İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu devraldığı vahim mali tabloyu dün açıkladı. Milyarlarca lira borcu olan belediyenin kasasında 7 milyon TL kaldığı ve 5,8 milyar TL vadesi geçmiş ve ödenmemiş borcu olduğu belirtildi.
İmamoğlu 2015’ten beri belediye gelirlerinde herhangi bir artış olmadığını ancak buna rağmen yatırıma yönelme olduğunu belirterek “Yani olmayan parayı yatırmışlar. Sonra da yatırımların yavaş ilerlemesi, kur farkından dolayı maliyetlerin katlanarak artmasıyla bütçeye çok ağır bir yük binmiştir. Buna yatırım denmez, buna ‘batırım’ denir” dedi.
Saraçhane’deki İBB binasında dün Temmuz ayı meclis toplantılarının ilki tartışmalar eşliğinde gerçekleşti. Toplantıda İmamoğlu’nun “Meclis toplantılarını iki günde toparlayabiliriz” sözü tartışıldı. AKP Grup Sözcüsü Faruk Gökkuş Eylül ayında gerçekleşecek meclis toplantılarının 5 gün olmasına ilişkin teklifini sundu.
İmamoğlu, meclis toplantılarının başkanlık tarafından belirlenebileceğine dikkat çekerek mevzuatı okudu. İmamoğlu daha sonra, “Beş gün boyunca toplanacak diye bir kural yok. Bunu belirlemek de sizin hakkınız değildir. Bence beş gün boyunca toplanmasına, belediye koridorlarının kulise dönmesine gerek yok. Gündem bittiyse toplantıyı sürdürmenin anlamı yok” dedi. Tartışmaların ardından İmamoğlu teklifin kanuna uygun olmadığını belirterek oylama yapmadı. Bunun üzerine AKP Grup Başkanvekili Tevfik Göksu, İmamoğlu hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
‘Mirasyedi bütçesi’
İmamoğlu, İBB’nin mali durumuyla ilgili bir sunum yaptı. İmamoğlu “İBB Meclisi’nin onayladığı bütçe, gerçek gelirler ve gerçek ihtiyaçlara göre yapılmış bir bütçe değildir. Planlanan bütçeye göre gelirlerle giderler arasında eski parayla 3.2 katrilyon liralık, yeni parayla 3.2 milyar liralık fark vardır. Paranın, emeğin, üretimin, hak ederek kazanmanın önemini, değerini bilen hiç kimse, kendi bütçesini bu anlayışla yapmaz. Bu, sırtını merkezi hükümete yaslamanın, sorgulanmadığını bilmenin rahatlığı içinde hazırlanmış, tam bir mirasyedi bütçesidir’ dedi.
İmamoğlu bütçenin yapılırken 7-8 milyarlık bir fon bulunması öngörülmüş, ancak bu yıl içinde herhangi bir kredi ya da fon yoluyla borçlanmaya gidilmediğini anlatarak sözlerine şöyle devam etti:
“Kasada vergi ve maaşlar için para bırakmak gerekirken, Belediyeyle iş yapmış kişilerin geçmişe dair borçlarını kapamak öncelenmiştir. Bütçeyi yöneten aklın ve ahlakın, 16 milyon İstanbullu’yu öncelemediği apaçık ortadadır. Her ne kadar planlanan bütçede gelir gider farkı 3,2 milyar lira olsa da, toplam gelirler ilk altı ayda planlanandan 2 milyar TL daha az gerçekleşmiş durumda. Bu farkın yıl sonunda en az 4 milyara ulaşacağı görülüyor. 4 milyar TL’lik gelir kaybına karşılık giderleri düşürmek amacıyla hiçbir çalışma yapılmamış olduğu için giderlerde bir gerileme olmayacak. Bu nedenle bütçe açığımız an itibarıyla 7,2 milyar liradan az değildir. İstanbul Belediyesi’nin gelirleri ve giderleri arasındaki fark, 2008 krizinde bile bu kadar açılmamıştı. ‘
İBB yönetiminin seçim zamanlarında mevcut hükümeti korumak istediğini belirten İmamoğlu, “Ekonomik krizi yönetemeyen hükümetin daha fazla zorlanmaması için, yükü vatandaşın sırtına yüklemiştir” dedi. İmamoğlu fiilen 7,2 milyar olan gelir-gider farkı, önceden alınmış olan kredilerin ödemesiyle birlikte 9,8 milyara kadar çıkacağını ifade etti. İmamoğlu 2015’ten beri belediye gelirlerinde herhangi bir artış olmadığını ancak buna rağmen yatırıma yönelme olduğunu belirterek “Yani olmayan parayı yatırmışlar. Sonra da yatırımların yavaş ilerlemesi, kur farkından dolayı maliyetlerin katlanarak artmasıyla bütçeye çok ağır bir yük binmiştir. Buna yatırım denmez, buna ‘batırım’ denir. İstanbul Belediyesi istikrarlı bir biçimde batırılmaktadır. Bu gidişatı durduracağız” dedi.
