"İstanbul Valiliği'nin dün gündeme getirdiğim gözaltı haberine ilişkin yaptığı açıklama, "Parti Devleti"nin ete kemiğe bürünmüş halidir. Valilik, olayın taraflarına eşit mesafede duracağına, adeta "müşteki" - "müşteki avukatı" gibi davranıyor ve hukukun temel ilkelerini çiğniyor. Nasıl mı?
Valilik, pazarda AKP - Erdoğan ve zamlar üzerinden başlayan tartışma sonrası, 20'yi aşkın polis ve jandarma tarafından gözaltına alınan Dürdane Özselgin'in "lekelenmeme hakkı"nı ihlal ediyor, kendisini yargı yerine koyuyor ve adeta hüküm vererek soruşturma aşamasındaki bir dosya hakkında hüküm kuruyor. Üstelik bunu yaparken, herkese eşit mesafede durması, yurttaşlar arasında ayrım yapmaması gerektiğini de unutuyor! İktidarı aklama çabası içindeki bu açıklama, masumiyet karinesi ilkesini de ihlal ediyor. İstanbul Valiliği, hüküm makamı mıdır?
Tartışan iki kadın arasında herhangi fiziki bir temas olmadığı ortaya çıkmışken, Valilik nasıl olur da "Başörtüsüne saldırı" gibi sorumsuzca bir ifade kullanabilir. Valilik, beni yalanlama gayreti içine girerken, parti devletinin geldiği son noktayı da farkına varmadan gösterdi.
MEDYAYA DA TEPKİ
Gelelim diğer boyutuna: AKP'nin çanağından beslenen, onurunu, ahlakını, haysiyetini ve vicdanını kaybetmiş ve kendisine "gazeteci süsü" veren bir grup besleme, ağababalarına yaranabilmek için, gözaltı haberini yalanlamaya ve neredeyse böyle bir gözaltının bile olmadığını ispat etmeye çalışıyor.
VİCDAN ÇAĞRISI
Bre ahlaksızlar! 63 yaşındaki bir kadının, yaşadığı bir tartışma yüzünden saat 23.15'te misafirliğe gittiği bir evden 20'nin üzerinde asker ve polis tarafından gözaltına alınabileceği hangi kitapta var? Ne yaptı Dürdane Hanım, cinayet mi işledi? Gasp mı yaptı?
Dürdane Hanımın gözaltına alınması, ilaçlarını evden almasına izin verilmemesi, gece yemek yiyememesi ve talebine rağmen kaloriferinin yakılmaması sizi hiç mi rahatsız etmiyor?Sahi, siz çocuğunuzun başını nasıl okşuyor, onların yüzüne bu kadar vicdansızlıkla nasıl bakıyorsunuz?
HUKUKU HATIRLATTI
Hukuka aykırı bir biçimde gözaltına alınan Dürdane Hanıma, savcının avukat görüşü yaptırmaması ve gözaltı işlemini CMK'ya - Baro'ya bildirmemesi, "5 yıldan az suçlarda avukat görüşü zorunlu değildir" demesi, polisin "Savcı ne derse biz onu yaparız" cevabını vermesi sizi hiç mi ilgilendirmiyor?
Bugün iktidarı desteklemenin konforunu yaşadığınız için, yaşanan hukuksuzluklara ses çıkarmayarak kendinizi güvende hissediyor olabilirsiniz. Ama unutmayın ki; yarın devran döndüğünde "Hukuk, hukuk" diye feryat ettiğinizde, sizin haklarınızı da ben savunacağım.