Kılıçdaroğlu, hükümetin asgari ücreti 1300 TL yapma kararıyla ilgili olarak, "Asgari ücretin ne olduğunu bilmezlerdi, bizden öğrendiler" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşması özetle şöyle:
Kılıçdaroğlu: Siz ODTÜ'ye ancak sınavla girersinizKılıçdaroğlu: Siz ODTÜ'ye ancak sınavla girersiniz
Güçlü ekonomiye geçiş programı hazırladı Bülent Ecevit. Bankalar kanunu çıkardı. Bağımsız idari yapılanmalar gibi pek çok hayati yapıları hayata geçirdi. Yolsuzlukla mücadele etti. Kamu ihale kanunu çıkardı. Kamu ihale kurumu kurdu. Bunların tamamını yaptı. İşin meyvelerini toplayacakken erken seçim çıktı ve Türkiye bu noktaya geldi. En sorunlu alan olan ekonomiyi düzeltti. Merkez Bankası'na bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi bağımsızlık hakkı verdi. AB ile uyum sürecinde ne gerekiyorsa yaptı. Ecevit bir ülke sevdalısıydı. Bunların tamamını yaptı. Yetti mi, hayır. Çözülemeyen sorunlarımız vardı. Bekaa'da konuşlanan PKK vardı. O noktada bir devlet adamının gerektirdiği adımları attı. Suriye üzerinden PKK üyelerinin gelişini kabul etmiyoruz, dedi. 5 Ekim 1998'de Mısır devlet başkanını Ankara'ya getirdi. Eline Suriye dosyası verdiler, Hafız Esad ile konuş dediler. Bir devlet adamı ciddiyetiyle nelerin yapılması gerektiğini söyledi. Öcalan oradan çıktı, çıkmak zorunda kaldı. İşte Türkiye'nin gücü budur. Devlet adamı budur. Ve Öcalan getirildi, hapse atıldı. Terör sıfır. Arkasından erken seçime gidildi. Neden o seçime gidildiğini çözmüş değiliz. 2002'de AKP tek başına geldi iktidar oldu. Terör sıfır, ekonomi çok iyi. Kuralları aynen uyguladılar ve devam edildi. Ama şimdi 2015'e geliyorum.
Bizim siyaset tarihimiz açısında çok önemli bir yıldır. 2 kez arka arkaya genel seçim yapıldı. 2 seçim arasında 400'e yakın vatandaşımız teröre kurban gitti. 2002'den 2015'e Türkiye'nin 5 temel sorunu çıktı. Terör, ekonomi, eğitim, toplumsal barış, hukuk. 13 yıldır ülkeyi yöneten bir siyasal iktidar Türkiye'yi bu noktaya getirdi. 13 yılda benim bu söylediklerimin şu noktası yanlıştır diyen bir Allah'ın kulu var mıdır? Asgari ücretin ne olduğunu bilmezlerdi, bizden öğrendiler. Türkiye Cumhuriyeti şu anda tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşıyor. Bu sürecin içine girdik ne olduğu belli değil.
"HANGİ HUKUK?"
Sokağa çıkın bu ülkede adalet var mı diye sorun. Niye bu hale geldi? Kim bu hale getirdi? Kim yönetiyordu bu ülkeyi? Hangi vatandaşımın can ve mal güvenliği var? Gazeteciler doğru haber yaptığı için hapiste. 32 gazeteci hapiste, hangi hukuk? Birilerinin üstünlüğü var, egemenliğin üstünlüğü var. Vatandaşa gelince hukuk, kendilerine gelince guguk. O noktaya geldiler ki, benim söylediğim hukuktur diyor. Yasaların söylediği değil. Her seferinde bunu yaparken de darbe oluyor diye, darbeye karşıyız diye de vatandaşı kandırdılar. 21. yüzyılda darbe mi olur? 17-25 Aralık olaylarını bile darbe diye nitelediler, hırsızlığını ortaya çıktı. Siz ne yaptınız? Bir hükümetin, bir devleti soyduğuna tanık oldu millet. Buna siz darbe diyorsunuz, gelin bu darbeyi araştıralım dedik, hayır dediler. İkiyüzlü siyaset Türkiye'yi bu noktaya getirdi. Sen darbe diyorsun buna, gel araştıralım.
KİMSİN SEN?
