Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Mehmet Ceyhan, RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na salgının yaz aylarında biteceğine yönelik öngörünün neden boşa çıktığını ve Türkiye’de vaka sayılarının neden 1000’in altına inemediğini anlattı.
Türkiye’nin düştüğü 3 hatayı şöyle sıraladı:
Bütün dünyanın hesaplamadığı bir noktaya geldik. Nisan sonu Mayıs ayı gibi genel tahminler bu işin en geç Haziran başı gibi biteceği şeklindeydi. Biz o dönemde itiraz ediyorduk çünkü 3 yanlış öngörü vardı.
Birincisi bulaştırabilecek, virüsü pozitif ancak belirtisi olmadığı için, tanısı konmamış kişilerin sayısıydı. Biz başından beri bizim tespit ettiğimiz vakaların on katı olduğunu söylüyorduk. Siz hastaları istediğiniz kadar yakalayın yakınlarını ve kendisini izole edin belirleyemediğimiz tanı koyamadığımız kişiler bulaştırmaya devam ediyorlar. O yüzden dünya bir yerde takıldı. Biz binli sayılarda takıldı binden aşağıya bir türlü inemiyoruz. Örneğin Rusya 6 bin 700 civarında seyrediyor ama ABD’de tam tersi onlar takılmışlardı sonra tekrar artış başladı. En iyi durumda olan bile sıfıra indiremedi. Çin ve Yeni Zelenda sıfır olduktan sonra bile yeniden vakalar görüldü. Tanı konmamış ama virüslü kişileri bulup izole edemediğiniz sürece sıfıra inemiyorsunuz.
İkinci yanlış göngörü mevsim etkisi oldu. Birçok bilim insanı yaz gelecek virüsü öldürecek dedi. Halbuki bu son derece yanlış bir düşünceydi. Pandeminin mevsimi olmaz.
Üçüncü yanlış öngörü de normalleşmenin etkisi oldu. Biz normalleşmenin biraz daha kademeli olacağını bekliyorduk ama özellikle bilim insanlarının yanlış yönlendirmesiyle ülkeler, ekonomide darbe olmasının yıkıcı gücüyle tedbirleri kaldırdılar.
'TÜRKİYE'DE VAKA SAYISI DÜŞMÜYOR ÇÜNKÜ...'
Prof. Ceyhan’a göre Türkiye’de vaka sayısının inmemesinin ardında şu nedenler yatıyor:
Türkiye’de problemin nereden kaynaklandığı çok rahat gözüküyor. Taziye evlerinden yüzlerce vaka çıkıyor. Askeri uğurlama törenleri bizde gelenek halinde ama geçen gün 58 vaka çıktı mesela. Nişan yemeğinden 100 vaka çıktı. Bu şekilde toplanmalar sayıları çok ciddi şekilde artıyor. Virüsün yoğun olduğu başta İstanbul olmak üzere Bursa, Ankara, İzmir, Kocaeli, Konya, Sakarya, Diyarbakır ve Gaziantep’te çok yoğun vakalar. Buralardan başka şehirlere giden insanlar orada odak oluşturdular. Virüsü kendi haline bırakırsak ancak virüs mutasyona uğrarsa inmesi mümkün, yoksa inmez zaten.”
“Başarılı illerin geçici olduğunu düşünüyorum çünkü daha öncede şu an vakaların arttığı illerde azalmıştı. İller arası dolaşım serbest olduğu için lokal anlamda alınan önlemler çok etkilemiyor. Bir yerde iyi önlem alıyorsunuz ama diğer taraftan gelen vaka, aldığınız bütün önemleri boşa çıkartıyor. Alınacak önlemlerin il bazında değil Türkiye’nin geneli için alınması lazım.
Yeniden tedbirler almak lazım ama bu noktadan sonra ekonomiyi durduracak, insanları eve kapatacak tedbirleri almanız çok zor. Bunları yapmadan da alınabilecek tedbirler var. Toplantılara sınır koymak lazım. Arkadaş ya da akraba toplanması gibi şeylerde 10 kişiyi geçmemesi lazım.
'İSTANBUL'DA MESAİLER KADEMELENDİRİLMELİ'
İstanbul’da pandemi olmadan önce işlerine toplu taşımada tıklım tıklım gidiyorlardı. 1 Haziran’da bütün tedbirleri kaldırıp yarın işe gideceksiniz dediğinizde o insanlar zaten yine tıklım tıklım gidebilirler. Bunu önlemek için mesailerin kademelendirilmesi lazım. İş yerlerini sektöre göre ayırıp saatlerini ona göre ayarlarsanız işten eve dönüş saatleri de farklı olacağı için toplu taşımadaki aşırı yığılmaları ve yakın temasları önlemiş olursunuz.