Gözyaşının rengi olmadığı gibi, müziğinde yok.
Hangi dilde söylenirse söylensin, duygu varsa bir şekilde dinleyene geçiyor.
Size Portekiz’i anlatacaktım aslında bu yazıda. Çektiğim fotoğraf ve videoları, eğlenceli bir şeyler anlatayım diye yeniden izlerken, müzikte takıldım kaldım. O zaman önce müziğini anlatayım, diğer bilgileri daha sonraki yazımda yazarım.
Size “Fado” dan bahsedeceğim. Mutlaka, izleyenleriniz, dinleyenleriniz vardır. Fado; Portekiz’e ait bir halk müziği türü. Kelime anlamı olarak, kadere veya alınyazısına yakın bir şey. Derin acıları, hüzünleri, özlemi, nostaljiyi, mutluluğu ve aşkı ifade eden bir müzik. Her milletin kendi dilinde, kendine has ağıtları var ya, Portekiz’in ağıtı da Fado.
Bu müzik türünün nereden çıktığını, duymayanlar, dinleme imkanı bulamayanlar için açıklayayım.; Balıkçı veya denizci sevgililerini denize uğurlayan ve onların geri dönmesini ümitle bekleyen kadınların, beklenen yakınlarının geri gelmemesi üzerine denize karşı yaktıkları bir çeşit ağıt. Bir anlamda, Portekiz’in arabeski diye düşünebiliriz.
Nasıl ki, Amerikanın blues’i, Arjantin’in tangosu varsa, Portekiz’in de fado’su var. Birkaç parça dinlemenizi tavsiye ederim. Buğulu, hisli, tutkulu bir müzik. Sözlerini anlamasak bile, bence çok önemli değil. Müziğin dili, sadece duygu.
Nasıl ki, Amerikanın blues’i, Arjantin’in tangosu varsa, Portekiz’in de fado’su var. Birkaç parça dinlemenizi tavsiye ederim. Buğulu, hisli, tutkulu bir müzik. Sözlerini anlamasak bile, bence çok önemli değil. Müziğin dili, sadece duygu.
Etkilendiğim bir fado şarkısının, İngilizce sözlerini buldum ancak tam olarak çevirmek mümkün değil. Portekiz’in ünlü sanatçılarından Mirzia, bu müziğin tarifini şöyle yapıyor; “Fado, yalnızca bir müzik değil, bir histir. Üzücü değil, melankoliktir. Ben bu müziği seçmedim, bu benim kaderimdi.”
Bir şarkısının içinde” Saudade” kelimesi geçiyor. Biraz Portekiz’ce bilen birine kelime anlamının ne olduğunu sorduğumda şöyle açıkladı; “Aslında tam olarak Türkçe karşılığını bulamıyorum. Fakat, giden veya ölmüş birini çok özlersin ya hani, onu çok özlemenin yanında, onunla gelecekte yapabileceğin şeyleride özlemek gibi bir şey” dedi. Ne kadar güzel bir kelimeymiş değil mi? Bu sözden sonra ancak “nokta” konur.
Sevgiyle kalın