Bizim bir diktatör bozuntumuz var biliyorsunuz. Tutuyor, Cumhuriyet Savcılığına gizli ibareli yazı yazıyor. Cumhurbaşkanına Sayıştay kaçak saray hileli diye bir yazı çıkmış, buradan da Cumhurbaşkanına hakaret edilmiş diyor. Diyor ki buna bakın, sonucunu da bana bildirin diyor. Kimsin sen? Kim? Birileri kendisini hukuk olarak görüyor. Yazdığı her metni kanun olarak görüyor. Cumhurbaşkanına hakaret için suç duyurusunda bulunmaya gerek yok. Adalet Bakanı'nın bile savcılara talimat verme yetkisi yok. Eğer ben AB üyesi olacaksam, savcıya talimat veremez diye Adalet Bakanlığı diyor. Bunu diktatör bozuntusu bilmiyor mu, elbette biliyor. Adalet bitti, hukuk ayaklar altına alındı. Türkiye'nin çivisi çıktı. Bir yerde adalet yoksa, orada sonu belirsiz olaylara gebeyiz. Bir ülkenin cumhurbaşkanı bunu yaparsa, sade vatandaşı ne yapacak, o da aynısını yapacak. Cumhurbaşkanı 78 milyonun örnek alacağı kişidir. Ne yapıyor cumhurbaşkanı hukuksuzluk yapıyor.
DAVUTOĞLU İLE GÖRÜŞME
Sayın Davutoğlu gelecek, "hoşgeldin" diyeceğiz, konuşacağız. Ne söyleyeceğini ben de merak ediyorum. Başkanlık sistemi ile gelecekse, nasıl bir başkanlık sistemini öğreneceğiz. Bu sistem ile bana anlattıklarını paylaşacağım. Baştan söylüyorum, bana söylediklerini sizinle paylaşacağım.
Ekonomide nereye geldiğimiz. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ekonomi politikası var mı? Var diyebilirler. Strateji yok. Dünyada dolar bolken ülkeyi yönetmek kolaydı. Asıl şimdi yöneteceksin. İşsizliğin hangi noktaya geldiğini o anne, babaya sor. Sizin çocuklarınızın işi var, Türkiye'de işsizlik sorun olmaktan çıktı sanıyorsunuz.
"TÜRGEV, GÖTÜRGEV oldu"
Yolsuzluk almış başını gidiyor. İhale mi alacaksın, önce TÜRGEV'e paranı yatıracaksın, sonra ihaleyi kazanacaksın. Ben Suudi Arabistan'dan 99 milyon dolar para geldiğini söylemiştim. Onun belgesi hakime verdik. Vakıflar Bankası mahkemeye yazıyı göndermiş. O para TÜRGEV'in hesabına yatmış. TÜRGEV'in adı artık götürgen, malı götüreceksin.
KAVGA ETMEDİĞİMİZ ÜLKE KALMADI
Dış politika 3. temel sorunumuz. Herkesle çok iyiydik. Hatta o kadar ileri gittiler ki sıfır sorun dediler. Bugün geldiğimi noktaya bakın. Yalnız kaldık. Buna da değerli yalnız dediler. Söylemde ne, eylemde ne. Sayın Cumhurbaşkanı çıkıyor, başka ülkede olan bir olayı Türkiye'de olan olaya gerekçe gösteriyor. Fazla değil 10 dakika sonra ABD'nin sözcüsü böyle bir olay olmadı diyor. Sorun şu, bir ülkenin cumhurbaşkanının sözleri 10 dakika sonra yalanlanırsa, o ülkenin onurunu incitir. Ama bundan incinmek için onurlu adam olmak gerekir.
Dikkatli konuşulur dış politikada. "Kimse Türkiye'nin gücünü test etmeye kalmasın" dedi. Ne oldu, uçağını düşürdüler, konsolosluğu bastılar. Bir Ecevit'e bakın, bir de bunlara bakın. Devlet adamlığı farklıdır. Neyi ne zaman konuşacağınızı bileceksiniz. Ne oldu, Rus ıuçağını "biz düşürdük" diye yarışıyorlardı, şimdi "komutan düşürdü", yok "Fethullah Gülen düşür" diyorlar.
İSRAİL İLE NORMALLEŞME SÜRECİ
Kaddafi ile dosttular arkadan bıçakladılar, Esad ile dosttular tatile çıktılar, tatile gittiler arkadan hançerlediler. Bunlar rahmetli Erbakan'ı da arkadan hançerlediler. Libya, Suriye, İsrail, Rusya ile kavga ettik, Arap Birliği ile kavga ettiler. Bizim dost olduğumuz, ortak kültürümüz, tarihimiz olan Arap Birliği bir bildiri yayınladı. Türkiye hükümetini açıkça kınadı. Türkiye'yi bu hale kim getirdi ve Türkiye buna layık mı? Afra ile tafra ile geziyorlar. Kapalı kapılar ardında dostluk arıyorlar, İsrail'e sarıldılar. Mavi Marmara'da ne dediler. Pazarlıklar devam ediyor. Gazze ablukasını kaldıracaksınız diyor. AKP'nin seçim beyannanesinde de bu var. "İsrail'in Mavi Marmara saldırısıyla ilgili olarak, ilerleme kaydedilebilmesi için İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları ve başta Gazze olmak üzere uyguladığı ambargo kaldırılmadıkça sonuç alınmayacaktır" diyor.
