“Yerel yönetimlerdeki başarımız, merkezi yönetimde sağlayacağımız başarının işaretleridir” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye'yi en kısa sürede bütün sorularından arındırıp, görkemli, güvenilir, saygınlığı giderek artan bir ülke haline getireceğiz.
Demokrasisi gelişmiş, insan haklarına saygılı, kadın-erkek toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, herkesin aşının, işinin olduğu, evlatlarımızın geleceklerini yurtdışında değil Türkiye coğrafyasında aradıkları güzel bir Türkiye inşa edeceğiz.”
Kemal Kılıçdaroğlu, tünel kazma işlemini gerçekleştirecek TBM cihazının çalışmasını başlattı. 2017’ yılında yapımına başlanan hattın inşaatı, 2018’ yılında, yüzde 4 seviyesindeyken durdurulmuştu.
Hat, Ekrem İmamoğlu yönetiminin yurt dışına yaptığı tahvil ihracından elde edilen gelirle yeniden başlatıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun, Onursal Adıgüzel, Yüksel Taşkın ile CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve İstanbul milletvekilleriyle birlikte İstanbul’da bir dizi etkinliğe katıldı.
Kemal Kılıçdaroğlu, gezilerini, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun rehberliğinde gerçekleştirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kentteki ilk durağı, İBB iştiraki İSTON A.Ş.’nin Hadımköy’deki ödüllü tesisleri oldu. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyete, ilk olarak İSTON A.Ş. Genel Müdürü Ziya Gökmen Togay, tesisler ve imal edilen ürünlerle ilgili sunum yaptı.
Sunumdan sonra tesislerde incelemelerde bulunan Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Togay tarafından bilgilendirildi. Çalışanlarla sohbet eden Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu, işçilerle anı fotoğrafları çektirdi.
Tesislerde sergilenen kent mobilyalarını deneyimleyen üçlü, yeni tip halk ekmek büfelerini de yakından inceledi.
HALK EKMEK SORUSUNDA SÖZÜ İMAMOĞLU’NA VERDİ
Kemal Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu’nun Hadımköy’deki ikinci adresi, İBB’nin aynı kapsamdaki 4’ncü tesisi olacak Halk Ekmek fabrikası şantiyesi oldu.
Halk Ekmek A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanvekili Özgen Nama’dan inşaat süreciyle ve tesisle ilgili sunum alan Kılıçdaroğlu, şantiyede gerçekleştirilen beton döküm işlemini başlattı.
Gazeteciler şantiye gezisinde Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na, “Neden bu fabrikaya ihtiyaç var” sorusunu yöneltti.
Kemal Kılıçdaroğlu, soruyu yanıtlaması için sözü Ekrem İmamoğlu’na verdi.
“Bu fabrika, daha önceden planlanmış bir fabrika” soruyu Ekrem İmamoğlu şöyle yanıtladı:
“Bizim üç noktada faaliyetimiz var. Ama özellikle artan ihtiyaçlarla, İstanbul, özellikle şu son dönemde yaşadığı yoksullukla beraber, ekmek üretimine ihtiyaç duyuyor.
Bunu artırmak için imalata hız verdik. İnşallah sene sonu bitirip, 2022’nin yıl başından itibaren, Ocak – Şubat’tan itibaren İstanbullulara da buradan ekmek üretimine başlamış olacağız.
1 liraya ekmek satılıyor Halk Ekmek tarafından; doğrudur. Neredeyse iki katından daha fazlaya fırınlarda satılıyor. Fırınların da maliyetlerle uğraştığını biliyoruz.
Maliyetinin; unun, buğdayın, mayanın ne kadar arttığını da biliyoruz. Onların da Allah yardımcısı olsun. Bizim bugün, yoksulluğa karşı mücadele verme zorunluluğumuz var. Çünkü biz, halka dönük hizmet üretme zorunluluğunda olan bir belediyeyiz.
Bu bakış açısıyla tesisleri yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Bizim ürettiğimiz ekmek, İstanbul’daki ekmek üretiminin en fazla 7-8’ini bulacak. Bahsedildiği gibi fırıncının ekmeği ile işimiz yok.
Bizim işimiz, İstanbulluya, ihtiyaç duyduğu noktada ucuz ekmeği ulaştırmaktır. İstanbul'da, 1 liraya ekmeğe ihtiyaç duyulmadığı günleri inşallah yaşarız.”
