Birgün sonra CHP İstanbul 22 ilçe Belediye Başkan Adaylarını tanıtacaktı.
Aynı akşam siyaset gündemi ‘Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu’nun, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül'ün tüm malvarlığına el koyması’ haberi ile sarsıldı.
Gerekçe olarak ise 1998'de Bank Ekspres'ten alınan ve geri ödenmeyen kredi gösteriliyordu.
Güya, TMSF, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sarıgül'ün, 1998'de 9 kişiyle birlikte Bank Ekspres'ten çektiği ve geri ödenmeyen 3,5 milyon dolarlık kredinin evraklarına henüz ulaşmıştı.
Baksen. Aradan 16 sene geçmiş ciddi devlet kurumlarımızdan TMSF yöneticileri bu borç bilgisine yeni ulaşmışlar.
Türkiye halkı da bunu yedi.
Sarıgül ise; TMSF tarafından banka hesaplarına ve mal varlığına haciz ve tedbir konulduğunu belirterek, "Bu, tamamen haksız ve siyasi bir saldırıdır. Benim TMSF ile herhangi bir borç ilişkim kesinlikle yoktur" açıklamasını yapıyordu.
Düşünsenize bir gün sonra çok önemli bir tanıtım toplantısı var ve günün akşamında böyle bir sansansiyon yaratılmaya çalışılıyor.
İktidar çok hata yapıyor!
Arkadaşlarım bu bilgiyi benimle paylaştığımda hemen aklıma ‘ya şu Sarıgül hakikaten çok akıllı ve çok güçlü adam. Bak adam TMSF’yi bile yönlendirmeye başladı. Birgün sonraki Sinan Erdem Spor Salonu’ndaki miting daha bir coşkulu olsun diye kim düşünmüşse bundan iyi bir tanıtım ve anons haberi olamazdı’ düşüncesi geldi.
Sinan Erdem’deki coşkuyu gördüğümde ise bu düşüncemde haklı olduğumu gördüm.
Kısaca değerli dostlar.
İktidar çok büyük hatalar yapıyor.
Kendi düşen ağlama hesabı yarın önce yerel seçimleri ardından genel seçimleri kaybederse Adalet ve Kalkınma Partisi çok fazla üzülmezler kanımca.
Zira bile bile her şey önceden programlanmış gibi yürüyor sanki.
Yolsuzluk operasyonu, hukuk sistemine müdahale, emniyete müdahale, milletvekilleri istifaları, bakanları değişmesi v.s.
Adeta çorap söküğü gibi ilerliyor ve bu ilerleme böyle devam ettiği sürece iktidar partisi Ak Parti kendi sonunu hazırlamış olur.
CHP fırsatı iyi değerlendirebilecek mi!
Peki AK Parti’de durum böyleyken Cunhuriyet Halk Partisi bu fırsattan istifade ederek önce yerel seçimlerde ardından genel seçimlerde başarı gösterebilecek mi?
Bu duruma şöyle bir bakarsak hemen gözümüze şimdiye kadar açıklanan belediye başkan adayları çarpıyor.
Mustafa Sarıgül’ün en güçlü rakibi Gürsel Tekin’di.
Adayları değerlendirelim!
Gürsel Tekin 2009’da CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte zaten eş belediye başkan aday gibi bir yarışa girmiş ve seçimler kazanılmasa da ikili önemli bir başarı sağlanmıştı.
Demek ki Mustafa Sarıgül aslında Kılıçdaroğlu ve Tekin’in birlikte başaramadığı bir yarışa tek başına girmiş oldu.
Yani Sarıgül’ün adaylığına karşı çıkan Gürsel Tekin taraftarlarının bir de bu açıdan baklamalı gerekirse Sarıgül doğru aday diyebilirler.
Gelelim ilçe adaylarına!
Esenyurt’ta kuşkusuz aday adayları Hakan Ataklı ve eski ilçe başkanı Kemal Deniz Bozkurt her ikisi de iyi bir partililer.
Ancak ortada Dr. Gürbüz Çapan gibi bir marka varken diğer aday adaylarının aday yapılması hakikaten büyük bir sürpriz olacaktı.
CHP’lilerin; Esenyurt’ta Çapan’la seçimi alır mı almaz mı tartışmasından önce doğru adayla yola çıkıldığını kabullenerek kenetlenmeleri gerekiyor.
Aksi halde herkes aynı geminin içerisinde olduğu için ya hep beraber karaya çıkılır veya dip boylanır.
Beylikdüzü’nde de CHP adayı Ekrem İmamoğlu için aynı şeyler söylenebilir.
CHP Genel Merkezi aday adayları arasından İstanbul’un son yılların yükselen yıldızı Beylikdüzü’nde İmamoğlu ile yarışa girmeye karar verdi.
Kabul etmek gerekir ki; İmamoğlu ilçe başkanlığı döneminde şimdilerde birçok adayın 2-3 aylık sürede yaptığı çalışmalardan daha fazlasını 3-4 yıl gibi bir sürede yaparak ilçede iz bırakmayı başardı.
Enteresandır ki İmamoğlu ile ilgili rakip partilerden çok kendi partilileri dosyalar hazırladılar, davacı oldular, mahkemelere koştular ve aday olmaması için kampanyalar düzenlediler.
Bütün bunlara rağmen İmamoğlu aday olmayı başardı.
Şimdi ne olacak?
CHP’liler yine aynı kampanyalara devam mı edecek yoksa parti büyüklerinin kararına itaat mi edecekler.
Bunu zaman gösterecek.
Başakşehir ve Beylikdüzü’nde ön yoklamada örgütün istediği kişiler aday oldu.
Başakşehir’de Özgür Karabat ilçe başkanlığı döneminde iyi çalışma başarısı gösterenlerdendir.
Diğer aday adayı eski Bahçeşehir Belediye Başkanı Kemal Aydın için ise önce 2009 yılında kendisine sunulan adaylığı kabul etmediği sonra da son anda adaylık yarışına girdiği konuşuluyor.
Aynı Kemal Aydın aday yapılmayınca CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na (Bu arada Aydın Kılıçdaroğlu’nun soyadını açıklamasında Kılıçtaroğlu yazmış. Belli ki daha genel Başkanını tam tanıyamamış) yüklenmiş.
Adaylıklar parayla belirleniyormuş da genel başkan yardımcılarının malvarlığını açıklasanıza da falan gibi bana göre belki içinde doğru bilgiler vardır ancak zamanlama hatasından dolayı bu açıklama pek ses getirmez.
Keşke Kemal başkan bu açıklamayı adaylıklar açıklanmadan gelip HABERDAR’a yapsaydı.
Olsun biz yine bu açıklamaya haberimizde yer veriyoruz ancak; doğru bir davranış olmadığını da söylüyoruz.
Adaylar ne zaman açıklanacak?
Bu arada bölgemiz ilçelerinde AK Parti henüz hiçbir adayını açıklamadı. CHP başkanlığa sahip olduğu ilçeleri son ana bıraktı.
Anlayacağınız hızlandırılmış bir seçim atmosferi yaşayacağız.
Beş dakikada Beşiktaş gibi 45 günde kırkbeş parça olacağız hep birlikte.
Adaylar ve biz basın mensupları.