Damga Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve İstanbul Gazeteciler Derneği (İGD) Başkanı Mehmet Mert, Youtube'da yayın yapan İstanbul Times kanalında gazeteci Hüseyin Çetiner'in konuğu oldu. Yaklaşan seçime ilişkin konuşan Mert, “2024 yerel seçimi Ekrem İmamoğlu'nun seçimi olacak. İmamoğlu kazanırsa güçlenerek devam edecek, kaybederse belki siyaseten yok olmayacak ama epey bir geriye düşecek. Bu seçim İmamoğlu bir tarafa Türkiye bir yana gibi bir seçim halini aldı” dedi
Damga Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve İGD Başkanı Mehmet Mert, Youtube'da sıklıkla sokak röportajları ve yerel haberleriyle ses getiren Gazeteci Hüseyin Çetiner'in sahibi olduğu İstanbul Times kanalına konuk oldu. Hem gazetecilik mesleğine hem İGD'ye hem de yerel seçime ilişkin samimi açıklamalarda bulunan Mert, mart ayında İGD Başkanlığı'ndan da ayrılacağını söyledi. Hayatta her zaman çalışmanın ve üretmenin önemli olduğunun altını çizen Mert, sivil toplum örgütünde 9 yıldır çalıştığını ve şimdi yeni alanlarda çalışmak için görevini devredeceğini belirtti. Mert, “Bizim insanımız üretmeden satmayı düşünüyor. Önce bir şey üretip onu rafa koyacaksınız. Üretmeden olmuyor. Bizim meslekte çok işsizlikten, yokluktan şikayet ediliyor ama özeleştiri kültürü de yok. Bakıyorsunuz adam hiçbir şey üretmiyor ama kazanmamaktan söz ediyor. Adam iki fakülte bitiriyor, oturuoyor, bekliyor ve iş yok diyor. Öyle olmaz üreteceksiniz. Bakın siz ne güzel her gün sahadasınız, çalışıyor ve üretiyorsunuz nitekim de karşılığını alıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
3 dönemdir İGD Başkanı olarak karşımızdasınız. Biz de sizinle aynı yönetimde çalışıyoruz. Şimdi İGD Başkanlığı'nı bırakacağını söylüyorsunuz. Öncelikle bunu soralım. Neden?
2015 yılında İGD için başkan adayı olurken dedim ki; “Madem bu mesleği yapıyorsun, gazetende de çok iyisin, bir de sivil toplum örgütü bağlamında bu işe kendini ver. Arkadaşlarına destek ol vs.” anlayışıyla başkan adayı oldum ve dernek için yola çıkmış oldum. Kongrede aday olduk sağ olsun arkadaşlarımızın desteğiyle buralara geldik. Şimdi benim üçüncü dönemim mart ayında sona eriyor. Ben de arkadaşlarımız müsaade ederse bir sivil toplum örgütünde hizmet için üç dönem yeterlidir diyorum ve görevimden son günlerin de modasıyla affımı istiyorum. Çünkü biz 3 dönemde yani 9 yılda her yıl en az 2-3 ciddi törenler, organizasyonlar ve çalışmalar yaptık. Dernek üyesi meslektaşlarımızın maddi, manevi yanlarında olduk. Tabii ki imkanlarımız dahilinde. Burada maksat mesleğin dayanışma içerisinde geçmesini sağlamak, meslektaşlarımıza organizasyon ve gecelerle motivasyon sağlamak, bir arada olmak gibi. İşte son 10 Ocak'ta yine Beşiktaş'ta idik. Yani bizim için mekanlarda önemli değil. Her yerde bir arada olabilmek önemli. Biz hep bunu yapmaya çalıştık. Üretin dedik, rafa ürün koyun dedik, enseyi karatmayın, motive olun dedik. Gazetecilik belki şekil değiştirecek; yazılı, görsel, internet vs gibi değişen bu mesleğe ayak uydurun dedik. Elimizden geleni yaptık. Kamuoyununda olurunu alarak şimdi görevimizi yeni arkadaşlara bırakıyoruz.
Gazeteciliğe yıllarınızı verdiniz. Hiç geriye dönüp baktığınızda; 'yahu keşke farklı bir iş alanında çalışsaydım, fabrika vs kursaydım' dediğiniz oluyor mu?