KILIÇDAROĞLU: EKREM BAŞKAN, ELİNDEN GELEN ÇABAYI GÖSTERİYOR
Kemal Kılıçdaroğlu da “En büyük arzumuz o” diyerek, soruya, “Belediye başkanımız, ekip arkadaşlarıyla beraber İstanbullulara hizmet veriyor. Her İstanbullunun evine helal ekmek girmeli.
Bunun mücadelesini veriyor. ‘Hiçbir evde çocuk yatağa aç girmesin’ diye defalarca ifade ettik. Bu görevi üstlenecek de o kentin belediye başkanı. Ekrem Başkan da bu konuda elinden gelen tüm çabayı gösteriyor.
Kendisinin de ifade ettiği gibi, amaç onlarla bir rekabet içerisine gitmek değil. Onlar da esnaf, onlar da kazansın; halk da kazansın. Ucuz ekmeğe ihtiyaç var. Hayat çok pahalı.
Özellikle yoksulluk envanteri de yapıyor belediye başkanlarımız. Yoksulların ağırlıklı olarak bulundukları yer, İstanbul. 1 milyonun üstünde yoksul hane var. O hanelere ekmek girmesi gerek.
Ucuz ekmek almaları gerek. Görevini yapıyor. Görevinde başarılı. Hepinizin huzurunda Sayın Başkan’ımıza yürekten teşekkür ediyorum.”
Kemal Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu, İmamoğlu ve beraberlerindeki heyet, üçüncü durak olarak “Kirazlı-Halkalı Metrosu Yeniden Başlama Töreni”ne katıldı.
Hattın Bağcılar Malazgirt Metro İstasyonu’nda gerçekleştirilen törende, ilk konuşmayı İBB Raylı Sistemler Daire Başkanı Pelin Alpkökin yaptı. Temmuz 2019’ yılında göreve geldiklerinde, 10 metro şantiyesinden sadece 2’sinin çalıştığı, kalan 8’inin durdurulmuş olduğu bilgisini paylaşan Alpkökin, “Bu, bugün başlattığımız 7’nci projemiz.”
Kirazlı – Halkalı ve Mahmutbey – Esenyurt metro hatları için yapılan tahvil ihracıyla öz kaynak yarattıklarını aktaran Alpkökin, “Bu, Avrupa Yakası’nın çok önemli bir hattı.
Yenikapı – Kirazlı hattının devamı niteliğinde. İlk etapta, 9.7 kilometrelik hattımızın ilk kısmını 3.5 kilometrelik projesini 2023 yılında açmak için, yüklenici firmamızla, inşaatçı firmamızla, tüm ekibimizle beraber burada 2023’ yılına kadar çalışacağız.”
İMAMOĞLU: İŞİMİZLE YATIP, İŞİMİZLE KALKIYORUZ
Törende konuşan Ekrem İmamoğlu, sözlerine, “İstanbul’a yeni metro hatlarının kurdelesini kesmek için son 12 ayda, 12’nci defa bir araya geliyoruz; ama başlattığımız ama bitirdiğimiz” diye başladı.
“Tabir-i caizse işimizle yatıp, işimizle kalkıyoruz. 16 milyonun sorunlarının çözümleri ile odaklanıyoruz” diyen İmamoğlu, İstanbul’un birikmiş sorunlarının küçük düzeltmelerle, geçici veya sınırlı tedbirlerle çözülemeyeceğinin altını çizdi.
İstanbul’un, büyük ve kalıca çözümlere ihtiyacı olduğunu söyleyen Ekrem İmamoğlu, “Bu çerçevede, İstanbul’un ulaşım sorununu, ‘Raylı Sistemlerde Büyük Hamle’ anlayışıyla harekete geçirdik.
Bu anlayışla çözmeye de kesinlikle kararlıyız.” İstanbul’un toplu taşıma sisteminin ana omurgasının raylı sistemler olduğunu söyleyen Ekrem İmamoğlu, “Biliyoruz ki, raylı sistemlerdeki çözüm de elbette irade ister.
En başta akıl ister, plan, proje ister, emek ister ve kesinlikle ve kesinlikle çok büyük bütçeler ister.”
PROJELER, İSRAF VE KAYIRMACILIK ÜZERİNDEN TASARLANMIŞTI
Geçmiş dönemlerdeki metro üretimleriyle ilgili bilgiler paylaşan Ekrem İmamoğlu, 1994 -2019 yıllar arasında, İstanbul’da, yıllık ortalama 5 kilometreden daha az metro inşa edildiğini. Bu rakamın dünya ortalamasının çok altında olduğunu söyleyen Ekrem İmamoğlu, süreçle alakalı, “Neden İstanbul’a bu kadar az metro yapıldı? Neden 2019 yılında, 10 hatta, toplam 103,4 kilometrelik metro inşaatı 1 ila 2,5 yılı aşkın süredir ilerlemeden duruyordu biz göreve geldiğimizde” sorularını yöneltti.
