Öncelikle hemen söyleyelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'hayır' çadırına uğraması da on numara bir hareketti.
Dün CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun da “evet” çadırını ziyaret etmesi on numara bir davranıştı.
Sadece arada bir fark vardı.
O da şuydu.
Hayır çadırına urayan Erdoğan oradakilere neden hayır diyorsunuz diye sormuştu.
Bu defa ise evet çadırına giren Kılıçdaroğlu çadırdakilere neden evet diyorsunuz diye sormaya başlamadan anında çadırdakilerden ''neden hayır diyorsunuz'' sorusu ile karşılaştı.
Bu durum da hemen aklımıza referandumda 'evet' oyu kullanmanın normal, 'hayır' oyu kullanmanın ise anormal/normaldışı bir davranış gibi algılandığı anlamını getiriyor.
*
Eminim bu cümleyi okuyan çoğunuzun aklına; hemen 'evet ya, ben pek neden evet diyeceksiniz diye pek sormam ama bana çok soruluyor neden hayır diyeceğim diye' cümlesini getirmiştir.
Bu cümleden yola çıkarak ben de 'halkın ne kadarı referandumdan alakadar' diye bu yazıma başlık düşündüm.
Geçenlerde arada bir trafik teleşından kurtuluyum diye yine metrobüsü kullandım.
Cevizlibağ'a gidip döndüğüm metrobüste bir çok muhabbete denk geldim.
Futbol konuşan vardı.
İş konuşan vardı.
Aşk konuşan vardı.
Müzik konuşan vardı.
Ancak; bir tek referandum sohbetine denk gelmedim.
Ya metrobüs gibi halka açık alanda insanlar konuşmaktan çekiniyordu.
Ya metrobüste bana denk gelenler Türkiye vatandaşları değillerdi.
Veya bu yolcuların gerçekten referandumdan daha önemli işleri vardı.
Zira bir tek bile referandum muhabbetine denk gelmedim.
*
Yine bu durum aklıma; 'arkadaş biz basın mensubuyuz ya. Kime denk gelsek hep bizimle alakalı kişiler ya. Ne yapsın adam bize soracak tabi referandum da ne olacak diye. Oysa baksana halkın umurunda bile değil' düşüncesini de getirmedi değil.
Sonuçta böyle bir düşünceye kapıldım ve sizlerle de paylaşmak istedim.
*
Referandum sürecinde bir başka dikkatimi çeken durum da eminim aynı şeyi siz de farketmişsinizdir.
Cep telefonundan bedava mesajlaşma programı olan Whatsapp’ta kurulan referandum grupları ve bu gruplardan atılan mesajlaşmalar.
Videolar.
Fotoğraflar.
Karikatürler.
Aman Allah'ım neler neler...
Merak ediyorum doğrusu, şayet bu hizmet bedava olmasaydı ne kadar ücret ödeyecektik bu mesajlaşmalar için.
Desenize bedava olmazsa kim gönderecekti değil mi bu kadar mesajı?
*
Daha bugün aldığım bir mesajı paylaşıyım sizlerle.
'Bir milletvekilinden alıntıdır' başlığı ile gelen mesajda şunlar yazıyordu; Güldürecek bir olay. Diyarbakır Hazro'da bir evetçiyle konuşuyoruz. İl başkanımız kenarda izliyor. Bir anda geldi; hele dur dur dedi.
- Cenabı Allah tek güç değil mi?
+ Evet
- O bile yetkileri dağıtmış. Ölüm işi Azrail, Vahiy işi Cebrail, Yağmur işi Mikail. Ula sen kimsin ki tüm yetki sende olacak. Allah bile yetkileri dağıtmış.
Evet diyen adam kilitlendi, biz kilitlendik.
Hadi gidek vekilim dedi ve oradan ayrıldık...
*
Ne yalan söyleyeyim.
Ben referandum sürecinde en çok şu gruplardan gelen komik mesajları sevdim.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun bir toplantıda anlattığı yelkovan fıkrasında, Atatürk ile Erdoğan isimlerini karıştırdığı o görüntü (hadi Kılıçdaroğlu isimleri karıştırdı, siz neden gülersiniz ve alkışlarsınız be adamlar) mü dersiniz.
Bütün eski liderler (Ecevit, Çiller, Gül, Demirel, Yılmaz) İngilizce'yi su gibi konuşurken, Erdoğan'ın her önüne gelene sadece 'How are you' demesi mi dersiniz?
Bahçeli'nin Ak Parti saflarına katılırken Türkeş ile ilgili ağıza alınmayacak sözleri sarfederken, aradan 3-5 ay geçmeden kendisninin de aynı duruma düştüğü anın görüntüleri mi dersiniz?
Bir birinden eğlenceli ve komik geliyor bana.
Eminim sizler de bu görüntülere ve ironik paylaşımlara gülüyorsunuzdur.
*
Umarım referandumdan sonra da bu paylaşımları yapanlar başka türlü espriler üretirler.
Zira artık dizi izlemeler, fil izlemeler, konserler, tiyatrolar, gösteriler, aut.
Whatshap mesajlarından gelen videoları izlemeler, fotoğrafları yorumlamalar, bu paylaşımları kendi gruplarına forvatlamalar (iletmeler) in.
Şimdiden şunun haberini verebiliriz sanırım.
Seçimlerde bu tür paylaşımlar çok daha fazla renkli geçecektir.
Bakarsınız biz de gazete olarak yerel seçimlerde bir ekip kurup sadece kısa filmler yaparak ilginç paylaşımlarda bulunabiliriz.
Örneğin, gazetemizin 15-20 yıllık, benim ve ortağım Ali'nin, çalışma arkadaşlarımızın 20-25 yıllık özel arşivlerinden faydalanarak ilginç anekdotlar hazırlayabiliriz sizlere.
*
Yazımızın sonunda belki tekrara girecek ama şunu çok rahat söyleyebiliriz.
Hayat devam ediyor.
Referandumda ne evetin çıkması ne de hayırın çıkması dünyanın sonu değil.
Belli ki, vatandaşın çoğu da bunun farkında ki referandumu pek yaşamının birinci gündem maddesi yapmamaya çalışıyor.
Tabi bu cümlemizi kuraraken şunu da söyleyelim.
Şayet yarın bu ne biçim yönetim.
Nasıl anayasa.
Nasıl sistem diye yakınmak istemiyorsanız.
Tamam, yaşamınızın birinci gündem maddesi yapmak zorunda değilsiniz ama, mutlaka ve mutlaka oyunuzu kullanmak zorundasınız....
Halkın ne kadarı referandumdan alakadar?
.