İlk 6 aylık sürede devletten beklenenden çok daha az gelir geldiğini söyleyen İmamoğlu özetle şöyle devam etti:
“Yani, ilk 6 ayda devlet İBB’ye ödemesi gereken tüm rakamları ödememiştir. Ayrıca iştiraklerden beklenen kar payları da şirket performanslarının çok üzerinde öngörülmüş ve performaslarını artırıcı hiçbir stratejik adım atılmaması nedeniyle karlılıklar dibe vurmuştur. Bütün bunlar İBB’nin hizmetlerini aksatmasına neden olmuştur. İBB elindeki gayrimenkulleri satarak durumu idare etmeye çalışmaktadır. Günü kurtarma zihniyeti İstanbul’un geleceğini ipotek altına almaktadır.”
‘Hile yapmışlar’
İmamoğlu ayrıca İBB yönetiminin giderlerin çoğunu öteleyip yüzde 60’ını ikinci altı aya bıraktığını açıklayarak “Gider bütçesinin 1,7 Milyar TL’lik yedek ödeneğinin tamamının ilk altı ayda tüketildiğini tespit etmiş bulunuyoruz. Bugün burada doğru adımları atmaz, gereken kararları almazsak, yakın gelecekte gider bütçesinde revizyonlar yapılması gerekecektir” dedi. İmamoğlu İBB’nin finansal yapısının neden bu denli bozulduğuna ilişkin tespit ettikleri 7 nedeni anlatarak özetle “Hile yapılmış, kamu maliyesinin bilinen tüm kuralları çiğnenmiş ve korkunç bir israfa yol açılmış. Örneğin, normalde Temmuz ayında kullanılacak olan Maliye katkı payı İBB’ye, ülke tarihinde ilk defa, 15 gün önce, yani biz yönetime gelmeden önce ödenmiş! Maliye’den gelen ve Temmuz ayında kullanılması gereken 980 Milyon liralık tüm nakit 1 hafta içerisinde kullanılıp bitirilmiş” diye konuştu.
Kasada 7 milyon lira var
İBB’yi devraldığında kasasında sadece 7 milyon TL olduğunu açıklayan İmamoğlu “Buna karşılık, kasa teslim alındığında 5,8 milyar TL vadesi geçmiş ve ödenmemiş ödeme bekliyordu. (Müteahitlere, şirketlere, iştiraklere, firmalara, şahıslara) Bu 5,8 milyarlık vadesi geçmiş borcun 1,5 milyarlık kısmı iştiraklere olan borçtur. İştirakler ödeme alamadıkları için taşeronlara ödeme yapamıyor. Bu ise hizmetlerde aksaklıklara neden oluyor” diye konuştu. İBB’nin borç yükünün 2014 yılında 7,6 milyar TL iken, 3.8 kat artarak 2019 yılının ilk altı ayında 28,8 milyar TL olduğunu belirten İmamoğlu, “Ancak belediyenin hizmetlerini yerine getirebilmesi, çalışanların maaşlarının ödenebilmesi için bütçede öngörülen en az 3,2 milyar TL’lik ilave finansman ihtiyacı bulunmaktadır. Ayrıca 28 milyar TL’lik borç kadar da gelecekte ödenecek olan, anlaşması imzalanmış yatırım projeleri bulunmaktadır. Plansız, hesapsız yatırımlarla ağır taahhütlerin altına girilmiştir. Aralık sonuna kadar beklediğimiz gelirlerin toplamı 6,2 milyar liradır. Oysa ki Aralık sonuna kadar yapılması gereken ödemelerin toplamı 10,7 milyar liradır. Ayrıca, vadesi geçmiş borçlar toplamı ise 5,8 milyar TL’dir” diye konuştu.
İmamoğlu ‘Mevcut 28,8 milyar TL gerçekleşmiş borcun yanı sıra; devam eden, ihalesi ve sözleşmesi yapılmış projelerden kaynaklanan yükümlülüklerle birlikte toplam yükümlülüğümüz 52 Milyar TL’ye ulaşmaktadır’ ifadelerini kullandı.
Belediye meclis üyelerine çağrıda bulunan İmamoğlu son olarak borçlanma yetkisi talep ederek “Ortaya çıkan toplam net borçlanma ihtiyacı 7,2 milyar TL’ye yükselmiştir. Bu rakama kredi geri ödemelerini de eklersek, gerçek borçlanma ihtiyacı 9,8 milyar TL’ye ulaşmaktadır. Fakat, biz öncelikle alacağımız etkin tedbirlerle borçlanma ihtiyacını azaltmayı planlıyoruz. Hedefimiz 9,8 milyar TL yerine 6, 5 milyar TL’lik bir borçlanma ile bütçe hedeflerini tutturmaktır. Mevcut şartlarda bu önemli bir bütçe başarısı olacaktır. Biz bu meclisten bu borçlanma ihtiyacının minimum 2,2 Milyar TL’si için, bakiyesi için Eylül meclisinden onay almayı planlıyoruz’ diye konuştu.
İmamoğlu’nun sunumunun ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Tevfik Göksu, “Bu kadar uzun uzun anlatmanıza gerek yoktu. Bize gelip anlatsaydınız ‘evet’ derdik. Acil ihtiyacınız varmış. Biz borçlanma yetkisi talebinize şimdiden ‘evet’ diyoruz” diye konuştu.