Yanıtı da“Çünkü en başta akıl, bilime inanç, teknik insanlara inanç ister bu süreç” diye veren İmamoğlu, şunları söyledi:
“Ne yazık ki entegre bir ulaşım planı, bilimsel anlayış, şeffaflık, akılcı bir bütçe disiplini ve finansman ciddiyeti yönetimi, o dönemde yoktu.
Onun yerine üzülerek ifade ediyorum ki; plansızlık, ne yazık ki israf, siyasi hesapların önde tutulduğu bir dönem ve de ne yazık ki kayırmacılık üzerinden projelerin önceliği tasarlanmıştı.
Hatırlatmak isterim: 2017 yılı ortasında, 7 hat birden eş zamanlı ihale edildi. Bu hat da onlardan bir tanesi aslında. Ama bu ihaleler için ne bütçede para vardı ne de bir finansman modeli geliştirilmişti.
Ne yazık ki, bu işleri alan yüklenicilerin, müteahhitlerin, göreve geldiğimizde bu sürece dair şaşkın, meraklı bakışlarına ben şahit oldum. Bu ihaleler ile ilgili bu parasızlık, tasarımsızlık üzerine şehrin orasına burasına çukurlar kazılmış ve öylece bırakılmıştı. Hani tabiri caizse, dostlar alışverişte görsün misali.”
İSRAFA, KAYIRMACILIĞA DAYALI TÜM UYGULAMALARA SON VERDİK
Sürecin “baştan savma yapıldığını” söyleyen Ekrem İmamoğlu, “Metro inşaatları durmuştu. Çünkü devlet ciddiyetine, kamu yönetimi disiplinine aykırı uygulamalar sebebiyle, yurt dışı finans kurumları itibarlı ve şeffaf bulmadıkları metro ihaleleri için fon ayırmıyorlardı.
Biz, işte bu kara tabloyu, vatandaşın üzerine mali yük, ulaşım sıkıntısı olarak, hatta çevre problemi olarak binen bu acı tabloyu kökünden değiştirdik. İsrafa, kayırmacılığa dayalı tüm uygulamalara son verdik.
Yönetimde şeffaflığı ve bütçe disiplinini sağladık” değerlendirmesini yaptı. “Bir yandan metro için ayrılan öz bütçemizi, bir yandan da İBB’nin kurumsal güvenilirliğini artırdık.”
Ekrem İmamoğlu, “Bunun sonucunda yurtdışından çok uygun koşullarla finansman bulmayı başardık. Başarmaya devam ediyoruz. Yetmedi; uzun yıllardır yapılamayan tahvil ihracı sürecini; bu zor, ekonominin ne yazık ki kötü olduğu, yurt dışında itibarsız göründüğü bir dönemde gerçekleştirdik.
Talep ettiğimizin 6 katı üzerinde ilgi görerek. Bütün bunların sonucunda durmak zorunda kalan metro inşaatlarını 16 milyon İstanbullu adına hızlıca başlattık” bilgilerini paylaştı.
ALLAH HIZIMIZI ARTIRSIN
Yapımı devam eden metro hatlarıyla alakalı detaylı bilgiler veren Ekrem İmamoğlu, “5 binin üzerinde insan, şu anda bu şantiylerde işçi, emekçi olarak çalışıyor.
O hızla da kurdeleleri kesmeye başladık. Allah, hızımızı artırsın. Birbiri peşi sıra yeni hatları İstanbulluların hizmetine açmaya başladık. İstanbul’un kaybettiği yılları telafi edecek ve vatandaşlarımızı en kısa sürede metroyla buluşturacağız.
İstanbul’un ulaşım sorununu, başta raylı sistemlerin katkısıyla kalıcı bir biçimde çözeceğiz. Bu inanç ve kararlılıkla yürüttüğümüz çalışmalarda bize destek olan, güç veren, başta İstanbullular olmak üzere herkese çok teşekkür ediyorum.
İstanbul’un sorunlarını çözümü konusunda gösterdikleri ilgi ve hassasiyet, verdikleri büyük destek dolayısıyla, çok değerli Sayın Genel Başkan’ımıza teşekkür ediyorum.
İstanbul’un raylı sistemleri ağında emeği olan, çivi çakmış, proje yapmış, finansman bulmuş herkese teşekkür ediyorum. Bölge sakinlerine ve İstanbullulara hayırlı uğurlu olsun.”
KEMAL KILIÇDAROĞLU: YENİ BİR SİYASET ANLAYIŞINI TÜRKİYE'YE GETİRMEK İSTİYORUZ
Törenin son konuşmasını yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi:
“Yeni bir siyaset anlayışını Türkiye'ye getirmek istiyoruz. Siyaset; halka hizmet etmekse – ki biz öyle anlıyoruz ve öyle yapıyoruz- bütün belediye başkanlarımız, halka hizmet etmek için 24 saati kullanıyorlar, 24 saat çalışıyorlar.
O zaman biz, halka hizmeti nasıl götüreceğiz? Bizim felsefemiz ne olacak? Bu felsefenin ipuçlarını Sayın Başkan, konuşurken söyledi. Dedi ki; ‘16 milyon için çalışıyoruz. Şeffaf bir yönetim var. Halka hesap veriyoruz.’ Olağanüstü bunlar.
Bizim siyaset kurumunun henüz daha içine sindiremediği olağanüstü sözler. Eğer siyasetçi, kullandığı paranın halkın parası olduğunu bilir ve o çerçevede harcadığı her kuruşun hesabını halka verirse, yeni bir siyaset anlayışını inşa etme yolunda adım atıyoruz demektir.
Bütün belediye başkanlarımız, aynı felsefe ile yola çıkıyorlar ve aynı felsefeyle çalışıyorlar.”
BU ÜLKEDE YOKSULLUĞU TARİHE GÖMECEĞİZ
Düşünebiliyor musunuz; hükümetin dışarıdan aldığı krediden bizim belediye başkanlarımız çok daha ucuza kredi bulabiliyorlar. Neden? Daha güvenilir. Neden? Bilançoları, bütçeleri daha şeffaf.
İşin uzmanı baktığında, ‘Bu bilanço yeterli, bu bütçe yeterli. Dolayısıyla ben size daha düşük kredi verebilirim’ diyor. Bu, şu anlama geliyor? Türkiye’yi yönettiğimizde de aynı tablo ortaya çıkacaktır.
83 milyon insanımız, Londra'daki bir avuç tefeciye mahkum edilmeyecektir. Bu, o anlama geliyor. Bütün Türkiye’de hepimiz çalışacağız, hepimiz üreteceğiz, hepimiz kazanacağız ve bu ülkede yoksulluğu tarihe gömeceğiz.
İstanbul, aslında küçük bir Türkiye. Dünyanın en önemli metropollerinden birisi. 21. yüzyılda hala İstanbul'un ulaşım sorununu çözemiyorsak, dönüp bakmamız gerek.
Neden çözülemedi bugüne kadar? Temel atmak kolay. Koyarsınız bir kürsü, mikrofonlar tamam; çağırırsınız vatandaşları temel atarsınız. Ondan sonra? Ondan sonrası önemli.
Attığınız temel hayata ne zaman geçecek? Planlamasının yaptınız mı, yapmadınız mı? Kaynağını buldunuz mu bulamadınız mı? Asıl önemli olan bu. Geçenlerde 15 milletvekilimizi Şanlıurfa'ya gönderdik.
Şanlıurfa'da, Şehir Hastanesi'nin 5 defa temeli atılmış; 5 defa. Kürsüler kurulmuş, temeller atılmış. Ben de tabii konuşma sırasında, herhalde İnşaat devam ediyor diye söyledim.
‘Hayır’ dediler. Ortalıkta inşaat diye tek bir tuğla bile yok. Burada da benzer olay. ‘Metro yapacağız’ diyorlar. Açılışlar tamam, temeller tamam; arkası yok.
Şimdi arkasını Büyükşehir Belediye Başkanı’mız, ekibi ile beraber dolduruyor.
KADINLAR ÖZELİNDE ALPKÖKİN’E ÖZEL PARAGRAF
Sayın Başkan, bir şey daha söyledi: ‘İşi, uzman arkadaşlarımızla birlikte yapıyoruz.’ Özellikle bir kadın kardeşimiz, bir hocamız, Raylı Sistemler Daire Başkanı bu mücadeleyi yapan.
Bir bayan olması dolayısıyla ayrıca çok mutlu olduğumu ifade etmek isterim. Bayana yönelik şiddetin, hala Türkiye'nin gündeminde olduğu bir dönemde, bir Büyükşehir Belediyesi’nde bir bayanın Raylı Sistemler Daire Başkanı olması, ayrıca Türkiye için de dünya için de anlamlıdır.
