İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Habertürk TV’de Fatih Altaylı’nın konuğu oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan İmamoğlu, otogarla ilgili, “İstanbul otogarı yıllar önce yapılmış. Avrupa’nın en büyük otogarı. Yıllar önce yapılmış. Biz bir girdik dehşete düşersiniz. Herkesin bir kenarından tuttuğu, altında bütün suç mekanizmaların kol gezdiği bir yer. Biz orada iradenin, kamu yönetiminin, İstanbul’un kamu idaresinin ispatını ortaya koyduk. Aylık 4 milyon 600 bin lira civarında geliri var artık. Gece orada dolaşmak mümkün değildi. Artık orası kamunun idaresinde, denetiminde” ifadelerini kullandı.
30 bin öğrenciye burs
Öğrencilere yönelik çalışmalardan bahseden İmamoğlu, “Yüz bine yakın çocuğumuza halk süt dağıtımı yapıyoruz. Mutluluklarını anlatamıyoruz size. Biz bunu kamuya gösteremiyoruz çünkü yanlış olur. Bunun dışında bütün gençlerimize yardımda bulunacağız. İBB, uzun bir süre sonra adil bir şekilde öğrencilere destek yardımı yapıyor. Buna burs da diyebiliriz. Üç taksitle ödeyeceğiz. Yıllık 100 milyon lira. Saat 22.00’da gençlerimiz listede isimlerini görebilecekler” dedi.
Kimse benim ahbabım değil
Yaptıkları çalışmalar sonrasında büyük bir gelir elde ettiklerini vurgulayan İmamoğlu, “Bir idari sistem devrimi yapıyoruz biz. Liyakatiyle bu sürece hizmet eden kişiliklerin, hiç kimse benim ahbabım, çavuşum değil. İdari düzenin değişimiyle ilgili kamu ahlakı, kamu yönetimi düzeninin gerçek manasına kavuştuğu sürecin temellerini atıyoruz. Bütçe disiplinini gerçekleştiriyoruz. Cari açığı çok ciddi anlamda disipline ediyoruz. Sadece 1.7 milyarlık lüzumsuz kamulaştırma bedellerini bertaraf ettik. Herhangi araziyle ilgili kamulaştırma konusunda ihtiyacı olmaksızın karar almış. Böyle başlanan süreci durdurduk. İsraf ve tasarruf diye iki kalemi önceledik. İsrafın bizi nereye getirdiğini 23 Haziran’da bütün topluma verileriyle açıklayacağız” dedi.
Su zammı açıklaması
Tartışmalara neden olan su zammıyla ilgili de İmamoğlu, “Şu an İSKİ’nin bütçesinin ciddi bir kısmı enerji, yani elektrik. Türkiye’deki elektrik, doğalgaz, yakıt zammı ortada. Hiçbir zammın kaynağı büyükşehir belediyesi ya da herhangi bir belediye değildir. Ekonomide bu mümkün değil. Yılık yüzde 56’ın üzerinde akaryakıt zammı var bu ülkede. Enerji zammı yine aynı oranlarda. Şimdi böyle bir ortamda biz 2020’yi konuşuyoruz. Bugünü konuşmuyoruz 2020’nin aralık ayına kadar olması gereken zammı konuşuyoruz. Konuştuğumuz şey yüzde 20 oranında bir şey. Belki genel kurul yarın farklı bir karar alır ama bu zam olmadan İSKİ hizmet edemez, yatırım yapamaz. Buna mecburuz. Türkiye’de zam olmasın biz de yapmayalım. Türkiye’de akıryakıt zammı olmasın biz de yapmayalım. Sadece memur, işçi maaş zamları bile yüzde 17 seviyesinde. Böyle bir ortamda ‘biz zam yapmıyoruz’ deme şansına sahip değiliz, batarız. Bugün yapılan su zammı çok normal bir zamdır” ifadelerini kullandı.
‘Allah’tan kork’ derler
Kendisinden önceki dönemdeki israfı da dile getiren İmamoğlu, “İsrafın küçüğü-büyüğü olmaz. İsraf israftır. Kul hakkı yiyorsan bunun küçüğü veya büyüğü olmaz. Bir de kusura bakmayın ama bin 250 araç az mı? ‘Allah’tan kork’ derler. 6 Mayıs ile 23 Haziran arası o lüks arabaların nereye dağıldığını, nasıl değiştirildiğini biz biliyoruz. Kimse kafasını kuma sokmasın. Biz israfla bu toplumu yüzleştireceğiz. Yanlış yatırımlarla da yüzleştireceğiz. Bunu yapmazsak toplumun bilgi alma hakkını güçlü bir şekilde yönetemeyiz. Kamu yıllık 60-70 milyon lira tasarruf etti” dedi.
Metro hatları devam edecek
İstanbul’da duran metro hatlarıyla ilgili de İmamoğlu, “İstanbul’da durdurulan metro inşaatlarının devam etmesi için talimat verdim. Bir kere metro inşaatlarında geldiğimizde tam 8 hat durmuştu. Bu 8 hattın tümünün finans kaynağı temin edilmeden yola çıkılmış. Daha evvelsi günü koca tüneli açan makineyle start verdiğimiz Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli hattı 2 yıldır durdurulmuş. Yanlışlarını düzelttiğimiz, proje hatlarını değiştirdiğimiz işler de var. Ümraniye-Ataşehir-Göztepe hattı toplam 175 milyon Avroluk kredi sözleşmesiyle. Ümraniye-Ataşehir-Göztepe, Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli hattını başlattık” dedi.
