Dün yazımızda bahsettiğimiz; 'Türkiye genelinde yer alan ilçe ve belde belediyeleri kapanacak' başlıklı konumuza birçok kesimden tepki yağdı.
Ak Parti'nin düşündüğü ve önümüzdeki 2019 yerel seçimlerine kadar referandum yoluyla hayata sokmayı amaçladığı tasarı şayet gerçekleşirse tabiri caizse yer yerinden oynayacak.
Kimi tasarının çok fazla uçuk olmadığını ve hayata geçmesi gerektiğini savundu.
Kimi ortada böyle bir tasarı olduğuna inanmadığını kaydetti.
Kimi bu tasarıdan ziyade konuşulan rejim değişikliğinin adımlarından birisidir dedi.
Sonuçta bir şekilde görüş belirtenler oldu ama galiba bu görüşler daha önce değişen birçok yasada olduğu gibi sadece görüş olarak kalacak.
Şayet varsa ortada böyle bir tasarı ve iktidar bunun hayata geçmesi gerektiğini düşünürse beğenelim beğenmeyelim bu tasarı da gerçekleşecektir.
*
Tıpkı daha önceki değişilkillerde olduğu gibi.
Resmi bayramların kutlama şeklinin değiştirildiği gibi.
Belde belediyelerinin kapanması gibi.
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gibi.
Vesaire vesaire.
Anlayacağınız bize sadece fikrimizi söyleme hakkı tanınıyor.
Bu fikrimizin hayata geçme hakkı henüz bizlere verilmedi ve tanınmadı.
*
Peki biz gelelim Türkiye genelinde, 919 adet ilçe ve 397 belde belediyesi kapanırsa buralarda görev yapan başkanların 2019 seçimleri sonrası neler yapacağına.
Gerçi birçoğu gördüğünüz gibi daha bu süreyi de beklemeden görevden alınıyor ya neyse.
Kim bilir bakarsınız bugün görevden alınan HDP'li belediye başkanları gibi yarın diğer partili belediye başkanları da aynı durumla karşılaşabilirler.
Mesela CHP'li ve Ak Partli'li ilçe belediye başkanları ile ilgili ciddi ciddi duyumlar kulağımıza geliyor.
Özellikle İstanbul'da bir AK Parti'li belediye başkanı var ki, (İsmini yarın öbür gün sizler de duyarsınız) hakkında o kadar şikayet ve dosya birikmiş ki, her an görevinden el çektirilebilir hatta gözaltına alınabilir.
*
Bölgemiz ilçelerine bir göz atarsak üzerine konuştuğumuz tasarı yasalaşırsa büyük bir ihtimal ile İstanbul'da 3 adet belediye başkanlığı kalacak.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı.
İstanbul Avrupa Yakası Belediye Başkanlığı ve İstanbul Anadolu Yakası Belediye Başkanlığı.
Yani anlayacağınız dün ilçe belediye başkan adaylığı için yarışanlar yarın bu üç makama aday olmak için parti içi yarışa girebilirler.
Çatalca, Silivri, Büyükçekmece, Bakırköy, Avcılar, Beylikdüzü, Beşiktaş, Şişli ve Sarıyer'in mevcut CHP'li belediye başkanları muhtemelen ya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak için veya İstanbul Avrupa Yakası Belediye Başkan adayı olabilmek için yarışa gireceklerdir.
Ve kimse kusura bakmasın bu yarışta Ekrem İmamoğlu rakiplerine oranla daha şanslı görünür.
Gençliği, 2014'te Ak Parti'nin elinden seçimi alan özelliği ve tabi bu sürede göstereceği performans İmamoğlu'nu favori veya nötr duruma sokabilir.
Diğer ilçe belediye başkanları da yarıştan hemen çekilmezler.
Bu iki belediye başkanlığına aday olabilmek için şanslarını zorlayacaklardır mutlaka.
Ancak bu başkanların aday olup olmayacakları ve hatta İmamoğlu'nun favori aday olup olmayacağı o günün şarlarında adaylıkta adı geçen diğer rakiplerin kim olduğuna bağlı olacaktır.
*
Bu arada İstanbul Anadolu Yakası Belediye Başkan adaylığı yarışı da çekişmeli geçecektir.
Bakarsınız 2014 yerel seçimlerinde CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı olan Gürsel Tekin İstanbul Asya Yakası Belediye Başkan adayı olarak AK Partili bir aday ile yarışabilir.
Peki CHP'li belediye başkanları arasında durum böyle iken Ak Parti'li ilçe belediye başkanları arasında ne gibi çekişmeler yaşanır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve birçok AK Partili belediye başkanının bir daha aday olabileceklerine ihtimal vermiyorum.
2019 yerel seçimlerinde ilçe belediyeleri yine seçime girseler de, ben açıkçası mevcut AK Parti'li belediye başkanlarının tekrar aday gösterileceğini sanmıyorum.
Bırakın aday gösterilmelerini bazı belediye başkanlarını çok daha zor bir sürecin beklediğini de hep birlikte bekleyip göreceğiz.
*
Tabi işin başka bir boyutu da yine olur da tasarı yasalaşırsa hem İstanbull'da hem de Türkiye genelinde yerel manada kıran kırana bir seçim olur.
Ne diyebiliriz ki; biz fikrimizi yazdık söyledik.
Gerisi devleti yönetenlerin işi.
Böyle bir tasarı için her halde üç dakika üç kişi konuşup karar verecek değildir.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün de dediği gibi; 'İktidarı elinde bulunduran siyasi gücün, bu zamana kadar yaptıklarıyla kıyaslandığında bu tasarı yanında çerez kalır..."
Al benden de o kadar....