Bu bağlamda da biz, işi ehline teslim etme konusunda ne kadar kararlı ve inançlı olduğumuzu da gösteriyoruz. İşi ehline teslim ettiğinizde ne oluyor? Yine Sayın Başkan söyledi: İsraf olmuyor, israf.
Eğer israf haramsa, israf savurganlıksa, israf milletten alınan vergilerin amacına uygun harcanmamasıysa, ayrı bir dünyaysa; o dünya bize kapalıdır. Biz, her kuruşun yerli yerinde harcanmasını isteriz.
Her kuruşun hakkını vermek isteriz. Çünkü biliriz ki, o paranın içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Bu bağlamda bakıyoruz ve bu bağlamda düşünüyoruz.”
SANIYORLAR Kİ, ENGEL ÇIKARINCA BAŞKANLAR HİZMET ÜRETEMEZ
“Belediye başkanlarımıza engeller çıkarıyorlar. Sanıyorlar ki, ‘biz bu engelleri çıkardığımızda belediye başkanları hizmet üretemez’. Hayır efendim. Belediye başkanı arkadaşlarıma söyledim: Asla şikayet etmeyeceksiniz.
Göreviniz, önünüze çıkarılan engel ne kadar büyük olursa olsun, onu aşıp hizmete devam edeceksiniz. Ve belediye başkanlarımız da bunu yapıyorlar. Hizmetse hizmet, hesap vermekse hesap vermek.
Yeni siyaset anlayışının temel unsurlarından birisi de şudur: Siyasetçi, halka hesap vermenin onurlu bir görev olduğunu kabul etmek zorundadır. Ben, milletime hesap veriyorum; ne kadar güzel bir şey. Onun parasını harcıyorum; ne kadar güzel bir şey. Harcadığım paranın karşılığını, alkış olarak alıyorum. Evet harcadığın paranın karşında,‘Ya Allah razı olsun, güzel hizmet yapmış’ dendiği andan itibaren, biz dünyanın en mutlu insanı oluruz.”
DEVLET, KİNLE YÖNETİLMEZ
“Yeni bir siyaset anlayışı bu. Yeni bir siyaset anlayışı, sevgi üzerine kurulur. Sık sık tekrar ederim: Devlet, kinle yönetilmez, öfke ile yönetilmez. İntikam duygusu ile bir devlet yönetilmez.
Devlet, bilgi ile yönetilir, birikimle yönetilir, erdemle yönetilir, tecrübeyle yönetilir. İşi ehline verdiğiniz zaman, o işin yönetmeniz çok kolaydır. Ana ilkeleri belirlersiniz siz. Verirsiniz, işin ehli olanlar alır, o işi götürür ve sonlandırırlar.
Biz ne istiyoruz? Başarı istiyoruz. Ne istiyoruz? Metro temelinin temeli atıldı, ama orada kaldı. Şimdi ne yapıyoruz? Temeli atıldı, ama orada kalmayacak. Bu metro hattı bitecek. Nasıl bitecek? İşi verdiğimiz zaman ehline, bu iş bitiyor.
Finansmanıyla, yapımıyla, çalışmasıyla, takvimi ile her şey tamam. Ekmek fabrikasının temelini gezerken başındaki kişi, Genel Müdür gayet açık ve net, ‘2022' yılın başında, burada ekmek üretimine başlayacağız’ diyor. Takvimini söylüyor.
İşi ehline teslim ettiğiniz zaman, işlerin ne kadar kolay yürüdüğünü görüyorsunuz. Grift bir iş değil aslında, kolay bir iş. Neden? mühendisin görevi o işi en iyi o bildiğine göre de o ona teslim edeceksiniz ve o da sonlandıracak.”
MAĞDURİYETLERİ TELAFİ EDECEĞİZ
“Sayın Başkan, konuşmasında köklü çözümler, kalıcı çözümlerden bahsetti. Çünkü yapay çözümler, geçici çözümler, sorunu çözmez. Tam tersine, sorunu derinleştirir, çözümünü daha pahalı hale getirir.
Kalıcı ve köklü çözümler ürettiğiniz zaman hem kısa sürede sorunu çözersiniz hem maliyeti büyük ölçüde düşürmüş olursunuz. Bunu yapıyoruz, bunu yapmaya çalışıyoruz, bunun mücadelesini veriyoruz ve mutlaka başarı sağlayacağız.
