Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün geçtiğimiz günlerde ''İlçe içinde satılan ekmeklerin ambalaj içine konulması'' konulu bir basın toplantısı yapmış.
Toplantıda bir ara ağzından; “2008 yılından beri simit yiyemiyorum. Lokantaların, yemeklerinin yapıldığı yerleri görseniz, bir daha oradan hizmet almazsınız” diye kaçırmış.
Bir gazetecinin ”Kendi yemediğinizi bize reva mı görüyorsunuz?” sorusuna ise “Soru sormuyorsunuz, siyaset yapıyorsunuz” diyerek çıkışmış.
Tabi o basın toplantısında ben yoktum.
Gazetemiz muhabiri yoktu.
Ortada ses kaydı olduğu söyleniyor ama kaydı dinlemedim.
İki gazeteci (Murat Özyıldırım ve Mehmet Ali Çatal) konuya değinince haberdar olduk.
Büyükçekmece'yi yakından takip eden birisi olarak bu konuda bir iki söz söyleme hakkı doğdu diye düşündüm.
*
İşte o sözlerimiz;
Şayet Akgün o sözünde gerçekten Büyükçekmece'yi kastettiyse ve ilçedeki lokantaların, fırınların temiz olmadığını vurgulamaya çalıştıysa bu gaf maf değil açık söylüyorum intahardır.
Açıkçası ben Akgün'ün bu sözü söylemesine de ihtimal vermem.
Evet Akgün daha önce defalarca bazı ifadelerini değiştirmişliği vardır.
Evet Akgün daha önce bazı sözleri basına yansıdıktan sonra ben öyle demedim böyle dedim demişliği vardır.
Evet Akgün'ü acımasızca benim de eleştirmişliğim vardır.
Ancak burada yani ben Büyükçekmece'de 2008'den bu yana bir şey yemiyorum demesi biraz gerçeğe aykırı durum.
Zira Akgün Büyükçekmece'deki evinde mi uyuyor bilmiyoruz ama en azından yurt dışı ve şehir dışında olmadığı zamanlarda, sabah en az 07.00'den akşam 21.00-22.00'ye kadar Büyükçekmece'den ayrılmıyor.
*
Kaldı ki Akgün benim bulunduğum bir basın toplantısında; ‘Ben Büyükçekmece'deki hiçbir fırının ekmeğini ve lokantanın yemeğini yemiyorum’ demiş olsa.
Anında ben kendisine ‘Doğru konuşmuyorsunuz sayın başkan, buna imkan yok. Çünkü defalarca aynı mekanlarda aynı yiyeceklerden bir arada yemişliğimiz oldu. Ayrıca eğer siz Büyükçekmece'de birşey yemiyorsanız bu da sürekli aç kalmanız anlamına gelir ki bu da imkansız’ diye çıkışırım.
Ve Hasan Akgün ise mecburen sözünü düzeltmek zorunda kalır.
Çünkü realite bunu gösteriyor.
Haftada en az bir defa basın toplantısı düzenleyen Akgün çoğunlukla da bu toplantılarını yiyecekli içecekli düzenliyor ki biz de yıllardır bu toplantılarda görevimiz icabı bulunuyoruz.
*
Kısaca bu konuda söylemek istediğim şey şu; birisini iyi tanırsanız aslında ne demek istediğini de anlarsınız.
Akgün ‘Ben Büyükçekmece'de 2008'den bu yana birşey yemiyorum’ demişse bu gaf falan değil.
Olsa olsa dil sürçmesi olur.
Ve dil sürçmesi de herkesin başına gelebilir.
Akgün'ü böyle konuştuğu için ve bu sözünden dolayı eleştirmeyi doğru bulmuyorum.
Ancak az önce de söyledim.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün yaklaşık 30 yıldır bu ileçede görev yapıyor ben de hemen hemen aynı sürede basın mensubu olarak görev yapıyorum.
Akgün'ün bu süre zarfında bir çok defa söylediği şeyi inkar etmişliği veya değiştimişliği veya ben öyle demek istemedim böyle demek istedim demişliği vardır.
Kuşkusuz belki bizim de olmuştur.
Nihayet ‘hatasız kul olmaz’mış....
Avukat Kadıoğlu'ndan Başkan Kadıoğlu'na not var...
Bu not bir okurumuz, sayın Avukat Zahide Kadıoğlu'ndan geldi.
Anlayacağınız bir Kadıoğlu'ndan başka bir Kadıoğlu'na (Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu) nota aracılık ediyoruz.
İşte o not:
“6736 Sayılı Kanun Başvurusu internet üzerinden başvuru yapılabilmesi için Esneyurt Belediyesi'ne ait web sitesinde bu hizmet yok.
Vergi borcunuzu yapılandırabilmek için çok önemli bir hizmet belediyenin resmi sitesinde neden yok.
Teknoloji ÇAĞINDAYIZ....
Belediyeler çoktan sistemi kurdu....
Esenyurt hariç...
BÜYÜKÇEKMECE BELEDİYESİ'NİN Aşağıda LİNKİNİ ekledim.
Onlari tebrik ediyorum... ESENYURT BELEDİYESİ ÖRNEK ALSIN DİYE EKLİYORUM.
Mehmet Mert belki haber yaparsan hizmeti vermek için para harcarlar...”