Kadınlar ayrımcılığa uğruyor

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, günümüzde kadın erkek eşitliğinin tam olarak sağlanabildiğini söylemenin mümkün olmadığını belirterek, ''Dünya kadınları halen kadın olmaktan kaynaklanan sorunlarla baş etmek zorunda kalmakta, dolaylı ya da dolaysız biçimd

Kavaf, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, 8 Mart'ın kadınların daha insanca bir yaşam için eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı yaktığı bir meşale olduğunu belirtti.
        
New York'ta tekstil sektöründe çalışan 40 bin kadın işçinin, 8 Mart 1857'de insanlık dışı çalışma koşulları ve düşük ücrete karşı başlattıkları cesur direnişin, o tarihten bu yana kadınların eşit haklara sahip olmak için verdikleri mücadelenin, talep ve özlemlerini dile getirmedeki kararlılıklarının, birlik ve dayanışmanın sembolü olduğunu anlatan Kavaf, uzun yıllara dayanan, sancılı mücadeleler sonucunda kadınların küçümsenemeyecek kazanımlar elde ettiğini vurguladı.
        
Kadınların haklı mücadelesinin, tüm dünyada yankı bulup, destek gördüğünü ifade eden Bakan Kavaf, ''Ancak günümüzde kadın erkek eşitliğinin tam olarak sağlanabildiğini söylemek mümkün değildir. Dünya kadınları halen kadın olmaktan kaynaklanan sorunlarla baş etmek zorunda kalmakta, dolaylı ya da dolaysız biçimde ayrımcılığa uğramaktadır. İnsan hakları, demokrasi ve eşitlik açısından ileri ülkelerde dahi kadınların kültürel, ekonomik ve siyasi hayatta hak ettikleri yere gelemedikleri görülmektedir'' değerlendirmesinde bulundu.
        
Türkiye'de kadınlara yönelik ayrımcılığın giderilmesi ve kadınlara da erkeklere tanınan hakların verilmesinin 1800'lü yılların ikinci yarısına kadar uzandığına işaret eden Kavaf, şunları kaydetti:
        
''Cumhuriyet'in ilanı ise Türk kadınları için dönüm noktası olmuştur. Cumhuriyet'in ilanıyla kadınların kamusal alana girmesini sağlayan yasal ve yapısal reformlar hızlanmış; bu süreçte Türk kadınları siyasetten sanata, eğitimden yargıya kadar birçok alanda üstün başarılara imza atmıştır. Ülkemizde Türk kadının elde ettiği bu kazanımları çağa uygun şekilde geliştirmeye yönelik önemli aşamalar kaydedilmiştir.
        
Son yıllarda kadın erkek eşitliğine yönelik bütün yasal düzenlemeler tamamlanmış, reform niteliğindeki bu düzenlemelerle ülkemiz uluslar arası normları yakalamıştır. Uygulamaya yönelik pek çok adım atılmış, kadınların toplumdaki konumunu güçlendirmeyi amaçlayan politikalar yaygınlaştırılmıştır. Bu anlamda kamuoyunda oluşan duyarlılık da umut vericidir. Ancak hem Türkiye'de hem de genel olarak dünyada kadının toplumsal konumu konusunda katedilmesi gereken daha çok yol olduğunun da bilincindeyiz.''
        
-''BİR İNSAN HAKLARI SORUNU''-
        
Kavaf, kadın erkek eşitliğinin yalnızca kadınları ya da belirli kesimleri ilgilendiren bir konu değil; bir insan hakları sorunu olduğuna dikkati çekerek, demokrasinin, insan haklarının, sosyal adaletin, barışın, kalkınmanın anahtarı olan bu sorunun tüm insanlığı kuşattığını ifade etti.
        
Kadının toplumsal hayatın içinde yer almasının, bütün üretim süreçlerinde aktif rol oynamasının, aynı zamanda çağın en önemli gelişme kriterlerinden biri olduğuna işaret eden Kavaf, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
        
''Temel hedefimiz kadınlarımızın iş gücüne katılımlarını artırmak, geleneksel çalışma alanları dışında farklı sektörlerde istihdama katılım düzeylerini yükseltmek, eğitim imkan ve fırsatlarından daha fazla yararlanmalarını sağlamak, sosyal güvenlik göstergelerini iyileştirmek, sağlık sorunlarını azaltmak, yetki ve karar alma mekanizmalarında temsilini artırmak ve aile içi şiddetin önüne geçmektir. Kadınlarımızın hak, fırsat ve imkanlardan eşit şekilde yararlanabilmesi ve kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için çalışmalarımızı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çok taraflı ve çok sektörlü bir yaklaşımla sürdüreceğiz. Bu konuda siyasi kararlılığımız ve azmimiz tamdır.''
        
-''EŞİTLİĞİN YAŞAMA GEÇİRİLMESİ ZORLU BİR SÜREÇ''-
        
Kadın erkek eşitliğinin yaşama geçirilmesinin toplumsal kabuller, kadının toplumsal rolüne ilişkin geleneksel ve kültürel ön yargılar, alışkanlıklar gibi nedenlerden ötürü uzun zaman alan, çok zorlu bir süreç olduğunu ifade eden Kavaf, kadınların toplumsal, ekonomik, siyasal konumlarını güçlendirmek, ayrımcılığı ve ön yargıları yok etmek üzere sivil toplum kuruluşlarından, yerel yönetimlere ve medyaya kadar toplumun tüm kesimlerinin mücadelenin ön saflarında aktif yer almasına ihtiyaç bulunduğunu vurguladı.
        
Kadın hakları konusunda gerçekleştirilmesi gereken toplumsal dönüşümün ancak topyekün bir mücadeleyle hayata geçirilebileceğine işaret eden Kavaf, şunları kaydetti:
        
''Kadınlarımızın erkeklerle birlikte daha eşit ve daha insanca yaşama dair beklentilerini karşılamak, statüsünü yükseltmek ve kadınlarımızdan başlayan bir kalkınma modelini gerçekleştirmek için atılan en küçük adım bile çok değerlidir. Bu bağlamda 8 Mart, kadın sorunlarının çözümü konusunda duyarlılığın artması ve bu yöndeki çalışmalara ivme kazandırması bakımından çok önemlidir. Her yıl tekrarlanan 8 Mart aktivitelerinin kadınlarla ilgili tüm konularda toplumsal hafızanın oluşmasında önemli katkıları olmaktadır.
        
Bu önemli gün vesilesiyle Bakanlık olarak kadın erkek eşitliğinin sağlanması yönünde politikaların üretilmesi ve uygulanmasına ilişkin her türlü çabayı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en üst düzeyde destekleyeceğimizi vurgulayarak, tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü'nü tebrik eder, saygılar sunarım.''

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İ̇stanbul Haberleri