Tatil planı yapanlara kötü haber! Marmara'daki müsilajdan sonra şimdi de Akdeniz!

Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj krizinin ardından Dünya Doğayı Koruma Vakfı, Akdeniz ile ilgili kötü haberi duyurdu. Akdeniz'in suyunun sıcaklığı diğer denizlere göre yüzde 20 oranla daha hızlı artıyor. Akdeniz giderek daha fazla tropikleşirk

Marmara ve Ege, müsilaj felaketiyle boğuşurken bir kötü haber de Akdeniz’den geldi. Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) iklim değişikliğinin Akdeniz’de yaratacağı değişimlere ilişkin yeni raporu, endişe verici tespitlerle dolu.

“İklim Değişikliğinin Akdeniz’deki Etkileri Raporu”na göre, 2100 yılına gelindiğinde deniz seviyesinin 1 metreden fazla yükselecek ve bölge nüfusunun 3’te 1’inin bu durumdan olumsuz etkilenecek.

Denizin tropikalleşmesi ve artan sıcaklıklar nedeniyle yerel türlerin yok olacağına dikkat çekilen raporda şu tespitlere yer verildi:

  YÜZDE 40'A VARAN AZALMA

“126’sı balık türü olmak üzere yaklaşık 1000 yeni istilacı tür Akdeniz’e giriş yaptı ve bazı bölgelerde yerel türlerin popülasyonlarında yüzde 40’a varan azalmaya neden oldu.

Havza içinde de balık türleri güneydeki Afrika kıyılarından, ısınan kuzey sularına doğru hareket ediyor. Bugün artık neredeyse 1000 yabancı tür Akdeniz’in ısınan sularına göç ederek yerel türlerin yerini almış durumda.

Güney sularında denizanası istilaları artık her yıl meydana geliyor ve daha uzun sürüyor. Denizanaları balık larvalarını avlayıp diğer ticari türler ile besin yarışına girerken, balıkçılar balıktan çok denizanası yakalıyor.

DENİZANASI İSTİLASI 

Denizanalarının sayısındaki artış aşırı avlanma baskısıyla doğal avcıların çoğunun yok olduğu havza genelinde besin zincirlerini olumsuz etkiliyor.

Posidonia çayırları ısınan sular ve yükselen deniz seviyesi tehdidiyle karşı karşıya. Bu biyoçeşitliliği ve mavi karbonu da son derece olumsuz etkiliyor. Posidonia çayırları Akdeniz ülkelerinin neden olduğu karbon emisyonlarının yüzde 11 ila yüzde 42’sini depoluyor. Gorgonların yüzde 30’u 2018’de İtalya’da meydana gelen tek bir fırtınada yok oldu.

Akdeniz ekosistemlerinde önemli işlevler üstlenen mercan türleri aşırı hava olayları nedeniyle yok oluyor. Bu patojenin yayılmasına ısınmanın ve tuzluluk seviyesindeki artışın neden olduğu düşünülüyor."

ESKİSİ GİBİ DEĞİL 


WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, Akdeniz’in artık eskisi gibi olmadığını daha da tropikalleştiğini söyledi. “Ekonomilerimizi, geçim kaynaklarımızı ve Akdeniz’in sağladığı faydaları olumsuz etkileyebilecek büyük bir riskle karşı karşıyayız” diyen Pasinli, “Mevcut eğilimi tersine çevirmek istiyorsak, insan baskısını azaltmalı, denizin ısınmaya karşı direncini artırmalıyız” dedi.

Aslı Pasinli, şu tespitlerde bulundu:

   
“Akdeniz havzasının tamamında habitatlar değişiyor, balık popülasyonları azalıyor. Yerel yumuşakçalar İsrail sularında neredeyse yüzde 90 azaldı. Akdeniz’in sularının Kızıldeniz kökenli türlerin kolonileşmesine elverişliliği nedeniyle Akdeniz ve Ege kıyılarında aslan balığı, balon balığı ve sokar olmak üzere üç istilacı tür özellikle Doğu Akdeniz sularımızda yayılım gösteriyor.

Sokar balığı, son yıllarda yerel balıkçılar tarafından yakalanan avın yüzde 80’ini oluşturmaya başladı. Artan sıcaklıklar ve fırtınalar deniz dibini de dönüştürüyor. Endemik Posidonia deniz çayırları, gorgon mercanları ve Akdeniz’in en büyük çift kabuklusu Pinna nobilis tüm bölgede azaldı, bazı bölgelerde tamamen yok oldu.”

MÜSİLAJ 30 METREDE YIĞILDI

Çalışmaya göre, müsilaj denizin ilk 30 metrelik tabakasında yığıldı. ODTÜ Bilim Gemisi’nin Marmara seferi kapsamında Çınarcık Çukuru bölgesinde çalışmalar yürüten, salya oluşumları ile ilgili Bilim-2 Gemisi’nden gelen verileri analiz eden Enstitü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel, Çınarcık baseninde detaylı ölçümler söyledi.

İki ayrı hidrojen sülfür metodu ve üç ayrı hassas oksijen metodu ile bir ölçümleri gerçekleştirdiklerini anlatan Yücel, son verilere ilişkin şunları dedi:

MÜSİLAJ HENÜZ ALT SULARA İNMEMİŞ 

“Müsilajın denizin ilk 30 metrelik tabakasında yığıldığı, henüz alt sulara inmediği ilk sonuçlarımız arasında. En derin yerleri olan 1200 metre civarının yine de çok az da olsa oksijen aldığını üç ayrı metotla doğruladık. Hem aldığımız örnekler üzerinde hassas metotlar hem de derin denizin içinde yerinde ölçüm yapan sensörler ile hidrojen sülfürün hassas ölçüm limitlerinin altında olduğunu tespit ettik.

Örneklerde çürük yumurta kokusuna da rastlamadık. Bu sonuçlar, bize müsilajın derin Marmara’yı etki etmeye başlamadığını ve sistemin zaten neredeyse oksijensiz durumunun devam ettiğini gösteriyor.

     
Ancak Marmara’nın diplerinde sürekli izlenebilecek şekilde hidrojen sülfür biriktirecek bir yapının olmadığını gördük. Marmara’nın derinliklerinin Akdeniz’den gelen taze suyun etkisi ile yeniden oksijenlenmeye başlayacağını öngörüyoruz.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri