Gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Teröre bulaşmış olanlarla dirsek temasında" sözlerine tepki göstererek, "Bu tanımlar çok tehlikeli ve incitici" dedi. İmamoğlu konuya ilişkin olarak şunları kaydetti:
"Tabii üzülüyorum bu yorumlara. Çünkü örneğin ben İstanbul'u yönetirken kurumlarla görüşüyorum. Bu özgün ve özgür bireylerle el sıkışıyoruz. Diyarbakır'daki durum da buna benzer bir şey. YSK'nın bütün incelemeleri yaparak 'Bizim vatandaşımızdır' dediği, 'hiçbir sorunu hiçbir sıkıntısı yoktur. Seçime girebilir' dediği TC'nin vatandaşlarıyla kameralar önünde görüştüm. Türkiye Cumhuriyeti'nin belediyesinde görüştüm. Orada yine seçilmiş bir belediye başkanı vardı. Yine TC yasalarına uygun seçime girmiş ve bizim şehrimizi yöneten vatandaşla görüştüm. Kim terörist? Kim terör örgütüne üye? Bu ispat ister. Bu aynı zamanda bir iftira içerir.Çok acı ve şaşkın bir şekilde bu süreci izliyorum. Bizim kapalı kapılar ardından konuşmak gibi bir adetimiz yok. Kapımızı kilitlemedik, makamda ziyaretimizi yaptık kameraların önünde. Bu tanımlar, bu sıfatlar çok tehlikeli ve incitici. Biz demokrasiyi güçlendirmek istiyoruz."
"Yapılan iş yanlıştır, düzeltin ki birilerinin eline fırsat geçmesin"
Bir gazetecinin, Diyarbakır ziyaretinde, "Aynı yerde, aynı noktadayız" sözlerini hatırlatması üzerine konuşan İmamoğlu, "Ben de başvurumu yaptım, hiçbir engeliniz yok denen birisiyim. Ki seçimi kazandım. YSK'nın hukuksuz bir uygulamasıyla mazbatamız elimizden alındı. Ardından bir seçim daha yapıldı. Yine kazandık, yine mazbatamızı aldık. Aynı yerdeyiz demek bu. O arkadaşlarımız da başvurularını yaptı. Engel yok diyen YSK. Bir suçu varsa niye dışarıda? Yan yana Diyarbakır sokaklarında dolaştık, aynı yerdeyiz. Diyarbakır benim, İstanbul benim, her yurttaşın olduğu gibi hepsi bizim. Aynı yerdeyiz, aynı gemideyiz. Demokrasiyi birlikte güçlendireceğiz. Yapılan iş yanlıştır. Bu yanlışı düzeltin ki birilerinin eline fırsat geçmesin. Hukuka aykırı olmayan kurumlar kuvvetlensin" diye konuştu.
İmamoğlu'ndan Diyarbakır'da hediye ettiği Atatürk portresi açıklaması
Öte yandan İmamoğlu'na, Diyarbakır ziyaretinde Eş Başkan Kezban Yılmaz’a, İstanbul seçimlerinin yenilenmesi ardından belediyeye atanan kayyım tarafından odasında sökülen Atatürk portresini hediye etmesiyle ne mesaj vermek istediği soruldu. İmamoğlu bu soruya şöyle yanıt verdi:
"Bu yurdumun değerleri var. Herkesin hissetmesini isterim. 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutladık bir gün önce. Mustafa Kemal Atatürk bu yurdun bize kazandırılmasının öncüsü. Sadece belediye başkanlığımda değil öncesinde de bunu hissettim. Daha önce birileri hediye etmediyse onun sorunu ama ben gittiğim yere bu ve bunun gibi simgesel hediyeler götüren biriyim. 82 milyon insanın bir değeri önderi olarak bütün Türkiye'nin topyekûn mücadele vermiş bir milletin öncüsü olarak o fotoğrafı Diyarbakır'da paylaştım."
"Keşke denetimli bir mekanizma oluşturulsaydı da ben bunlarla uğraşmasaydım"
Ensar Vakfı, TÜRGEV, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, TÜGVA, Daru’l Fünun İlahiyat Vakfı, Hoca Ahmet Yesevi Vakfı ile İBB'nin protokolleri iptal etmesine ilişkin soruya da İmamoğlu şöyle cevap verdi:
"Devamı gelecek. Bütün israflardan kurtulacağız. Açıklayacağız bunları. Büyükşehir Belediyesi İstanbul'un en zengin kurumu tek bir binaya ayda 2 milyon 200 bin liraya yakın kira öder mi? Ben bunlardan sorumluyum. Ben bu milletin parasını millete en verimli kullandırmak üzere belediye başkanı seçildim. Ne yazık ki çok israf, çok ihmal var. Tek tek açıklayacağız. Keşke denetimli bir mekanizma oluşturulsaydı da ben bunlarla uğraşmasaydım. Böyle yoğun bir gündemimiz var."
