Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum ve yerel seçimlerin sorulması üzerine İmamoğlu, “İstanbul seçimi, her zaman zor bir seçimdir. Arkamda kimin koştuğuna bakmam. Önümde kıracağım rekorlara bakarım. Sonucu Allah bilir” cevabını verdi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 324 yıllık Ataköy Baruthanesi’ni baştan aşağı yeniledi. Restore edilen binaların açılış törenine CHP Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu katıldı. Açılışta konuşan İmamoğlu, İstanbul’un tarihine ve ecdada sahip çıkmanın çok değerli olduğuna vurgu yaptı. “Burası daha önce İBB’yle TOKİ arasında yapılmış bir mukavele gereği, İBB'ye bırakılmış. Sözüm ona; burada bu sahil boyu yapılan o devasa yapılaşmaları hayata geçirirken, TOKİ'nin her şeye mahareti var. Şuradaki Osmanlı'dan bize kalan 1700’lü yılların bir imalathanesi olan bir mekanı ihya edememişsiniz, İBB'ye terk etmişsiniz” diyen İmamoğlu, “Ama İBB de ilgilenmemiş. Öyle kendi halinde durur halde bırakılmış. Dün gibi hatırlıyorum, Mahir Bey'le (Polat) mesela arkadaki serginin olduğu yere girememiştik bile. Çünkü, giriş kapısının boyunu aşacak şekilde çamura gömülmüş bir yapıydı. O bakımdan bugün geldiği noktayı, geldiği hususu bizim mümkün olduğu kadar net bir biçimde İstanbullu hemşehrilerimizin gözlerinin önüne getirmeleri için aleni bir biçimde sunmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Göz boyamıyoruz
Konuşuşmasını, “Biz, iş yapıyoruz. Biz, icraat yapıyoruz. Göz boyamıyoruz. Başkalarını ayrıştırıp, bir düşmanlık sahası da asla oluşturmuyoruz” şeklinde sürdüren İmamoğlu, “Biz burada, geçmişle geleceği buluşturuyoruz. Geçmişle geleceği buluşturan, geçmişle geleceği barıştıran, geçmişle geleceği bir arada tutan, İstanbul'un her insanını, her kitlesini buluşturmaya kaynaştırmaya gayret eden bir anlayışız biz. ‘Biz, siz’ biz demeden hareket eden, insanlarına o anlamda hizmet ederken asla ve asla ayrıştırmadan hizmet eden bir ekibiz. Onun için, bize tam da bunun tersi bir biçimde saldırıya geçenlere buradan söyleyeyim: Size bu millet haddinizi 31 Mart 2024’te bildirecek. Çok net. Yöneticiyseniz, siyasetçiyseniz, tarihimize, değerlerimize nasıl sahip çıkma sorumluluğunu yerine getirdiğinize dair işlerinize bakılır. Bu anlamda en belki de sorgulama sahasıdır bu tür icraatlarınız. İnanın o hesabı gönül rahatlığıyla verebileceğim için, çok mutluyum. İstanbul tarihinin, özellikle geçmişten bugüne gelen yapılarına yaptığımız restorasyonla ilgili hizmetlerimizde en yüksek başarıya sahip olduğumuzu görebiliyorum” açıklamasında bulundu.
Kurum'a başarı diledi
İmamoğlu, açılışın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. “Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından rakibiniz açıklandı: Murat Kurum. Sahada da artık insanlarla buluşmaya başladı. Hem onun adaylığını nasıl değerlendirirsiniz hem de aynı zamanda ilk gün Ulaştırma Bakanı'yla yan yana gelip, “İstanbul'un ulaşım sorununu çözeceğiz” dedi. Yanında bakanlar var. Bakanların desteğiyle sahada. Bu durumu nasıl değerlendireceksiniz?” sorusu sorulan İmamoğlu, “Öncelikle Sayın Kurum'a hayırlı olsun. İstanbul’da, tarihi bir yerel seçim arifesindeyiz. Burada bir siyasi kurumun, Cumhur İttifakı'nın adayıyla ilgili söyleyeceğim tek şey şu: Umuyorum; gayet nezaketli, İstanbul odaklı ve faaliyet, icraat yapılan, yapılamayan üzerine kurulu bir süreçle yorumlanan bir seçim olsun. Temennimiz bu. Daha önce biz, aslında kurum, kuruluş ya da o kurumları temsil eden insanlarla, farklı ortamlarda buluşmanın nezaketini, bir arada düşünmenin, bir arada konuşabilmenin önemini göstermiş bir yönetimiz. Bunu İstanbul'a aday olan Sayın Kurum da en iyi bilenlerden biri. İstanbul'a dair kurduğumuz masalarda, ortamlarda nasıl İstanbul odaklı olduğumuzu, soruna çözüm odaklı olduğumuzu kendileri çok iyi bilirler. Ve hep arayışımız aslında, aynı masada İstanbul'a çözümler bulmak olmuştur. Tabii bunlar nasıl sonuçlanmıştır? Bunu zaman içerisinde derinlemesine konuşuruz, tartışırız. Bu, elbette konuşulması gereken bir performanstır. Çünkü insanların iş yapma biçimleri, talip oldukları noktaya dönük de iş yapma biçimlerine dönük tahminleri ya da insanlarımızın karar verme reflekslerini güçlendirecek performans tespitleri olacaktır. Zamanla bunları konuşuruz. Ama dediğim gibi, başarılar dilerim” cevabını verdi.
