Uzmanlar, son birkaç aydır neredeyse hiç akciğer tutulumu görülmezken son günlerde hem semptomatik hem de teninden COVID 19'a bağlı akciğer tutulumlarının geri gelmesi nedeniyle endişeli. Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, bu yeni varyantta en sık rastlanan şikâyetin COVID 19'un ilk zamanlarında da görülen tat ve koku kaybı olduğuna işaret etti.
Uyarıları dikkate alın
Bu yeni varyantın bulaşıcılık oranının yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Özkaya, DSÖ-Dünya Sağlık Örgütü’nün bazı ülkelerde COVID 19' a bağlı salgın nedeniyle hastaneye yatış, yoğun bakıma kabul ve ölümlerle ilişkin raporlardaki artışlara dikkat çektiğini belirtti. Özkaya açıklamasında, “DSÖ, Covid-19'un başta EG.5.1 (Eris) gibi varyantların riskini değerlendirebilmesi için ülkelerden gelecek raporların önemine işaret ediyor. Tüm ülkeleri hayat kurtarmak ve uzun süreli Covid-19 yükünü önlemek için mevcut tavsiyelere ve önlemlere uymaya çağırıyor" dedi.
Vakalarda artış olabilir
Türkiye’deki durumu da değerlendiren Prof. Dr. Özkaya, “Yeni akciğer tutulumu görülen vakaların olmasına rağmen ağır ve kritik hastamızın olmaması sevindirici. Ancak okulların açılması ve yurt dışı seyahat hareketliliğinin artmasının yanı sıra hava sıcaklıklarının azalması ile önümüzdeki günlerde vakalarda artış olacağını tahmin ediyoruz” uyarısında bulundu. Özkaya, son zamanlarda aşılara bağlı hastalıkların hem haberlerde hem sosyal medyada tartışma konusu olduğunu belirtti. Bugün toplumun büyük kesiminin başlarına gelen her hastalığı aşılara bağladığını ifade eden Özkaya’ya göre, böyle bir durum söz konusu değil. “Neredeyse toplu aşılamanın üzerinden 2 yıla yakın zaman geçti. Etkisi olduğunu düşünmüyoruz ama şu bir gerçek. Geriye baktığımızda 3 yıllık pandemide COVID 19'u geçirenlerin büyük kısmında hastalık sonrası fiziksel ve psikolojik anlamda ciddi sorunlar yaşandı. Hastaların birçoğunda yaşlanma ve yıpranma etkileri görülüyor. Halen süregelen şikayetlerden mustaripler. Aşılar o dönemde hayatta kalmamızı sağlayan tek bilimsel gerçekti. Son uç olarak bugünkü hastalıklarımız aşılardan değil COVID 19’un vücudumuza verdiği hasarlardan kaynaklanıyor” dedi.