Vatandaşları sahte emlakçılara karşı uyaran İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nizameddin Aşa, «Öyle örnekler görüyoruz ki biz bile şaşıyoruz. Örneğin Mutlak Su Havzası’na domates bile ekemezsiniz. Ama bu alanlar vatandaşa 'ba
Emlak sektöründe yaşanan sorunların başında gelenlerden bir tanesi 'emlak dolandırıcılığı' olarak karşımıza çıkıyor. Emlak dolandırıcıları kimi zaman bir evi ya da arsayı birden fazla kişiye satıyor, kimi zamanda vatandaşlardan aldığı resmi belgelerle adlarına usulsüz satış yapıyor. Bu ve benzeri dolandırıcılıklarla karşı karşıya kalan vatandaşlar son çare olarak emniyete, maliyeye, konu ile ilgili deneklere ve odalara başvuruyor. Bu konularda kendisine en çok dert yanılan insanlardan bir tanesi de Emlak Komisyoncuları ve Danışmanları Esnaf Odası Başkanı Nizameddin Aşa. Vatandaşın sahte emlakçılar tarafından mağdur edildiğini ancak vatandaşında komisyon ücreti ödememek için güvenilir danışmanlarla çalışmak istemediğini söyleyen Aşa, "Vatandaş bir defa çok iyi niyetli değil. Kayıtdışının büyümesinin bir nedeni de bu. Vatandaş komisyon ödemek istemiyor. Bu işi merdiven altı yapan, bir özelliği olmayan kişilerle yapıyor. Vatandaş kaporasını veriyor, kimliğini tapusunu veriyor. Sonra dolandırılınca koşa koşa bize geliyor. Kendini emlakçı diye tanıtan sahtekarlar var. 2,5 liralık domatesi mıncıklayarak seçen insanlarımız hayatının en önemli alışverişini komisyon ödememek için parasını tapusunu dolandırıcılara bırakıyorlar" diyor.
Önüne gelen emlakçı oluyor
Emlakçılık mesleğinin ülkede yapılacak en güzel iş olduğunu ancak bilinenin aksine en zor mesleklerin başında geldiğini söyleyen Nizameddin Aşa, "Hukuken şu anda Maliye'ye ya da Ticaret Odası'na kayıt olun hemen emlakçısınız. Bir belge istenmiyor. Bunun dışında lisans, liyakat istenmiyor. İşin asıl püf noktası insanlar mesleği çok basit yapılabilecek bir meslek sanıyor. Zaten bakarsanız birçok emlakçı açılıp kapanıyor. Çünkü açtığı zaman bunu çok kolay sanıyor, ama işin içine girince öyle olmadığını anlıyor. Kamuoyunda önüne gelen emlakçı oluyor diye bir algı var. Bilgi, deneyim ve liyakatla yapılarak prensipli ve sözleşmeli çalışıldığında, eğitiminizi yenilediğiniz zaman ülkede yapılacak en güzel iş ama bilinenin aksine yapılması en zor mesleklerin başında geliyor" diye konuştu.
Sözün tutulmasını bekliyoruz
Emlakçılarla ilgili yeni bir kanun taslağı hayata geçirilmesi için çalıştıklarını ve bu kanunun hayata geçmesini beklediklerini söyleyen Aşa, "Emlakçılığın daha düzenli yapılabilmesi ve denetlenebilmesi için emlakçılıkla ilgili bir kanun çıkması için mücadele ettik. 2015 Nisan ayında İTO'da tüm temsilcilerle ortak bir kanun taslağına imza attık. Bütün siyasilerden destek ve söz aldık. Ama bir hükümet çıkmadı. Şimdi bir hükümet çıktı. Şimdi o sözün tutulmasını bekliyoruz.
Eğitim ön planda olacak
Emlak Komisyoncuları ve Danışmanları Esnaf Odası'nın mesleki eğitimlerde verdiğinin altını çizen Aşa, "Ayrıca insanlarımız odamızın verdiği eğitimlere de katılıyor. Sadece kapıyı açıp ev göstermek emlakçılık değil. Gayrimenkul Hukuku'nu bilmeyen mesleğe yönelik eğitimin yoksa bu işi yapamazsınız. Çıkarılmasını beklediğimiz bu kanunla emlakçı olabilmek için dört senelik üniversite mezunu veya iki yıllık Emlak Yönetimi veya Tapu Kadastro mezunu olmalı. Bir lisanslama sınavı olacak. Sınavı geçince en az 3 ay mesleki eğitim alacak. Eğitimi bitince 3 ay staj görecek emlak danışmanının yanında. Eğitimli kişilerle bu iş yapılacak, eğitim ön planda olacak" dedi.
Dikkat edilmesi gerekenler
Vatandaşların sahtekarlara kanmaması için dikkat etmesi gerekenler olduğunu ifade eden Aşa, "Vatandaşlar o emlakçı öncelikle odaya kayıtlı mı ona bakmalı. Vergi levhası var mı ona bakmalı. Ödediği komisyonu kapıcı meslek grubu sokakta emlakçıyım diye gezen emlakçı ile iş yapmayacak. Hatta bazı sahtekarlar ben oda üyesiyim diyebiliyorlar. Odaya kayıtlı olduğuna dair belgeleri istesin vatandaşlarımız. Maalesef bazı vatandaşlarımız da iyi niyetli değil. Ben odanın başkanıyım adam 500 TL komisyon vermemek için bana uğramaz ama kahve köşesinde elinde çantayla gezen adama 10 bin 20 TL bırakır. Ben kimliğini isterim bana vermez gider sokaktaki adama kimliğini ve tapusunu teslim eder. Şimdi bu kayıtdışını körükleyenler iki şekilde. Bu işin tek çözümü kanunun çıkması. Emlakçıyım diyen herkes emlakçı değil. Bana ödediği komisyonla ben zaten ev sahibine kazandırıyorum. 200 bin TL'ye alamadığı bir evi vatandaşa ben 175 bin TL'ye aldım. Ona zaten 25 bin TL kazandırdım. Bana ödeyeceği 5-6 bin TL ama bana 500 TL versek olur mu diyenler oluyor. İyi bir Emlak Danışmanı zaten vatandaşa para kazandırıyor" diye konuştu.
Sahte vekaletlerle satış yapıyorlar
Trajikomik bir durumada şahit olduğunu söyleyen Aşa sözlerini şu cümelerle sürdürdü: "Özellikle Trakya Bölgesi. Sahte vekaletlerle iş yapıldığı için. Sahte vekaleti asıl emlakçıya komisyon ödemeyenler. Dolandırıcıya verilen kimliklerle sahte satışlar yapılıyor. Arnavutköy'de yaşadığımız bir olay bu. Su Havzası Mutlak Koruma alanına çivi çakamazsınız. Ama üzerinde mutlak yazıyor diye sözde emlakçılar vatandaşa 'mutlaka imar çıkacak deyip" araziyi satmış. Mutlak Su Havzası'nı 'mutlaka imar çıkacak' diye satıyorlar. Domates bile ekemezsin aslında buraya. Vatandaşın mutlaka bir emlak danışmanı ile çalışması şart. Mesela Silivri'de arsa satışı yapıldı. Televizyon ekranlarında bal satan kişinin aynı arsayı bir kaç kişiye sattığı iddia edildi. Ama vatandaş bana gelse ben oranın hisseli olup olmadığını söylerdim. Ya da bu işi iyi bilen bir emlakçıdan bilgi almalılar ki başları ağrımasın.” UFUK ÇOBAN