Vatandaşı dinleyeceğiz
“Her zaman söyledim; bizim bu dönemde odağımız, 16 milyon insanımız olacak, İstanbullular olacak, hemşehrilerim olacak. Onlarla konuşacağız, onları dinleyeceğiz ve onlarla sürece dair düşüncelerimizi paylaşacağız” diyen İmamoğlu, “Elbette bizim ve bu sürecimizde bize farklı model ya da metotlarla, ahlaklı ya da iyi niyetli ya da centilmence olmayan usul ve üsluplarla hareket edildiğinde de elbette gerektiği yerde ben ya da başka yol arkadaşlarım cevaplarını verirler. Onun dışında temennimiz, arzumuz bu yöndedir. Belli ki Sayın Bakan'la olan fotoğraf… Yani bu işin ne yazık ki belli ayarları ve dengeleri, ülkemizde bu yeni rejimle beraber bozuldu. Ülkemizin belli bakanlıkları ya da kurumları, kuruluşları, her ne koşulda olursa olsun, bu tür ortamlara da hassasiyetle yaklaşırlar ve yaklaşmalıdırlar. Ama yeni rejim, yeni sistem, başta Sayın Cumhurbaşkanı'nın kendi şahsi duruşu, dili ve tavrıyla beraber, onun atadığı sayın bakanların tutum ve tavırlarıyla başka bir yere evrilmiştir. Ama biz, buna alışığız, idmanlıyız, donanımlıyız. Bu fotoğrafı elbette önemsemiyorum. Niye önemsemiyorum? Çünkü İstanbul'da, yaklaşık 20 küsur yıldır iktidar olan bir siyasi aklın, yaklaşık 21 yılı aşkın süredir Türkiye'yi yöneten bir siyasi aklın çözüm bulamadığı, hatta durdurmak, kapatmak zorunda olduğu işleri, biz açtık, ihya ettik, bitirdik. İşte bunun gibi, böyle çamura ya da işte ‘çöp, çarık’ şeklinde içi dolmuş yapılara dönüşmüş alanları, şimdi böyle gördüğünüz gibi pırıl pırıl, ‘ecdat yadigarı’ diyerek hayata kazandırıyoruz. Şöyle tek bir fotoğrafla bu işler olsaydı. Muhtemeldir ki son 21 yıl içerisinde muhtelif ulaştırma bakanları, muhtelif belediye başkan adayları ya da belediye başkanları binlerce fotoğraf çekilmişlerdir. Ama biz, fotoğraf çekilmek için değil, milletimizin sorunlarına çözüm bulmak için yola çıktık. Bana başarılar. Onlara da topyekun başarılar” yorumunu yaptı.
SÖYLEDİKLERİNİN GEÇERLİLİĞİ YOK!
İmamoğlu, kendisine sorulan “Murat Kurum'un ilk açıklamalarından biri de İstanbul'daki kentsel dönüşüme yönelikti. 39 ilçede topyekun bir kentsel dönüşümüne başlayacağını açıkladı. Sizin de daha önceki yapmış olduğunuz konuşmalar, aslında bunun ortak olarak çözülmesi yönelikti” sorusuna ise “Topyekun kelimesi doğru. İstanbul'un zaten kentsel dönüşümle olan mücadelesi, 99 depreminden bu yana devam ediyor. Bu mücadelenin içerisinde muhtelif ilçe belediyeleri, Büyükşehir Belediyesi, TOKİ, Şehircilik Bakanlığı gibi kurum, kuruluşlar var. Ama son 25 yıldır verilen bu mücadele, aynı hızla devam ettiği takdirde, İstanbul'un tümden güçlü bir kent haline gelmesinin ömrü, 80-90 yıl. Dolayısıyla, şimdi böyle seçim öncesi bu tür cümleler kurmanın bir anlamı yok. Yalvardık, yakardık, ısrar ettik; bu işi bütünlükçü bir hale getirelim. Bakın, 6 Şubat'ın yıl dönümüne yaklaşıyoruz. 11 şehrin düştüğü durum ortadayken, 21-22 yıldır bu ülkeyi yöneten bir hükümetin var olduğu bir yerde ve de hemen depremden 2-3 yıl sonra, yani İstanbul depreminden, Gölcük depreminden, Düzce depreminden 2-3 yıl sonra hükümete gelmiş bir yönetimin, 80-90-100 yılda bitecek bir hızla bu işe eğildiği bir ortamda, bu söylediklerinin ne geçerliliği vardır, ne anlamı vardır, ne inandırıcılığı vardır” yanıtını verdi.