Fabrika kuramam ama bana çok teklifler geldi. Bir gün bir arkadaşım, bir dershane sahibi bana dedi ki; “Sen gazetenin yüzde ellisini bana ver, ben de sana dershanenin yüzde ellisini vereyim.” Ben de; “Sen işini yap ben de işimi yapayım.” Şimdi o arkadaşımızın iki koleji var, binlerce öğrencisi var ve çok iyi geliri var. Bir başka arkadaşım da sigorta şirketi sahibiydi o da benzer teklifler yaptı reddettim. Niye reddettim? Çünkü biz Türkler hemen getirisine, parasına bakıyoruz. Ama gelişmiş memleketlerde insanlar; “İşin benim hayatıma, yaşantıma ne katkısı olacak, sosyal çevreme vs” diye düşünüyor. Ben de Mehmet Mert olarak parayı öncelemedim. Paranın eseri olunmaz. Para nedir; bir ihtiyacını giderirsin ve eyvallah. Ama başkaları ihtiyacını gidermiyor. Adamın 150 dairesi var daha 151'inci daireyi almak için her türlü hırsa girip her türlü şeyi yapıyor. Çalıyor, yasa dışı işler yapıyor vs vs. Benim böyle bir düsturum yok. İnsanlar maalesef kötücül düşünüyor. Akıllı insanlar yaşadıkları şeylerden ders çıkarırlar, daha akıllı insanlar ne yaparlar? Başkalarının yaşadıklarından ders çıkarır. Şimdi ölenler yaşayanların kaç katı... Kimler, kimler ölmüş. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ölmüş, bütün malını mülkünü vatanına bırakmış. Benim de parayla ilişkim böyle.
Biraz da yaklaşan yerel seçime ilişkin konuşalım istiyorum. Mehmet Mert, yerel seçim sürecini nasıl değerlendirir?
Türkiye çok seçim gördü. Ama 2024 yerel seçimleri bence Ekrem İmamoğlu seçimi. Yani şunu demek istiyorum. CHP defalarca seçim kaybetti, kazandı, baraj altı kaldı yoluna devam etti. AK Parti geçen seçimlerde yerel seçimleri kaybetti ama yine yoluna devam etti. Ama Ekrem İmamoğlu özeline bakarsak İmamoğlu ilk defa bir İBB Başkanlığı makamı sahibi oldu ve 5 yıl içinde Türkiye'ye damgasını vurdu. Partisine damgasını vurdu. Bu seçim dolayısıyla İmamoğlu'nun seçimi. İmamoğlu'nun daha güçlü var olma veya geride kalma seçimi. Bunu Erdoğan da, Akşener de, Kılıçdaroğlu ve Özel de biliyor. Bütün siyasiler bilyior. Bu seçim sanki Türkiye yerel seçimi değil de İBB seçimi gibi. Ve İmamoğlu'nun dışındaki siyasetçilerin yüzde 90'ını da İmamoğlu'nun kaybetmesini istiyorlar.
Neden birçok siyasetçinin İmamoğlu'nun kaybetmesini istediğini düşünüyorsunuz?
Nedeni belli değil mi? Başarı, başarı, başarı. Çünkü meyve veren ağaç taşlanır. Başarıya tahammül yok. Aynısını yıllarca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için de yapmadılar mı? Şimdi aynı senaryo İmamoğlu için geçerli. Geçmiş yıllara gidelim. 31 Mart'ı düşünün, İstanbul'u elinden almaya kalktılar, 23 Haziran'da 800 bin oy farkla aldı. Sonra yine gidecek, bitecek vs dediler ama İmamoğlu buralara geldi. Her cepheden saldırdılar. Zafer Partisi'ne bakıyorsun Ümit Özdağ sabah akşam İmamoğlu'nu eleştiriyor. Meral Akşener'e bakıyorsun daha 1 sene önce elini kaldırıp, kardeşim dediği İmamoğlu için parmak sallıyor, sana kaybettireceğiz diyor. Zaten Recep Tayyip Erdoğan 5 senedir; en büyük rakip olarak İmamoğlu'nu görüyor. 70 günden az kaldı. Benim kişisel kanaatim şu yöndedir; seçmen hiçbir zaman sağdan, soldan geleni dinlememiştir. Toplumun bir adalet duygusu ve kendi içinde bir karar mecri vardır. Orada toplumun çoğunluğu İmamoğlu'na bir şans daha verelim derse; İmamoğlu kazanacak. Yok toplum İmamoğlu için “tehlikeli adam, bu insanlar haklı, dış güçlerin adamı” vs derse tabii ki kazanamayacak.
"DEM Parti farklı bir oluşum"
DEM Parti'nin aday çıkaracağını düşünüyor musunuz ve çıkarırsa İmamoğlu'nun şansı ne derecede etkilenir?
DEM Parti farklı bir oluşum. Ne yapacağı merak konusu. Başak Demirtaş'ı aday yaparlarsa İmamoğlu'nun kazanma şansı hiç yok. Eğer farklı ve daha düşük profilli bir aday çıkarır ya da tabii hiç aday çıkarmazlarsa İmamoğlu'nun kazanmak için çok daha şanslı olacağını söyleyebilirim. İmamoğlu'nun şu an anketlere göre yüzde 41 oyu var. İlerleyen süreçte partilerin kararına, tavrına göre bu oyu yüzde 51 de olabilir, yüzde 35'e de düşebilir. Bekleyip göreceğiz.