Yolumuz açık olsun
İmamoğlu, "Bu anlayışla bu güzel ve tarihi kurumun tüm insan kaynağından son derece faydalanacağımızı herkes bilmeli. Farklı bir anlayışa başlangıç yapacağız. Bizden olmayanlar bizden olanlar gibi bir anlayışın bittiği gündür bugün. Dolayısıyla kucaklamanın tek bir felsefesi var. Biz kucaklarken çalışma arkadaşlarımıza aynı aynı güzellikte ve aynı samimiyetle bizi kucaklamasını istiyoruz. Dolayısıyla bu kucaklaşmanın tek bir faydası var 16 milyon insana. Ülkemize ve milletimize kişisel hiçbir beklentiyle ya da kişiye hizmet anlayışıyla hiç kimse bizden talimat almayacak. Bizden alacakları talimat İstanbul'un lehine olacak. İstanbullunun çıkarına olacak. İstanbul'un lehine ve çıkarına olacak. Tüm bu anlayış ve felsefeyle buradayız. Yolumuz açık olsun. Çok konumuz var. Başarılar diliyoruz" diye konuştu.
Kalıcı hizmetler yapacağız
"Benimle yol yürüyecek elbet yeni kadrolarımız olacak" diyen İmamoğlu, "Allah mahçup etmesin. Değerli bir süreçtir. Bu kent kutsal bir kenttir. Bu kentte birçok maneviyat vardır. Duaları vardır. Tecrübeleri ve birikimleri vardır. Bunları kucaklamak olağanüstü birikim ister. Kimse kendisini bir kısır bir bakışa hapsetmesin. Herkes penceresini açıp ve açısını geniş tutsun. Böyle tuttuğu takdirde bu kenti dünyanın en güzel ve vizyon kenti haline getiririz. Şehre yapacağımız hizmetler bu şehirde kalıcı ve güzel hizmet bıraksın diliyorum" ifadelerini kullandı. Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu'na, dün mazbata sırasında yaralanan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca'nın sağlık durumu soruldu. İmamoğlu bu soruya, "Genel Başkan yardımcımızın mazbata alımı sırasında bir talihsizlik yaşandı, bir cam kırılması yaşandı. Keşke o kargaşa olmasaydı, o kargaşa esnasında bir yaralanmayla minik bir yaralanma oldu. Gitmişken orada tedavi gören hastaları da ziyaret ettim. Allah hastalara şifa versin, inşallah sağlıklı günler bizim olsun" şeklinde cevap verdi.
Büyük oğlum indirimi sordu
İmamoğlu, "Dün akşamı nasıl geçirdiniz, heyecanlı mıydınız?" sorusuna da, "Elbette heyecanım var, heyecanım aklımın önüne hiç geçmez. Mesuliyetimin farkındayım. Dolayısıyla dün gece çocuklarımla, eşimle, annemle babamla kucaklaştım, onların hem duasını ve desteğini aldım. Çocuklarımın İstanbul'la ilgili yapacaklarımı sorması işimin ne kadar zor olduğunu gösterdi. Oğlum 'Bu binayı ne zaman kütüphane yapacaksın?' diye sordu. Büyük oğlum öğrenci indirimini sordu. Kızım sadece beni öpmekle yetindi, onun isteği yok şimdilik" dedi.
Herkesi davet ediyorum
Ekrem İmamoğlu, İstanbullularla buluşma konusu ile ilgili, "Bu bir miting değil. Miting evrensel kavramıyla aynı anlama geliyor ama bizde başka anlamlar yüklenebilir. Bu bir buluşma, bir 'Bismillah' dedik. Orada da aynı şeklide bir başlangıç buluşması. Dolayısıyla bir karnaval gibi de düşünebilirsiniz. Eğlenceli bir gün gibi de düşünebilirsiniz. İstanbul'da yeni bir sürecin, başlangıcı, her şey çok güzel olacak anlayışının başlangıcı diyebilirsiniz. Bu anlamla yüklü bir günü yaşamak istiyorum. Bebeklerimizi, çocuklarımızı, sağlığı sıhhati olan herkesi, bu şehrin insanlarını davet ediyorum. Oy verenleri değil herkesi davet ediyorum. Böyle bir anlayışla buluşma hazırlayacağız. Keyifli bir günü buraya ayırırlarsa inşallah İstanbul için çok güzel bir günü bir başlangıç gününü yaşamış oluruz, diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Telefonlardan bilgim yok
İmamoğlu, "Mazbatayı aldıktan sonra resmi bir telefon aldınız mı?" sorusuna "Şu anda buradaki resmi telefonlardan bir bilgi elde edemedim. Cep telefonuma bakma fırsatım olmadı, hakkını yemeyim, ama bana şimdilik ulaşan bir şey yok" şeklinde cevap verdi.
