"Bu ülkede Cumhuriyetle yaşıtız diyen bir partinin milletvekili Türkiye terör örgütlerine kimyasal silah sattı diyecek kadar ihanet çukuruna batabiliyor" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Mensubu olduğu partiden bir ses var mı, neyi bekliyorlar? Bu nasıl bir ihanettir. Sen nasıl olur da bu ülkeyi Suriye gibi katil Esed'in başında olduğu bir terör devletine sarin gazı vermekle suçlayabilirsin. Bunu partisinin içinde barındıranlara şahsım adına yazıklar olsun diyorum."
"AÇTIĞINIZ HENDEKLERDE YOK OLACAKSINIZ"
Doğu ve Güneydoğu'daki terör olaylarına da değinen Erdoğan, Diyarbakır'daki Fatih Paşa Camii'ne yapılan saldırıyla ilgili konuşmasında güvenlik güçlerini suçlayan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ı da şu sözlerle eleştirdi:
"Böyle dönemler herkesin eteğindeki taşları döktüğü günlerdir. Bu milletle hiçbir aidiyet bağı hissetmeyenlerin hezeyanlarını her gün görüyorsunuz. Diyarbakır'da Fatih Paşa Camii'nin yakılmasında şahit olduk.
Çıkıyor bir tane sözde eş başkan, 'devlet helikopteriyle bombaladı' diyor. Bunlar bakar kör. Bu nasıl helikopter ki bombalıyor da minare, kubbe yıkılmıyor da alttan kapılar yanıyor.
Belediyeleriyle, iş makineleriyle hendekler açacaksın ve oradaki Kürt kardeşlerime hayatı zindan edeceksin. Şimdi bu insanlar oraları terk etmek zorunda kalıyorlar. Bir de utanmadan 'geri dönemezsiniz' diyorlar. Geri dönecekler... Ama siz o evlerde o binalarda açtığınız hendeklerde yok olacaksınız.
Oralar tertemiz hale gelinceye kadar bu mücadelede orada devam edecektir. Durmak yok aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Fatih Camii'ni yakanlar imanlı Kürt kardeşlerimi istismar edenler bunun bedelini ödeyecekler."
"TÜRKİYE BU SİSTEMLE DEVAM EDEMEZ"
Cumhurbaşkanı konuşmasında başkanlık sistemi tartışmalarına değindi. Türkiye'nin 'topyekün bir değişim'e ihtiyacı olduğunu dile getiren Erdoğan, "Önümüzdeki dönem başta anayasa olmak üzere yeni Türkiye'nin inşası olacaktır" dedi.
Erdoğan, "Benim yetkilerimi anayasa belirliyor ama sorumluluğum milletime karşıdır" diyerek şöyle devam etti:
"Kim ülkeme zarar verecek bir eylem içerisine girerse onun karşısında yer almak öncelikli görevimdir. 40 yıllık bir siyaset tarzım ve üslubum var. Halkımdan desteği bu şekilde aldım. Kimse şu saatten sonra benden başka biri gibi hareket etmemi beklemesin.
Biz yeni Türkiye, yeni anayasa derken, başkanlık sistemi tartışılmalı derken kendimizi düşünmüyoruz. Bu ülkenin daha iyi yönetilmesi gibi bir derdim var. Edindiğim tecrübeler bu sistemle Türkiye yoluna daha fazla devam edemez."