20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününde bir açıklama yayımlayan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) "Çocukların yaşamlarına ve haklarına yönelik tehditler sürüyor" dedi. Açıklamada çocukların her geçen gün eğitimden daha fazla koparıldığına ve çocuk işçiliğin dikkat çekici boyutta arttığına vurgu yapıldı. Türkiye nüfusunun yüzde 26’sını çocukların oluşturduğu ve Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları arasında en yüksek çocuk oranına sahip ülkenin Türkiye olduğu hatırlatılan açıklamada "Çocuklar toplumun önemli bir kısmını oluşturmasına rağmen ülkemizde çocuğun hala özne olarak kabul edilmemiş olması düşündürücüdür" denildi.
Çocukların sağlıklı gıdaya, suya, eğitime erişemediği, çocuk yaşta evlendirildiği ve istismara uğradığı belirtilerek “Son yıllarda çocukların eğitime erişim hakkı başta olmak üzere, en temel haklardan faydalanmasında ciddi oranda azalma yaşanmakta” denildi. Türkiye’de her yıl yüzlerce çocuğun iş cinayetinde yaşamını yitirdiği, binlerce çocuğun suça itildiği ve on binlercesinin açlıkla yoksullukla karşı karşıya bırakıldığına vurgu yapılarak “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan istatistiklere göre 2022’de güvenlik birimlerine getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 601 bin 754 olmuştur. Bu çocukların 259 bin 106’sı mağdur olurken 206 bin 853’ünün suça sürüklendiği görülmüştür. Yine TÜİK’e göre et ve balık yiyemeyen çocuklar ekmek ve makarnayla beslenmek zorunda kalmıştır” ifadelerine yer verilerek Türkiye’de son 22 yılda 17 yaşın altında doğum yapan çocuk sayısının 577 bin 49, 15 yaşın altında doğum yapan çocuk sayısının ise 21 bin olduğu bilgisi verildi.
TÜİK Hane Halkı İş Gücü Araştırması 2022 yılı sonuçlarına göre çocukların (15-17 yaş) işgücüne katılma oranı yüzde 18.7, cinsiyete göre ise, bu oranın erkek çocuklar için yüzde 27, kız çocuklar için yüzde 10 olduğuna dikkat çekilerek “Artan yoksulluk, ucuz işçi gücü, göç gibi nedenler ile günümüzde çocuk işçiliği güncelliğini korumaktadır. Çocukların yeri işyerleri değil okullar, oyun alanları, kütüphaneler ve gelişimine katkı sağlayan yerlerdir. Dolayısıyla çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması ve kesin olarak yasaklanması şarttır” çağrısı yapıldı. Eğitim Sen'in açıklamasında artan yoksulluk, ucuz işçi gücü, göç gibi nedenlerle çocukların çalıştırılmasında yoğun bir artış olduğu, bunun ise diğer etmenlerle beraber çocukların eğitimden koparılmasında önemli rol oynadığı ifade edildi.
Türkiye’de son yıllarda eğitime erişimde önemli artış gözlenirken, eğitimlerini yarıda bırakıp okulu terk etme durumunun ciddi bir sorun haline geldiğine dikkat çekilerek “Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) verilerine göre Türkiye, Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında okulu erken bırakma alanında ilk sıradadır. Eğitimin giderek paralı hale gelmesi, yoksullaşma ve hanelerin ekonomik durumunun kötüleşmesi çok sayıda çocuğun okulu terk etmesine neden olmaktadır. Mülteci çocuklar ise hem daha kötü koşullarda ve daha tehlikeli işlerde çalışmakta, hem de ayrımcılığa, saldırıya maruz kalmaktadır” ifadelerine yer verilerek ‘çırak’ ve ‘stajyer’ adı altında milyonlarca çocuğun zorunlu olarak çalıştırıldığı belirtildi.
Bu karanlık tablonun çocuk haklarının ülkemizde sadece kâğıt üzerinde kaldığını gösterdiğine işaret edilerek “Eğitim ve yaşam hakkı başta olmak üzere, Türkiye’de çocukların en temel haklarının tehdit altında olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Çocuk hakları, aynı zamanda insan haklarıdır. Çocukların çocukluklarını yaşayabilmelerini sağlamak, onları her türlü fiziksel, duygusal, ekonomik ve cinsel istismardan korumak; anne, baba ve çocukların bakımıyla yükümlü olanların yanı sıra devlet ve toplumun ortak sorumluluğudur” denildi.