Yeni siyaset anlayışında bir şey daha yapıyoruz, yapacağız: Binlerce mağdur olan insanımız var. İzlenen yanlış ekonomik politikalar sonucunda mağdur olan insanlarımız var.
O kadar büyük mağduriyetler yaşanıyor ki, insanlar hayatlarına son verecek noktaya gelebiliyorlar. Bir insanın yaşadığı ekonomik buhran sebebiyle hayatına son vermesi, her siyasetçinin oturup düşünmesini zorunlu kılar.
Nasıl bir yönetim anlayışı sergiledik ki, insanlar yaşanan ekonomik kriz karşısında hayatlarına son veriyorlar? Ve nasıl bir atmosfer yarattık ki, kişiler, BAĞKUR primlerini dahi ödeyemiyorlar.
Sosyal güvenlik primlerini ödeyemiyorlar. Verilen banka kredilerinin taksitini bırakın, faizini dahi ödeyemiyorlar. Bu mağduriyetleri telafi edeceğiz, kesinlikle telafi edeceğiz.”
ESNAFIN, ÇİFTÇİNİN FAİZLERİNİ SİLECEĞİZ
“Esnaf kardeşlerime, esnaf kefalet kooperatifinden veya Halk Bankası'ndan ya da diğer bankalardan kredi verildi. Güzel. Kredileri aldılar, ödeyemediler, dükkanlar kapalı.
‘Efendim erteleyeceğiz bunu ama daha yüksek bir faizden.’ Buradan bütün esnaf kardeşlerime sesleniyorum; Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda, aldığınız o kredilerin faizlerini tamamen sileceğiz ve telafi edeceğiz sizin mağduriyetinizi. Çiftçi kardeşlerime de sesleniyorum: Onların da ciddi bir mağduriyeti var.
Yemi alıyor dolarla, fideyi alıyor dolarla, tohumu alıyor dolarla, saman geliyor dolarla. Elektriği dolarla, doğalgazı, her şeyi. Kredi almış, güzel. İster Ziraat Bankası'ndan ister diğer bankalardan, tarım kredi kooperatiflerinden kredi almış, faizini ödeyemiyor.
Zarar ediyor, ektiği ürünün karşılığını alamıyor. Sahip çıkanı da yok. Buradan bütün çiftçi kardeşlerime sesleniyorum; sizin mağduriyetinizi de mutlaka çözeceğim ve telafi edeceğim.
Aldığınız kredilerin faizlerini tamamen sıfırlayacağım. Sadece ana parayı isteyeceğiz. Bu nedir? Bir haksızlığı, bir mağduriyeti gidermektir. Dükkanı kapatıyorsunuz, ne yapsın bu adam? Kirayı mı ödedin? Hayır. Zararı mı ödedin? Hayır. Elektrik, doğalgazı mı ödedin? Hayır. ‘Bankadan kredi verdim.’ Olmaz. Bu mağduriyetleri gidereceğiz.”
TÜRKİYE'Yİ BİRLİKTE AYDINLIĞA ÇIKARACAĞIZ
“Yerel yönetimlerden başladık. Yerel yönetimlerdeki başarımız, merkezi yönetimde sağlayacağımız başarının işaretleridir. Türkiye'yi bu bölgede en kısa zamanda bütün sorularından arındırıp, görkemli, güvenilir, saygınlığı giderek artan bir ülke haline getireceğiz.
Demokrasisi gelişmiş, insan haklarına saygılı, bayan-erkek toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, herkesin aşının, işinin olduğu, evlatlarımızın geleceklerini yurtdışında değil Türkiye coğrafyasında aradıkları güzel bir Türkiye inşa edeceğiz.
Kararlıyım, bunu mutlaka ama mutlaka birlikte yapacağız. Birlikte Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız. Birlikte 83 milyon insanın Londra'daki bir avuç tefeciye hizmet etmesine son vereceğiz.
Biz üreteceğiz, biz alın teri dökeceğiz ve biz kazanacağız. Esnafı ile çiftçisi ile memuru ile işçisi ile beraber yapacağız. Kandilinizi kutlayarak sözlerime son veriyorum.
Bu yatırımın sonlandırılması için çaba harcayan herkese, başta İBB başkanımız ve ekip arkadaşlarına, yürekten teşekkür ediyorum.”
Konuşmalarından sonra, Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu, tekrardan üretimine başlanan hattın tünel kazma işlemini gerçekleştirecek TBM cihazını çalıştıran butona birlikte bastı.