CHP'nin has bir evladıyım
İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun 'Kahramanın Yolculuğu' isimli kitap yüzünden gösterdiği tepkinin sorulması üzerine İmamoğlu, “Canan Hanım rahatsız oldu. Ama doğru bulmuyorum. Kendisine de söyledim. Ben CHP'nin has bir evladıyım. Canan Hanım bu süreçte partide en üst seviyede uyumla çalıştığım arkadaşımdı. Kampanyayı yöneten arkadaşım kitap yazmış. Kahramanın Yolculuğu demiş. Ben kahraman değilim. Sizin de dikkatinizi çekebilir yarın siz de yazabilirsiniz. Sizin gözünüzle bakışınızı birisi beğenmeyebilir, eleştirebilir. Canan Hanım ya da partili de bu süreci yazabilir. Veya benim oğlum da yazabilir yarın bir gün" açıklamasını yaptı.
Başarılı bir döneme imza attık
CHP'li bir ismin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gittiği iddiasını da değerlendiren İmamoğlu, "Çok başarılı bir döneme imza attık. Bunun mimarı sayın genel başkandır. Son 30 yıldır CHP en başarılı sürecini yaşıyor. Dönemin ruhu gereği Türkiye'nin birleştirici gücü olmak gibi görevimiz var. Başta genel başkana, örgütteki diğer unsurlara, belediye başkanlarına destek olmak zorundadır. CHP'nin üyesi bile 50 kez düşünüp bir kez konuşacak. Türkiye meselesidir, milli meselesidir. Bu ülkenin kurucu değerlerini savunuyorsak, ki öyleyiz, biz bu ülkeye hizmet etme prensibinden yola çıkarak partimizi sokakta tartıştırmayız" ifadelerini kullandı. İngiltere seyahati eleştirilerine de açıklık getiren İmamoğlu, "Bakan, Başbakan seviyesinde başka makamlar seviyesinde ilgi gösterildi. İstanbul'un ortaya koyduğu demokrasi iradesine muazzam ilgi gösterildi. Şunu söyleyeyim, İstanbul çok değerli bir kent. İstanbul'un iyi olması için herkes dua ediyor. Uluslararası ilişkiler kazan kazan mantığı üzerine kuruludur. Hep derler ya Türkiye Avrupa'nın bir parçasıdır, ben tam tersinden söylüyorum Avrupa Türkiye'nin parçasıdır diyorum. Oralarda milli meselelerimizi savunmaktan imtina etmiyoruz. Avrupa'nın en büyük şehriyiz. Bize 'demokrasi zaferi' elde ettiniz diyorlar" dedi.
3 bin 800 kişi işten çıkarıldı
Tartışmalara neden olan işten çıkarmalarla ilgili de konuşan İmamoğlu, “Biz iş olsun diye adam çıkartmaya gelmedik. İBB’de işini layıkıyla yapan herkese alın terine, emeğin karşılığına verme sözümüz var. Yaklaşık 1400 kişi iki seçim arası alınan insan sayısı. Bunun içerisinde 31 Mart’tan bir ay öncesine kadar ki, kısmı var. Yine proje bitimiyle çıkarılan işçi sayısı. Toplamda emekli olan, işinden ayrılan, yaklaşık 3 bin 800 kişinin çıkarıldığını sizinle paylaşıyorum. Bu kadar çıkarttığımız eleman, ya da emekli olan, ya da kendi ayrılan, ya da proje bittiğinden dolayı ayrılan insanın dışında kalan insanlar şimdi orada çalışan insanlar. Biz herşeyi şeffaf paylaşıyoruz. İlanlarımızı büyükşehir belediyesinin sayfasından net görebilirsiniz. İSPARK’a 50 kadın görevlisi aldık. Nasıl aldığımızı gidip sorgulasınlar. Tümüyle şeffaf. Bu yeni insan kaynakları yönetiminin kamuya girişidir” dedi.
Cumhurbaşkanı'na eksik bilgi veriyorlar
İBB ve hükümetin ortak çalışması gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, “Biz bugün neredeyiz? Tam 25 yıl sonrasındayız. 25 yıl önce kendisine yapılan bir şeye karşı durmuş bir insandan siz ne beklersiniz? Yunus Emre ‘sen sana ne sanırsan başkasına da onu san’ diyor. İşte demokrasi. Sayın Cumhurbaşkanı ile tesadüf yan yana Cuma namazı kıldık. Kendisine bunu sordum. Bu hafta arayacaklar dendi 3 hafta geçti. Ben sayın Cumhurbaşkanı’ın eksik bilgiyle donatıldığını düşünüyorum. Bizi arayan yok. Genel Başkan Yardımcısı sayın Fuat Oktay’ı defalarca aramamıza rağmen dönüş yapılmadı. Siz İstanbul’un çevre düzeni planını oturup büroya kapansanız, toplumun paydaşların, meslek odalarının fikrini almadan bu plan olur mu? Siz gelip İstanbul’da ben de yetkili olacağım iddiasıyla, buranın İstanbul Büyükşehir Belediyesi var, yanlış yaparsınız. Biz bu kente ihanet ettirmeyeceğiz. Bunu taahhüt ediyorum. Toplumun ortaya koyacağı inisiyatifle, demokrasi ve hukukun verdiği güçle bu şehre ihanet ettirmeyiz. Bu kamu kurumlarının biraraya gelmesini diliyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın taahhüt ettiği bu kurulun kurulmasını 16 milyon insanın adına talep ediyorum” ifadelerini kullandı.