Pek alışık değiliz, siyasilerimizin hele hele yerel siyasilerimizin hayatlarının kitaplaşmasına.
2014 yerel seçimleri öncesi CHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Mustafa Sarıgül`ün Şişli Belediye Başkanı iken hayatını kaleme aldığı "Ne Bir Eksik Ne Bir Fazla" isimli kitabını hatırlarsınız.
Sarıgül doğumundan bu güne başından geçenleri, kaybettiği seçimleri, kazandığı seçimleri de daha çok nesihatlarını almış kaleme.
Sonrasını zaten biliyorsunuz.
Önce Büyükşehir adaylığı kaybedildi.
Sonra CHP genel başkanlığı hayal edilirken milletvekili bile seçilemedi.
Bu günlerde ise arada bir ya bir cenaze veya bir düğün töreninde adını duyuyoruz o kadar!
*
Geçenlerde ise Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hayatını anlatan kitapla tanıştık.
Gazeteci Mine Kılıç'ın kaleminden geçen 'Benim Sevgili Başkanım' isimli kitap 206 sayfa basılmış.
Ekrem İmamoğlu'nun seceresi, çocukluğu, gençliği, okul yılları, kalecilik dönemi, memleketindeki hayatı, Kıbrıs'ta okul hayatı, İstanbul'a gelişi, Güngören ve Beylikdüzü'ndeki yaşamı, evliliği, ailesi, çocukları, arkadaşları, siyaset ile tanışması, aday adaylıkları, ilçe başkanlığı, belediye başkanlığı seçimleri kazanması v.s. Anlatılmış kitapta.
*
Mine Kılıç kitabın doğuşunu şöyle anlatıyor; 'seçim döneminde Ekrem İmamoğlu'nun tanıtım ve medya bölümünde çalışırken İmamoğlu'nun davranışlarından, hal ve hareketlerinden etkilendim. Ekip çalışması nasıl olur, başarıya giden yolda hep birlikte neler yapılmalı? Buna benzer önemli soruların cevabını almak için Ekrem İmamoğlu'nun yaptıklarının daha geniş kitlelere anlatılması gerektiğini düşündüm ve böylece kitaba başlamış olduk'
*
İmamoğlu ise benim; kitabın yazılması kimin fikriydi? Şeklindeki sorumu cevaplarken; 'Mine hanım konuyu bana getirdi, benim onayımı aldı ve birlikte karar vererek başladık' dedi.
Evet sonuçta ortaya güzel bir eser çıkmış.
İster Mine Kılıç'ın fikri olsun, ister İmamoğlı yazılması için talimat versin, ki,tapta yazılanlara bakmak lazım.
Anlatılanların ruhuna, doğruluğuna, samimiyetine, verilen emsajlara bakmak lazım.
Ben kitabı bir çırpıda okurken ne yalan söyleyeyim önce yazar Mine Kılıç'ın özenli ve disiplinli kaleminden, tasarımından, konu için Kıbrıs'a oraya buraya gidip insanlarla konuşmasından etkilendim.
*
Sonra da 2014 yerel seçimlerinde İstanbul'da Ak Parti'nin elinden alınan tek ilçe belediyesi olan Beylikdüzü seçimlerini kazanmaya gidilen yolun hikayesinden etkilendim.
Tabi bir defa şunu söyleyelim.
Yaşım elliye merdiven dayadı, yaklaşık 25 yıldır yazıyorum, daha bir kitap yazmaya cesaret edemedim.
Zira az çok kitap yazmanın zorluğunu tahmin edebiliyorum.
Fedakarlık ister.
Özen ister.
Zaman ister.
Ve en önemlisi bir kitabın okurlarına verebileceği dersler olmalı, mesajlar olmalı, bilgiler olmalı.
*
Bu kitaptan aklımda kalanların bazılarını sizlerle paylaşmaya gelince.
İmamoğlu lise birinci sınıftayken okul gazetesi hazırlıyor, böylece kendisine meslektaş da diyebiliriz.
Yine daha lisedeyken okul takımının kalecisi oluyor, daha sonra profosyonel olarak da kalecilik yapmaya devam ediyor.
Üniversite hayatında kendisinden beklenen daha iyi okullarda okuyamaması kaleciliğe daha fazla zaman ayırmasına bağlanıyor.
17 yaşında Kıbrıs'ta işletme okumaya gidince orada bile kalecilik yapmaya ve takımını şampiyon yapmaya devam ediyor.
*
1991 yılında İstanbul ile tanışıyor İmamoğlu.
Güngören'de Akçabat köfte salonu da işletiyor, garsonluk da yapıyor, bir çok işte de çalışıyor.
Daha sonra ailesi inşaat ve emlak işleri ile uğraştığı için onlarla birlikte aynı işlere koyuluyor.
Bir ara emlakçılığı öyle kavrıyor ki günde 10 daireden fazla daire satoyor. Babası Hasan İmamoğlu'na bu başarısını hissetirmeye kalktığında ise baba İmamoğlu 'Neden 20 daire satmadın' diyecek kadar haşin davranıyor.
*
1994 yılında Dilek hanım ile evleniyor. Selim, Semih ve Beren isimli üç çocuk sahibi.
Dilek hanım önceleri siyaset yapmasına onay vermese de sonra 'CHP'de siyaset yapacaksan yap' şartı ile İmamoğlu'nun siyasete girmesini destekliyor.
Babası ANAP'lı olan İmamoğlu Atatürk'ten etkilendiği için CHP'de siyaset yapmak istiyor ve 2008 yılında CHP'ye kaydolarak ilk Yavuz Saltık ile ekip oluyor.
2009 yerel seçimlerinde CHP Beylikdüzü belediye başkan aday adayı oluyor.
16 Eylül 2009 yılında ilçe başkanlığı teklifi alıyor.
*
İmamoğlu ilçe başkanlığı döneminde referandum ve 2011 genel seçimlerinde Beylikdüzü'nde CHP'yi birinci parti yapıyor.
2012'de CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kapısını çalarak; ' Ben eğer CHP'den Beylikdüzü Belediye Başkan adayı olacaksam tüm imkanlarımla ona göre çalışıyım. Şayet aday değilsem kusura bakmayın affımı istiyorum' diyen İmamoğlu'na Kılıçdaroğlu; adaysın git seçimi al diyor ve böylece Beylikdüzü için yeniden kollar sıvanıyor.
*
Kitapta da en çok ulaşım ve yerel yönetimler mevzuatından şikayetçi olan Ekrem İmamoğlu şimdiden Beylikdüzü'nün en az 30 yıllık geleceğini projelendirmek gerektiğini vurguluyor.
İmamoğlu'nun ekip arkadaşlarından görüşlerin yer aldığı kitapta gazeteci meslektaşlarımız Cengiz Alçayır ve Ali Tarakçı'nın da bir kaç yerde görüşleri ve tesbitleri yer almakta.
*
Neyse sonuç olarak iyi ki bu kitap yazılmış.
İyi ki Ekrem İmamoğlu diye bir kişi bu dünyaya gelmiş ve bölgemizde politka yapıyor.
İyi ki başarı öykülerinin yazıldığı çizildiği bir memlekette yaşıyoruz.
Fena mı?
Yazımın girişinde bahsettiğim gibi yerel siyasilerimizin hayatlarının kitaplaşmasına pek alışık değiliz.
Her ne kadar Mustafa Sarıgül'e kitabı pek uğurlu gelmese de umarım Ekrem İmamoğlu için tam tersi olur ve bundan sonraski hayatında daha fazla yazılacak başarılar elde eder...