İmamoğlu İSPARK'ın 6 aylık bilançosunu açıkladı: 18 milyon zarar
İSPARK'ın otopark ve bisiklet kiralamada yaptığı zamma ilişkin de konuşan İmamoğlu, "Zam kararı ne zaman alındı?" sorusuna, "Zam kararı değil. Bu bir finansal düzenlemeyle ilgili bir çalışma. Burada yanlış bir sistem hatası var" diye yanıt verdi. İmamoğlu açıklamalarının devamında, "Bakın seçimde bangır bangır zarar etmiyor denen kurumu teslim aldığımız gün itibariyle, 6 aylık bilanço, 18 milyon zararı var. 60 binin üzerinde İstanbul'da ücretsiz ve indirimli yararlanan araç var. Ya bu nedir Allah aşkına. Derhal talimat verdim, tespitler yapılacak. 3 bin değil, 5 bin değil, bakın 60 bin. Ücretsiz diyorum, altını çiziyorum ve indirimli diyorum. Tümünü elden geçireceğiz.
"Ekim itibariyle tahsilat sistemi başlatacağız; teşvik için kredi kartıyla ücretler daha uygun olacak"
İkincisi, hangi çağda yaşıyoruz, elden ücret! Burada bir kaçak var, sorun var. Ekim itibariyle tahsilat sistemi başlatacağız. Geçici bir dönem teşvik edilmesi için, kredi kartıyla 9 lira ödeyeceksiniz. Sistemin işlemediği bazı otoparklar var. Verimsiz kullanılıyor. Bunlarla ilgili düzenlemeler başlatacağız. Benim İSPARK'ım neden zarar etsin. Ayda 2-3 milyon zarardan bahsediyoruz. Bizim yönetimde olmadığımız Haziran'dan itibaren zararı 18 milyon. Bir zam çalışması elbette olacaktır ancak şu anda yoktur. Görecekler İSPARK yıl sonunda olumlu anlamda farklı sürprizlerle İstanbul halkına servis edeceğimiz değerli bir iştirake dönecektir."
İBB'de işten çıkarmalarla ilgili açıklama
İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde işten çıkarılan işçilere ilişkin olarak da açıklamada bulundu. "Ben sendikal yaşama, iş gücünün korunmasına en çok önem veren insanlardan biri olduğumu iddia ediyorum" diyen İmamoğlu şunları kaydetti:
"Gitsinler Beylikdüzü Belediyesi'ne sosyal hakları nasıl koruduğumu görürler. Ben 18 Nisan'da görev aldım, bana brifing yapıldı. Aradan 2 ay daha geçti bir brifing daha oldu. Nedir bu eleman farkı Allah aşkına? Duyduk mu biz İBB 2 bin eleman alıyor diye. Duyduk mu? Hangi vicdana sığar. Kaldı ki ben görevi aldığım hafta, 1 milyar 600 bin lira normal uygulamalarının gününden 15 gün önce hesaba yatıyor, görevi aldığımda belediye kasasında 5 milyon para vardı. Maaş ödeyecek parası yoktur. Böyle düzensiz bir sistem içerisinde siz bir de 2 bin insanı işe alıyorsunuz. Bu adil değil. Duyuru yapılmamış. Kardeşim ben iddia ediyorum, liyakata göre adil sistemi uygulayacağım.
Ben iddia ediyorum hangi sendika olursa olsun bir işveren olarak, her sendikanın başındaki insanla iş gücüne ve emekçiye hizmet etme konusunda yarışacak bir kimliğim."
Erdoğan'a yanıt: İşe alacaksa buyursun alsın
"Sokağa çıktığımda kimse bana partizan, torpilci belediye başkanı diyemeyecek" diyen İmamoğlu, Erdoğan'ın İBB'deki işten çıkarmalarla ilgili olarak, "Bizim de yapacaklarımız var" sözlerine de şöyle karşılık verdi:
"Ben tabii Cumhurbaşkanının hangi imada bulunduğunu anlayamam çünkü ima uzmanı değilim. Ne yapacak bilemem. İşe alacaksa buyursun alsın, mutlu olurum. Çıkarılanları alsın bir kuruma ben de mutlu olurum. Ülke işsizlikte en acı günlerini yaşıyor. Bunun en acı faturası da İstanbul'da yaşanıyor. İmayı yorumluyorum sadece, keşke 200 değil 200 bin kişiyi işe alsa keşke Sayın Cumhurbaşkanı."
İmamoğlu son olarak şu sözleri kaydetti:
"En önemli tasarruflardan birini de açıklayayım, belediye başkanı olarak benim adıma yanılmıyorsam 17-18 makam tespit edilmiş. Makam. Ben yetmez dedim daha fazla istiyorum dedim. Benim yüz binlerce makamım var. Her vatandaşımızın evi benim makamım. Yetmez bana dedim 18 makam. Dolayısıyla bir tasarruf da orada yapacağım."