak son beş yılın en yüksek seviyesini gördü.