Bu diktatör bozuntusunun bir de sözcüsü var. "Gazze ablukasının kaldırılmasından değil, hafifletilmesinden bahsediliyor" diyor. Yutmayacağın lokmayı niye ağzına alıyorsun?
EN KARIŞIK POLİTİKASI
Bunlar eğitimi de perişan ettiler. Cumhuriyet tarihinin en karmaşık eğitim politikası uygulandı. Bir ülkeyi geri bırakmak istiyorsanız eğitim politikasını çağdışı bir hale getireceksiniz, işte bunu yaptılar. Osmanlı niye battı? Eğitim sistemi battı. Fatih Sultan Mehmet o topları dökmek için dışarıdan uzman getirdi. Uzman yoktu. İşte Türkiye de bu sürece girdi. 644 bin 448 öğrenci 2014-2015 döneminde okula gitmiyor. Bir önceki yıla göre okula gitmeyenlerin oranı yüzde 225 oranında artmış. Hangi milli eğitimden bahsediyoruz. 90 bin çocuğumuz okula gitmesi gerekirken, hiçbir okula kayıt yaptırmamış. 13 yıldır bunlar iktidarda. Okulların yüzde 31,41'inde birleştirilmiş sınıflar var.
21. yüzyıldayız. Eğitim dedikleriyle bu noktaya geldik. Ankara'da 64 okulda, İstanbul'da 25, İzmir'de 115, Samsun'da 262, Mardin'de 270, Yozgat'ta 103, Ağrı'da 306 okulda birleştirilmiş eğitim yapılıyor. Hangi eğitime önem veriyorlar. TÜRGEV değil, götürgen. Onların eğitim politikasını kim belirliyor?
ŞİMDİ ODTÜ'YE TAKMIŞLAR
Şimdi de kafayı ODTÜ'ye takmışlar. Hiç kimse unutmasın ODTÜ sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en önemli markalarından birisidir. Gelişmekte ülkeler sıralamasında dünya 3'üncüsüdür. Dünyada sıralamaya ilk giren üniversitelerden birisidir. Şimdi öğrenci ve öğretim üyeleri üzerinde baskı kurmaya çalışıyorlar. Hiç kimse, özellikle de ODTÜ'lü kardeşlerime söylüyorum, sizin özgürlük anlayışını çok iyi biliyorum. ODTÜ'lüler bunu yapıyorlar. Hiçbir zaman, yıllardır orada namaz kılınıyor. Neden şimdi bir saldırı. Provakasyonlar yapılıyor. Gençlerimizin heyecanları istismar ediliyor. Rektörü, öğretim üyelerini suçluyorlar.
Hiç kimse ODTÜ'de ibadet ettin diye saldırıya uğramadı. Provakasyonla tezgah kurmak istiyorlar, ODTÜ'lüler kendi üniversitelerine sahip çıkarlar. Her şeye maydonoz olan diktatör bozuntusu hemen konuşmuş. Sormuyor, istismar edecek ya... Gereğini yapın, diyor. Allah bilir savcıya yazı yazmıştır. Bir AKP'linin söylediği yürek acıtıcıdır. ODTÜ'ye tankla, topla, TOMA'yla giremezsin, ODTÜ'ye girmek istiyorsan sınava gireceksin. Bileğin, gücün yetiyorsa alır girersin. Ötekileştirmeyi o kadar ileri taşıdılar ki toplum ayrıştı. Dünyanın en önemli bir üniversitesine alçakça, utanmazca saldırı yapıyorsunuz, kabul edilemez.
Bunlar siber saldırı için bakanlar kurulu kararı çıkardılar. Siber saldırı varsa niye ODTÜ'ye saldırıyorsun? ODTÜ'yü yıpratacaklar ya, oraya saldırıyorlar. TÜBA'yı darmadağın ettiler. Şimdi üniversiteyi darmadağın etmeye çalışıyorlar.
MORGLARDA YER KALMADI
Türkiye tam anlamıyla ateş yumağının içinde. Gencecik çocuklarımız ölüyor. Morglarda yer kalmadı, cesetler üst üste atılıyor. Bebekler ölüyor. Ölen kadının cesedini ailesi alamıyorlar. Böyle bir travmayı Türkiye hiç yaşamadı. Fotoğraflara bir bakın. Şimdi kahramanlık edebiyatı yapıyorlar. Sorun kahramanlık yapma günü değidir. Terör bitmişti, şimdi terör başka noktaya taşındı. Ülkeyi kan gölüne çeviren iktidar kimdir, ülkeyi bu hale kim getirdi? Bu tablo doğru bir tablo değil.