Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nde çalıştıkları dönemde deprem araştırmalarını yaptıklarını anlatan Arpat ve Şaroğlu, fayı ve son depremi Hürriyet’e şöyle yorumladı:
Jeoloji Mühendisi Dr. Esen Arpat:
“1971 yılında Bingöl ve çevresinde meydan gelen yıkıcı deprem için de benzer bir çalışmayı yaparken o depremin bilinen bir fay parçasının uç bölümünde meydana gelmiş olduğunu ancak bu fayın aslında çok büyük olan ve bilinmeyen, haritalarda yer almayan büyük bir fay sisteminin ufak bir parçası olduğunu fark ettim. Bu büyük fay sisteminin Elazığ’ın, Malatya’nın ve Kahramanmaraş’ın güneyinden, Adıyaman ve Gaziantep’in kuzeyinden geçip Antakya’ya kadar uzandığını oradan güneyde Suriye’de varlığı bilinen ve Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin, Ürdün’den Kızıldeniz’e bağlanan ‘Ölü Deniz Fay Sistemi’ adı altındaki fay ile bağlantı kurduğunu fark ettim ve raporladım. Daha sonra, yine MTA da çalışmakta olan Fuat Şaroğlu ile bu yeni fay sistemini oldukça ayrıntılı olarak haritalayıp Doğu Anadolu Fayı adını da vererek yayımladık.
ÇOK DİRENDİLER
Bazı kesimlerden oldukça büyük bir direnç ile karşılaştım. En büyük tepki de o sırada bu faydan 14 kilometre uzakta ve büyük bir deprem kaynağından habersiz olarak Fırat Irmağı üzerinde yapılmakta olan büyük Karakaya barajının denetimini yapan grubun teknik elemanlarından ve danışman konumundaki akademisyenlerden geldi. O günlerde var olan ve Türkiye deprem haritasını yapmakla görevlendirilmiş olan İmar ve İskan Bakanlığı Deprem Araştırma Enstitüsü’nün uzmanları da fayı kabul etmekte büyük direnç gösterdiler. Sürece Karakaya barajının yapım denetimini yapan grupta yer alan yabancı uzmanlar da katıldı. İlginç yazışmalar ve toplantılar oldu. Ancak, zamanla kaçınılmaz olarak benimsendi ve deprem haritasında yerini aldı. Doğu Anadolu Fayı’nın Palu ilçe merkezi ile Pütürge’nin Üçyaka köyü arasındaki 130 kilometrelik bölüm tek bir depremde yırtılarak 7.5 dolayında hatta daha büyük deprem üretebilecek potansiyeldedir.”
ADINI BİZ KOYDUK
Jeoloji Mühendisi Dr. Fuat Şaroğlu: “Bingöl depreminden sonra hocam Esen Bey ile bölgede çalışmalara başladık. Kendisi Stanford Üniversitesi’nde eğitim görmüş, dünya çapında bir jeolojisi mühendisiydi. Fayın Hatay’a kadar uzandığını tespit ettik. Bunun Kuzey Anadolu Fayı (KAF) gibi bir fay olduğunu fark ettik ve adını ‘Doğu Anadolu Fay Hattı’ koyduk. Bir sene sonra MTA dergisinde makale ile yayımladık. Böylece literatüre geçti. Buranın büyük bir fay olduğunu, bir levha olduğunu, büyük depremler üretebilecek potansiyele sahip büyük bir fay olduğunu ilk defa biz makale halinde yayımladık. O tarihten beri bu fay üzerinde araştırmalar var. Son deprem beklenen büyüklükte, beklenen yerde oldu. En riskli segment de Palu-Pötürge arası bölümdü. Son deprem de bu bölgede yaşandı. Bundan sonra batı kısmına dikkat etmek gerekir.”