Marmara Denizi'nde dün 23.05 saatlerinde 4.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin İstanbul'da hissedilmesi birçok soruyu da beraberinde getirdi. Marmara Üniversitesi '8 Kasım Dünya Şehircilik Günü'nde 'Türkiye Yüzyılında Dirençli Şehirler Paneli' düzenledi.
Panele TBMM Çevre Komisyonu Başkanı AKP İstanbul Milletvekili Murat Kurum, Marmara Üniversitesi Rektörü Mustafa Kurt, Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki ile üniversite öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.
"BİZİM BEKLEDİĞİMİZ KUZEY KOLU ÜZERİNDE DEĞİL"
Marmara Denizi'nde yaşanan depremle ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Naci Görür, "Marmara'da dün olan deprem bizim beklediğimiz Kuzey Anadolu Fayının(KAF) kuzey kolu üzerinde değil. Aksine KAF fayının güney kolu üzerinde oldu. Hem doğrultu bileşenli hem normal eğimli fay kesimi o güney Marmara'nın güneyini etkileyen fay sistemi.
Yavaş bir fay. Orada tabii Marmara gerildikçe bu stres birikiyor. Hatta Marmara'nın güneyi kuzeye nazaran yani İstanbul'a nazaran daha fazla stres biriktiriyor. Bu stres dediğimiz de nedir? Fayların bu kayaları kırma gücü demektir. Birim alana düşen kuvvet. Yani Marmara'da biz deprem bekliyoruz.
Marmara Bölgesi ciddi, stres biriktiren bir bölge. Elbette ki güney fayı kolunda da bir şeylerin olması beklenir. Ama öyle endişe edecek bir şey yok. İlk depremi biz Kuzey Kolu üzerinde bekliyoruz güneyde değil. Ama yani herkesin depreme elbette ki hazırlanması lazım" diye konuştu.
"İSTANBUL'DA EN AZ 7.2, MAKSİMUM 7.6 BÜYÜKLÜKTE DEPREM BEKLİYORUZ
İstanbul'un depreme hazır olmadığını vurgulayan Görür, "İstanbul için beklentim yok, bunu çok söyledik, 1999'dan beri söyledik, söylüyoruz. İstanbul'da en az 7.2, maksimum 7.6 büyüklükte deprem bekliyoruz. Bunları Kumburgaz Fayı veya Adalar Fayı üzerinde olabilir. 1999'dan beri İstanbul'u depreme hazırlayın dedik. Yeterince başaramadık yani.
İstanbul henüz tam olarak depreme hazır değil. Hem hazırlanması lazım. Ülkenin en önemli birincil diyelim gündeminin olması lazım. Yani sık sık siyasiler beka meselesi diyorlar ya, asıl beka meselesi işte deprem. İnsanlarımız ölmesin diye bunu ciddiye almak lazım. Çünkü insanlarımızı kaybetmek istemiyoruz.
Deprem milyonlarca senedir bu coğrafyada oluyor. Daha milyonlarca sene devam edecek. Eğer biz sağlıklı ekonomik siyasi bağımsızlığımızı koruyacaksak bu asrı çıkartacaksak deprem sorununu çözmemiz lazım. İşin şakası yok" ifadelerini kullandı.