Tek başına çözümü olmaz
Açıklamasını, “Bu işin tek başına çözümü olmaz, olamaz; olmamıştır da. Ama bunun şöyle bir çözümü vardır: Topyekun, hep birlikte seferberlik” şeklinde sürdüren İmamoğlu, “Bu duygularla hem Sayın Kurum bakan iken hem mevcuttaki Sayın Bakan'a gidip, ne düşündüğümüzü içtenlikle, içimizi tamamen ortaya dökerek, masaya koyarak ortaya koymuş bir Belediye Başkanı olarak, ne yazık ki bütün bu başlangıçtaki iyi niyetli, samimi konuşmaların akabinde görüşmeler, konuşmalar kesilmiş, genelde şöyle bir işaret yapılmış, şöyle bir işaretle yön gösterilmiştir bana. Bunun ne anlama geldiğini onlar izah etsin, ben değil. Ve karar verilemediği, bu işin siyaset üstü tutulamadığının işaretini böyle göstermişlerdir. O bağlamda ben, Sayın Kurum’un ‘topyekun’ cümlesini anlıyorum, ama topyekün seferberlik duygusuna bir katkıları olmadığını görüyorum. Bundan sonra olmasını arzu ederim” ifadelerini kullandı.
BU SEÇİM DAHA ZOR OLACAK!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim ittifakı ve yerel seçimler hakkında, “Siyasi ittifakın 2019’daki gibi olamayacağını, dolayısıyla bu dönemin daha farklı ve zor olduğunu ifade ettim. Ama ben, tam aksine ‘İstanbul İttifakı’nın daha kolay olabileceğini, toplumsal ittifakın, toplumsal birlikteliğin, kent uzlaşısının, kentle ilgili konularda uzlaşmanın daha güçlü olabileceğini… Örneğin; şehri tepeden tırnağa yararak, Kanal İstanbul yapmanın bu kente zararlı olduğunu, en az bu kentte yaşayan yüzde 65 insan biliyor. Ben de diyorum, ‘Biz bunun karşısındayız.’ Başka bir anlayış da diyor ki, ‘Hayır, biz gelir gelmez İstanbul'u baştan başa yaracağız. Ve burayı açacağız. Sağına soluna da 2,5-3 milyonluk şehir yapacağız. Bunu da ‘Sosyal konut yapacağız’ umuduyla söylüyorlar. Yapmazlar; kenti bitirirler, İstanbul'u bitirirler. Mesela bu, bir kent uzlaşısı altyapısıdır. Bu ve benzeri onlarca, yüzlerce madde sıralarız. Biz bunun altına imza atarız. Ve bu imzayı attığımız anda, onun altına da bu kentin en az yüzde 60-65’i imza atar ve uzlaşırız. Bunun adı da İstanbul ittifakıdır. Biz bunu rahatlıkla kurarız ve kuracağız. Umut ederim siyasi anlayışlar da bu kavramla ilgili, daha detaylı, daha derin düşünerek hareket ederler. Ama 2019’dan daha zor bir siyasi ittifak gözüküyor” dedi. İmamoğlu, “Onlarla bir görüşme talebiniz olacak mı?” sorusunu ise “Yani şu anda beni, tabii İstanbul ölçeğindeki konular ilgilendiriyor. Elbette ki Genel Merkezimizin, Sayın Genel Başkanımızın nezdinde, siyasi partilerle görüşmeler sürüyor, sürecektir. Ama ne sonuç alınır, bilemem. Ben yereldeki inisiyatifi aktarmakla mesulüm. Şu an benim gördüğüm inisiyatif bu yönde” şeklinde cevapladı. İmamoğlu son olarak, “İstanbul seçimi, her zaman zor bir seçimdir. İstanbul seçimi nefes nefese, büyük bir efor, büyük bir güç gerektirir. Dolayısıyla, rakibin pozisyonuna bakmadan, kendi rekorlarını kıran bir maraton koşucusu ya da bir 100 metre sprinteri gibi sürece odaklı ve her daim rekor kıracak derecede koşuya hazır bir adaylık gerektirir. Ben öyle bir adayım. Arkamda kimin koştuğuna bakmam. Ben, önümde kıracağım rekorlara bakarak koşmaya devam edeceğim. Sonucu, Allah bilir” ifadelerini kullandı.