Sorumluluğumu yaparım
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Protokol gereği Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı İstanbul'a gelişinde karşılayacak mısınız/" sorusuna, “Benim sorumlluğum neyi gerektiriyorsa onu yaparım, yani devlet protokolü, sorumlluğu neyi gerektiriyorsa onu yaparım. Bundan yana kimsenin şüphesi olmasın. Biz normalleşme ve kucaklaşmanın yanındayız. El sıkmaya fırsatımız varsa elini sıkarız. El sıkmadan daha fazla fırsat varsa kucaklaşırız, daha fazla fırsat varsa konuşuruz uzlaşırız. Yani fırsatları yaratma konusunda kabiliyetime güveniyorum" dedi. İmamoğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı İBB'ye davet edecek misiniz?" sorusuna da “Kesinlikle davet edeceğim. Bu ülkenin her makamı her kişisi buraya davet edilmelidir. Bir arada iş üretmeliyiz. Bizden kimse partizan bir dil beklemesin. Bu ülkeyi ve bu şehri barıştırmaya geliyoruz. Bunu da lafla yapamazsınız, uygulamayla yaparsınız. Görüyorum ki toplum bu hoşgörüyü ve sevgiyi saygıyı istiyor. İnsanların yüzü mutlu, gerginlikten usanmış, bu milletin gündeminden çatışmayı yok ettiğinizde, bertaraf ettiğinizde inanın milletçe önümüzde hiçbir şey kalmaz" diye cevap verdi.
Kütüphane hizmete girecek
İmamoğlu'na, "İBB Hizmet binasını ne zaman kütüphane yapacaksınız?" sorusu soruldu. Bu soruya da İmamoğlu, “Arkadaşlarımla bu süreçleri analiz edeceğiz. Teknik süreçler aksatmadan. İnsanların burayı kendi yönetim binası anlayışını koruyan mimari tasarımlara burası muhtaç. Bunu mutlaka hayata geçireceğiz. Bunun dünyada da örnekleri var ama biz en iyi olacağız. Bahsettiğimiz kütüphane hemen başlayacak. Elbette buradaki makamların birimlerin mevcut yapı düzeni içerisinde konumlanması gerekiyor, onların tasarımları halledilecek. Bunu hızlıca halledeceğiz. Burada eğitimin, kültürün, var olduğu süreci yaşatarak, bu binada arka binayı özellikle tanımlıyoruz. Bu binada meclisin ve belediye başkanının olması halkla iç içe olmanın fiziki imkanını sağlamış olacak. Ben halkla uzaklaştığım an, verimli olamayacağımı düşünüyorum. Halkında bizimle buluştuğu kadar bu kente verimliliği katacağını düşünüyorum. O katılımcılığı ve şeffaflığı bu fizik alanda yansıtma mecburiyetimiz var" şeklinde yanıt verdi.
Şeffaf yönetim olacak
İmamoğlu, şeffaf yönetim anlayışı ile ilgili de şunları söyledi: "Bazılarına göre siyasi iradenin sizde olmaması meclis iradesinin sizde olmamasını bir zaafiyet olarak gösterseler de, ben bunu ülke ve şehir adına demokrasi adına fırsata dönüştürmek istiyorum. Eğer insanlar bu kente, bir kişiye değil, talimat alıp, bir kişiye hizmet etmeyi kendine felsefe edinmeyip 'ben 16 milyon insana hizmet etmeye geliyorum' demişse hiçbir engelimiz yok. Dolayısıyla tüm şeffaflığıyla başta meclis olmak üzere, bir çok görüşme yapacağımız şeffaf odamızda vatandaş bilgilensin ve faydalansın istiyoruz. Bugünün teknolojisi, çağın demokrasi anlayışı için bir fırsattır. Bu kadar hızlı iletişim kurabiliyorsak, soru sorup cevap alabiliyorsak milyonlarca insanla bağ kurmak teknolojisi varsa bunu niye fırsata çevirmeyelim. Göreceksiniz bizim insanımız fıtrat olarak demokrasiye çok uygun. Özgürlüğünü seven bir toplumuz. Bu şehirde bunu özgürlüğü ve eşitlenmeyi hakim kılmak adına fırsata dönüştürdüğümüzde göreceksiniz, İstanbul'un yerel demokrasi uygulaması belki dünyaya örnek olabilir. Bu bağlamda son derece radikal kararlar alacağız. Toplumun bu şeffaflığı hissetmesi adına. Demokrasinin bu kent yönetiminde böyle damarına işlemesi adına, göreceksiniz bazı eksikliklerimiz olabilir tamamlayacağız. Bazı adımlarda bazı sıkıntılar olabilir, yönünü değiştireceğiz. Ama günün sonunda bu şehirde bu yönetimde mutlak demokrasi, mutlak şeffaflık ve mutlak katılımcılık var olacak" dedi.