Küçükçekmece’de yaklaşık iki yıldır daha çocuk ve aile psikolojisi üzerine söyleşiler gerçekleştiren iletişim psikolojisi uzmanı Mehmet Teber, son programında psikolojinin teknik konularından ikna psikolojisi konusunu ele aldı. Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapılan söyleşide, Mehmet Teber’e her zaman olduğu gibi yine yoğun ilgi vardı.
KONUŞARAK İKNA ETMEK DAHA ZOR
İknanın hayatın her alanında yer alan bir konu olduğunu belirten Mehmet Teber, hayatın içinden örneklerle ikna konusunu seyircilerle paylaştı. Özellikle siyasetçilerin ve psikologların bu konu üzerinde daha çok yoğunlaştıklarını söyleyen Teber, iknayı kişinin yeni tutum geliştirmesi, var olan tutumun şiddetini artırma veya var olan tutumu değiştirme olarak tanımladı. Bilim adamlarına göre mesaj öğrenme tezi ve bilişsel tepki tezi adında iki farklı ikna yönteminin bulunduğunu ifade eden Teber, “Mesaj öğrenme tezine göre önce ikna edici bir konuşma gerekiyor. Dinleyen kişi konuşmaya dikkat edip anladıktan sonra kabul ederse ikna oluyor. Bu yöntemde süreç zordur. Ancak araştırmalarda bu yöntemin daha kalıcı olduğu gözlenmiştir” dedi.
ÇEVRESEL FAKTÖRLER DE ÖNEMLİ
Dikkatli dinlemeden ve anlamadan da insanların ikna olabildiğinin altını çizen Mehmet Teber, “Araştırmalarda çevresel faktörlerin insanların fikirlerini değiştirebildiği görülmüş. Konuşmacının niteliği, mesaj ve ortamın yapısı ikna edici olabiliyor. Bilişsel tepki tezi denilen bu yöntemi en çok siyasetçiler kullanıyor. Çünkü araştırmaların sonuçları ikna edeceğiniz kişi düşünce tembeliyse çevre kanallarını kullanın diyor. Çevresel kanalları kullanan ikna yöntemi kolay bir süreçte gerçekleşir ancak karşıt fikirlere de dirençsizdir” diye konuştu. Teber, devamında şunları söyledi:
“Dinleyici kaynağa inanırsa ikna kolaylaşıyor. Bununla birlikte konuşmacının saygınlığı ve güvenilirliği de ikna sürecinde önemli bir rol oynuyor. Ayrıca hoşa giden ve beğenilen insanların mesajları daha ikna edici oluyor. Bu noktada siyasetçilerin, edebiyat, spor ve sanat dünyasıyla yakın ilişkiler kurduğunu görüyoruz. Çünkü bu camialardan halka giden mesajlar siyasetçiye göre daha güvenilir bulunuyor. Bu bizim sevdiğimiz kişilerde de böyledir. Sevdiğimiz bir insanın bizi ikna etmeye çalıştığını bilsek bile ona inanırız”
CEM UZAN BU ŞEKİLDE TARİHE GEÇTİ
Cem Uzan’ın 2002 yılında yürüttüğü seçim kampanyasını hatırlatan Teber, “Cem Uzan beş ay gibi bir sürede %7.25 oy alarak Türkiye tarihinde önemli bir olay gerçekleştirdi. Bunu nasıl başardı? Yanında 12 kişilik psikolog ordusu vardı. Bir kere her gittiği yere bir sanatçı götürdü. Konuşma dinlemek istemeyen vatandaşlar şarkıyla türküyle eğleniyordu. Ayrıca meydanlarda halka döner ve lahmacun dağıtıyordu. Halk bu şekilde kendisine değer verildiğini düşünüyordu. Cem Uzan, temiz ve güven veren bir imaj için her zaman beyaz gömlek giyiyordu. Bunların yanında çekilişle vatandaşa beyaz eşya, ev, araba da verdi. Söylemlerinde de mazotu bir lira yapacağını iddia etmesi gibi çeşitli vaatlerde bulundu” diyerek tamamen psikolojik taktiklerle iknada başarılı olunabileceğine dikkat çekti.
İknanın gücünü belirleyen faktörlere ek olarak cinsiyetten de bahseden Mehmet Teber, kadınların duygusal yapısı nedeniyle erkeklere göre daha kolay ikna olduğunu söyledi. Teber, evleri gezen satıcıların bu nedenle genelde evin hanımı sorduklarını da sözlerine ekledi.