Tarhan: Militan ruhumu hiç kaybetmedim
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, ortaya çıkan ses kaydıyla ilgili eleştirilere cevap verdi.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, yaşamının her döneminde militan ruhunu hiç ama hiç kaybetmediğini belirterek, "Bu çatıya pasta yapmaya değil, iktidarın tehlikeli sularda gezinmesini denetlemeye geldim" dedi.
"MAAŞLARINI KİMLER ÖDÜYOR"
Tarhan, düzenlediği basın toplantısında, uzun bir süredir Türkiye'de yaygın bir şekilde dinlemeler ve izlemeler yapıldığını ve arşivlendiğini bildiklerini öne sürdü.
Bunların da hep aynı medya aracılığıyla kamuoyuna servis edildiğini iddia eden Tarhan, bu işlerin sıradan bir çete organizasyonu olmadığını söyledi. Tarhan, çetenin araç ve donanımlarının yakalanmadığını savunarak, "Bu izleme ve dinlemelerin peşinde koşan onca elemanı kimler görevlendirdi merak ediyorum. Maaşlarını kimler ödüyor, kimlere bağlı çalışıyorlar. Pahalı izleme ve donanım araçlarını hangi paralarla almışlardır- Nerede saklamaktadırlar. Çünkü bunu araştırması gerekenler, belli ki bu suça ortak, o yüzden araştırmıyorlar" dedi.
"ARAŞTIRMACI GAZETECİ YOK"
CHP'li Tarhan, "yandaş gazetelerde 'Tarhan'ın önlenemez yükselişi' diyerek işaret fişeğinin patlatıldığını iddia ederek, şöyle konuştu: "Ev, kamuya açık alan demeden peşimize saldıkları karanlık adamlarıyla sinsice özel alanlarımızı, sohbetlerimizi yasadışı dinlemişlerdi zaten. O zaman bıyık altından gülenler, bugün yayınlayanlar aslında. Bu kampanyayı açanlar kim mi- Referandum sürecine gidin; o gün saldıran, terörist ilan edenlere, iktidar korunmasında 24 saat yayın yapanlara bakın. Bunca hırsız, tek derdi küpünü doldurmak olanlar varken, neden bizi dinlediler. TV röportajlarında aldığım nefes bile önüne tape edilerek önüne konulan o bakana sorun- Müsteşarı neden görevden ayrılmış, onu da bi zahmet sorun. Devlet sırrı yasasıyla hangi sırları sırlar odasına saklayacaklar. Araştırmacı gazeteci yok mu bu ülkede. Uğur Mumcu gibi olanları katlettiler, kalmadı. Şimdiki yöntemleri ise dinleme bankaları oluşturmak. Çünkü dimdik duruyorduk biz, dimdik durmayanları da nasıl harcayacaklarını itiraf ettiler. Farkımız budur."
"Siyaset yargıdan elini çekmelidir, yargı yargıya bırakılmalıdır" sözleri nedeniyle dinlenildiğini ileri süren Tarhan, "Üzgünüm soyum da boyum da ilginize mazhar olamayacak kadar sıradan" dedi.
"Kimsenin yargıcı olmamak üzereydi"
CHP Grup Başkanvekili Tarhan, AK Parti'ye biat etmek için yargıç olmadıklarını ifade ederek, "Mücadelemiz ne CHP ne AKP ne MHP... Kimsenin yargıcı olmamak üzereydi. Kimsenin bize 'benim' yargıcım demesine izin vermemek üzereydi mücadelemiz ama açık kanallar ve her yerde söyleyebileceğimiz sözlerin ve görüntülerin önüne bir kapı ve anahtar deliği koyarak oradan görünen ve duyulanlara özel ve farklı anlamlar yükleyenler daha çok beklerler" dedi.
KREMA, PASTA DEĞİL DEMİR LEBLEBİYİM
Birilerinin iktidar gücü karşısında pısabileceğini, susabileceğini, jöle kıvamına gelebileceğini belirten Tarhan, şöyle devam etti: "Ben yaşamımın her döneminde militan ruhumu hiç ama hiç kaybetmedim. Çocuklarıma da sözlerim gibi sahip çıkarken de işimi şevk ve coşkuyla yaparken de inandığım değerleri savunurken de. İşte bu yüzden bağımsızlığın ve demokrasinin militanıyım. Hukukun verdiği güçle sonuna kadar da savaşırım, tek başıma da kalsam. Birileri beğenmeyebilir, rahatsız olabilir, birileri de sessiz kalabilir, selamı sabahı kesebilir. Ancak yargıçlığı nasıl yaptıysam siyaseti de öyle yapacağım, adaletle ve ilkelerle. Birileri siyasetin yazılı olmayan kurallarını hatırlatabilir, her yere gülücük dağıtanlardan hoşlananlar olabilir, birileri karşılarında bir krema görmek isteyebilir ama ben bu çatıya pasta yapmaya değil, iktidarın tehlikeli sularda gezinmesini denetlemeye geldim. Halkın bana verdiği yetkiyle geldim. Ben krema, pasta değil, demir leblebi olmayı tercih ediyorum. Bu korku toplumunu yaratma cürmünün lekesini yüzünde taşıyanların ve başka hiç kimsenin bana edep ve adap dersi vermek haddi değildir. Çünkü sabahın beşinden gecenin yarısına kadar elleri kanayıncaya kadar çalışıp çocuklarını okutmaya çalışan bir emekçinin kızıyım ben. Mustafa Kemal'in kurduğu hukuk mektebinden mezunum. Kimsenin haddine değil."