Arıtman'ın "ülkenin Başbakanına, eşinin hakaret etmesini ve Birleşmiş Milletler'den Türk kadınlarına yardım istemesini" istediğini hatırlatan Şahin, şöyle devam etti:
"Arıtman'ın parti Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun türban konusundaki samimiyetten uzak adımlarından ve parti gençlik kollarına olan baskısından haberi olmadığı ortada. Kılıçdaroğlu'nun (Ağzı laf yapan 2-3 üniversiteliyi tesettür mağazasından giydirip AK Partinin oy aldığı bölgelerde çalışma yapın, türbanlı yoksa aralarından 2 kadın partilimiz türban taksın, çıkınca türbanı çıkarırlar) talimatlarını yerine getirmeyen teşkilat mensuplarını görevden aldığını sağır sultan duydu. Ancak Arıtman duymamış.
BM'den Türk kadınını kurtarma operasyonu için yardım isteme fikrine gelince, bu düşünce de bize yabancı değil. Seçimle iktidara gelemeyeceğini anlayıp, illegal yollarla halkın iradesine rağmen iktidar olmaya çalışan ve bu nedenle yargılanan guruplarla yakın temas halinde olan hatta üyesi olmaya çalışan CHP'nin bu anlayışını uluslararası boyuta taşıdını göstermekte. Ulusal darbe eğilimi olan kaynaklardan bir fayda göremeyince BM'ye(Türk kadınlarına yardımcı olun) diye seslenmektedir."
Başbakan Erdoğan'ın "CHP'ye rağmen" her alanda kadına yönelik pozitif ayrımcılığın Anayasa'da yer almasını sağladığını ifade eden Şahin, "Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla yayınlanan 2006/17 sayılı Başbakanlık Genelgesi Başbakan'ın kadınlar ile ilgili düşüncelerini" çok açık yansıttığını söyledi. Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması başlıklı Başbakanlık Genelgesi ile, kadının istihdamını kamuda ve özel sektörde arttırmak, istihdam alanındaki mevcut sorunların tespiti ile bu sorunların giderilmesine yönelik ilgili tüm tarafların çalışmalarını izlemek, değerlendirmek, koordinasyon ve işbirliğini sağlamak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı başkanlığında Kadın İstihdamı Ulusal İzleme ve Koordinasyon Kurulu kurulduğunu hatırlatan Şahin şöyle devam etti:
"Belirttiğimiz bu genelgeler, bu genelgeler, bu genelgeler sonrasında BM bünyesindeki kuruluşlarla gerçekleştirilen çalışmalar, eğitim alanında sürdürülen kampanyalar AK parti iktidarının kadın-erkek eşitliğini yalnızca hukuki zeminde değil sosyal yaşamın her alanında fiili olarak hakim kılma kararlığını ortaya koymaktadır.
Ülke kadın nüfusunun yüzde 65'den fazlasını oluşturan, başörtülü kadınların özellikle yükseköğrenim alanında eğitim görmeleri ve meslek edinmelerini savunmak, kadının insan hakları alanında bir eksik bakış açısının göstergesi değil, hangi gerekçeyle ve hangi sınıfa yönelik olursa olsun kadının eğitimi ve çalışma hayatında ki engelleri ve ayrımcı tutumu sonlandırmaya yönelik samimi bir duruştur."
Şahin son olarak "Başta Arıtman olmak üzere tüm kadınlarımızı, Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkla mücadeleye" çağırdı.